Tüm Türkiye’de olduğu gibi Kahramanmaraş’ta da kış mevsiminden çıkıp, bahar aylarına girdiğimiz şu günler, deyim yerindeyse ‘düğün sezonu’ olarak adlandırılıyordu. Sezonun açılmasıyla birlikte de yeni evlenecek çiftler, düğün öncesi evleri için gerekli olan beyaz eşya gibi ihtiyaçlarını karşılıyordu ve böylelikle ekonomik de bir hareketlilik yaşanıyordu. Fakat tüm dünyayı derinden etkileyen ve 2020 yılına damga vuran yeni tip koronavirüs salgını, sağlıktan ekonomiye, sosyal hayattan siyasete kadar her alanda dengeleri bozdu. Salgının yayılımını durdurmak amacıyla verilen sokağa çıkma yasakları ve birçok sektörde faaliyetlerin durdurulması, özellikle ekonomik sıkıntıların yaşanmasına sebep oldu. Geçmiş yıllarda düğün sezonu olarak bilinen ve içinde bulunduğumuz bu dönemde yaşanan ekonomik hareketlilikten bugün eser bile kalmadı. Geçmiş düğün sezonları ile bu yılki düğün sezonunun karşılaştırmasını ve beyaz eşya sektöründeki son durumu kentin önemli firmalarından biri olan Çalkaya A.Ş.’nin Mağaza Müdürü Ali Murat Danış’a sorduk.

HAM MADDE VE ARA MAMÜL BULUNAMIYOR”

Koronavirüs pandemisinin sadece Türkiye’yi değil dünyayı zor bir sürecin içerisine soktuğunu belirten Çalkaya A.Ş. Mağaza Müdürü Ali Murat Danış, “İnsanların hayatına mal olmasının yanı sıra birçok yönden tüm insanlığı olumsuz etkiledi. En çok da ekonomiyi etkiledi. Ekonominin olumsuz etkilenmesi için 3 senaryo gereklidir bana göde ve bu üç senaryo da şuan da yaşanıyor. Öncelikle Türkiye’de üretilen birçok ürünün ham maddesi ya da ara mamülü yurt dışından geliyordu. Salgın sebebiyle birçok ülkenin sınırlarını kapatmasından dolayı, Türkiye’ye birçok ürünün ham madde ve ara mamül gelişinde aksamalar var. Bunların da genellikle çıkış noktası Çin. Çin’den geldiği için bu ürünler şuan da Türkiye’de tedariği zorlaştı. Ara mamüllerin ürünlere dönüştürülmesinde de fabrikaların çalışmaya ara vermesinden dolayı üretimde de problemler oluştu. Bundan dolayı da iç pazarda üretim yüzde 40’lara kadar düşmüş durumdu. Üretimin az olmasından dolayı da piyasaya sunulan arz noktasında da azalma var. Arz da az olduğu için ürünlerin tedariğinde birçok firma zorlanıyor” dedi.

DÖVİZ ARTIŞI, FİYATLARI DA ARTIRDI”

Döviz kaynaklı fiyat artışlarının da alışverişleri azalttığına dikkat çeken Danış, insanların özellikle gıda ürünlerine bütçe ayırdığını belirterek, “İkinci olarak bu ürünlerin yurt dışından gelsin veya Türkiye’de üretilsin bir çoğunun bağlandığı noktada döviz. Döviz artışı da bunları çok fazla etkiledi. Döviz de arttığı için otomatikman ürünlerin fiyatları artmış durumdu. Üçüncü olarak da insanların gelir seviyesi düşmeye başladı. Bu süreçte insanların en büyük önceliği gıda ve market alışverişi oldu. Gıda ve market alışverişlerine insanlar daha çok bütçe ayırmaya başladığı için bizim gibi diğer sektörlere talep azaldı. İnsanlar yeni ürünleri almaktan çok, bozulsa bile tamir yöntemine başvurmaya başladı. Ortalama ürünlerin fiyatları yüzde 40, yüzde 50 civarında arttı. Aynı zamanda insanlar dışarıya çıkamadığı için ürünlere karşı talep de azaldı. İnsanlar evde oturduğu takdirde ihtiyaç duydukları en fazla şey hızlı tüketim malzemeleri oldu. Gıdadaki fiyat artışından dolayı insanların bütçeleri oraya ayrıldı ve bunun etkisini çok fazla görüyoruz” ifadelerini kullandı.

