Siyaset ve korona derken, gına geldi. İnsanlar, canı ile cüzdanı arasında sıkışıp kalmışken, kalkıp da ciddi ciddi kelimeler, cümlelerle kafanızı şişirmek istemem.

O bakımdan, biraz gülümsemenizi, keyiflenmenizi istedim ve sizler için 2 fıkra beğendim.

Hadi, okuyun ve neşenizi bulun!

*

İçi bal fıçılarıyla dolu bir gemi limana yaklaştı. İşçiler bal fıçılarını boşalttıkları sırada fakir olduğu her hâlinden belli olan yaşlı bir kadın elinde küçük bir kâseyle çıkageldi. 

Balların sahibi olan tacirin yanına gidip, kendisine kâse dolusu bal vermesini istedi. Tacirin sessiz kalıp kendisine bal vermediğini gören yaşlı kadın ümitsizce geri döndü...

Yaşlı kadın oradan ayrılınca tacir, olaya şahit olan genç çalışanını çağırıp yaşlı kadını takip etmesini ve evine bir fıçı dolusu bal götürmesini söyledi. 

Genç adam şaşırıp kalmıştı: “Kadıncağız sizden azıcık bal istedi, vermediniz; şimdi ise bir fıçı bal gönderiyorsunuz!?”

Tacir cevap verdi; “Ey genç! O kendi miktarınca ve ihtiyacı kadar ister, ben de kendi miktarımca ve gücüm kadar bağışladım...”

*

Bal dedim de aklıma geldi, hani kaliteli bal sattığı halde müşterisi olmayan esnaf için birilileri ne demişti; “Dükkânında kaliteli bal var ama suratın sirke satıyor! Onun için müşteri gelmiyor!!”

Suratı sirke satanlara ithaf olsun!

*

Evcil hayvanları çok sevdiğimi söyleyemem. Ama yolda yürürken karıncaları incitmemeye, üzerine basmamaya, onları öldürmemeye özen gösteririm.

Evcil kediyi ve köpeği de severim. Köpeği severim de, köpekliği, köpekliği ahlak, meslek edinenleri sevmem!

*

Bakın aklıma bir köpek fıkrası geldi.                                 

Genç bir adam, yolda ayağına diken batan bir köpek görür. Hayvan acıdan kıvranmakta, adım atamamakta.

Hemen müdahale eder, köpeğin ayağına batan dikeni çıkartmak için ona doğru hamle yaparken, etrafındakiler uyarır; “Ona yaklaşma! Ters köpektir, seni ısırır!” derler.

Genç adam kendisini uyaranları dinlemez ve gidip köpeğin ayağındaki dikeni çıkartır. Fakat… Diken çıkarken canı daha fazla yanan köpek, ‘Hıırrrrr!’ diyerek adama saldırır ve elini ısırır.

Etrafındakiler; “Gördün mü, seni uyarmıştık. Ama bizi dinlemedin! Isırdı işte!” derler.

Genç adam acı acı tebessüm eder; “O köpektir. Isırmak köpeğin doğasında var. Isıracak tabi. Fakat ben insanım. İnsan insanlığını, köpek köpekliğini yapacak, doğanın kanunu böyle!” cevabını verir.

*

Ne diyordu büyüklerimiz, ‘itin dostluğu olmaz!’

Ne olursa olsun, siz siz olun, evcil de olsa köpeklere çok yaklaşmayın. Köpeği sevseniz bile köpeklikten nemalananlardan uzak durun!