DÜĞÜN SEZONUNDA HİÇ BÖYLE KÖTÜ OLMAMIŞTI”

Geçmiş düğün sezonuna göre işlerin yüzde 60-70 oranında düştüğünü kaydeden Danış, sözlerine şu şekilde devam etti, “Şuan da düğün sezonunda olmamıza rağmen salgın sebebiyle düğünlerin ertelenmesi de bizleri olumsuz etkiledi. Örneğin geçen sene bugünlere göre yüzde 60-70 oranında düşüş var. Bunun büyük oranı düğünlerin ertelenmesi. Şuan düğün yapmak isteyen bir kişi düğün salonu açık olmadığı için yapamıyor, açıldığında da yüzde 25 civarında çalışması isteniyor. Yani bin kişilik bir düğün salonunda 250 kişinin gelmesi gerekiyor. Gelecek kişi sayısının azalması da ertelemeyi beraberinde getiriyor. İnsanlar düğün alışverişini de düğünden önce yapıyorlardı, eskiden çeyiz diye bir olay vardı, insanlar 2-3 yıl öncesinden çeyizini ayarlıyordu. Şimdi evlenecekler 3-5 gün önce geliyor, genellikle kredi kartıyla alışverişini yapıyor. Bu alışverişlerin ertelenmesi sebebiyle de maalesef ki satışlar istediğimiz ya da beklentilerimiz gibi gerçekleşmedi.”

İNTERNETTEN SATIŞLAR ARTTI AMA...”

Yaşanan süreçti internetten alışverişlerin arttığına değinen Danış, internetten satış noktasına daha fazla ağırlık vermeye başladıklarını belirterek, “Bu süreçte insanlar evine kapandığı için sürekli internetten alışverişe yöneldi. Biz yıllardır internetten alışverişin çok da sağlıklı olmadığını veya birçok problemlerin yaşandığını söylüyorduk ama bu süreçte insanların başka çaresi kalmadı. Yaklaşık 7,5 milyon insan 35-40 gündür evden çıkmıyor ve ihtiyaçlarını da bir şekilde karşılamaları lazım. En az el değerek ve en az zaman harcayarak, en kolay alışveriş yapacağı mecra internet. İnternetten insanlar hem ürünleri ucuza bulabiliyor hem istediğini çeşidini bulabiliyor hem de ürünü istediği zaman temin edebiliyordu. Bu süreçten kısa bir süre önce biz ürünlerimizi internetten satışa başlamıştık. Yine ürünün azlığından dolayı bir problem oluştu. Örneğin ekmek yapma makinası, TV’lere bile konu oldu. Bu ürünün tamamı yurt dışından geliyordu ve çok az bir talep vardı. Evde kalma sürecinden bu ürüne talep arttı. İç pazarda ürünün fazla olmamasından kaynaklı, özellikle de fırsatçılar sebebiyle burada bin TL’ye sattığımız ekmek yapma makinaları 3-5 ya da 6 bin TL’ye kadar satıldı. İnsanlar bu fiyatlara da talep gösterdi. İnternetin böyle de kötü yanı oluştu” dedi.

CADDENİN TRAFİĞE KAPATILMASI DA SATIŞLARI AZALTTI”

Trabzon Caddesi’nin uzun süre trafiğe kapalı olmasının ve sokağa çıkma çıkma yasağının da satışları düşürdüğünü aktaran Danış, şu şekilde konuştu, “Mağazamızın bulunduğu cadde de yaklaşık bir ay trafiğe kapalıydı. Bundan dolayı da çok büyük bir iş kaybımız oldu. İnsanların sokağa çıkamaması, bulunduğumuz muhite gelememesinden dolayı da çok fazla olumsuz etkilendik. Ama bu noktada da internet satışlarımız arttı, belirlediğimiz ciroların çok daha üstünde yapmaya başladık. Mağazamızda virüsten önce de bir haftada satamayacağımız ürünleri bir günde sattığımız oldu. Bu süreç internetten satışlarımızı çok fazla artırdı ama oranın da eksi yönü şuan da sattığımız ürünleri ortalama 15 gün içerisinde bile kargolardan dolayı teslim edemiyoruz. Çok fazla geriş dönüşler olmaya başlıyor, çünkü bir ürünü kargoya verdiğiniz takdirde maksimum 3 gün içinde teslim etmek zorundaydı ama şuan da ne bizim satışa sunduğumuz ürünler ne de büyük internet siteleri bu duruma bir şey yapamıyor. Çünkü taleplerin çok daha üzerinde, bir kargo firmasının taşıyabileceğinin 10 katı daha fazla teslim edilmesi gereken ürün var. Avantaj yavaş yavaş dezavantaja dönüşmeye başladı. Sebebi de insanlar ürünleri kargodan dolayı temin edemediklerini görmeye başladı. Sokağa çıkma yasağının kalkmasıyla birlikte perakende de bir hareketlik var. AVM’lerin ya da elektronik mağazaların kapanması da birçok yerde insanların geleneksel mağazalara daha çok gelmesine vesile oldu. Cadde mağazacılığı ya da geleneksel mağazalara talep bu süreçte arttı. Biz bulunduğumuz lokasyonda bunu göremedik ama buranın haricindeki iş yerlerinde önceki aylara göre yüzde 60 işlerin arttığını söylüyorlar” ifadelerini kullandı.

KARGO FİRMALARININ YETERLİ OLMADIĞI DA GÖRÜLDÜ”

İnternetten siparişlerin artmasıyla birlikte Türkiye’de kargo firmalarının yetersizliğinin de görüldüğünü anlatan Danış, “Bizim ürün satın aldımız Vestel, Arçelik, Beko gibi firmaların da kargo taşımasında problemleri var. Kargoculuk noktasında birçok problem var. Aslında Türkiye’nin büyümesindeki en büyük eksiklerden bir tanesinin de kargo olduğu ortaya çıktı. Biz örneğin Çin gibi ürün satışı yapmaya başlasak dünyaya, demek ki yüzde 1’ini bile satamayız. Kargo alt yapımız ve ağımız yok. İnternet sitelerimiz de öyle, yoğun olarak satış yapıldığı görüldüğünde sitelerde duraksamalar oluyor. Örneğin İstanbul’un Arnavutköy’ünde bir müşteriye gönderdiğimiz ürün, Ataköy’deki aynı isimli başka bir kişiye teslim ediliyor. Kargolar şuan da yoğunluğu kaldıramıyor diye düşünüyoruz” şeklinde konuştu.

EKONOMİK DÜZELME 2021’İ BULACAK”

Türkiye’de ekonomik olarak düzelmenin 2021 yılında yaşanacağına inandığını dile getiren Danış, “Genel olarak ülkenin bu süreci atlatması biraz da sağlık yönüyle alakalıydı, ekonomik yönüne çok fazla Bilim Kurulu gibi kurumlar bakmadı ancak Cumhurbaşkanımız ve devletin ekonomi noktasında sorumluluk üstlenen insanlar ekonominin önemli olduğunu ortaya çıkardı. Sağlık süreci çok daha uzun bile sürse, Cumhurbaşkanımız ya da ekonomiyi yöneten kişiler bu tedbirleri devam ettirmeyeceklerini söylüyorlardı. Normalleşme süreciyle birlikte Haziran’dan sonra normalleşme başlayacak ama virüsten önceki kısma gelmesi 2021’i bulacak diye tahmin ediyorum. Belki o seviyeye hiç gelmeyecek ama 2021’in başından sonra bazı şeyler daha da düzelecek. İnsanlar bu süreçti kredi aldılar, geri ödemeler başlayacak, o zaman da bir ekonomik problem ortaya çıkacak. Sağlık düzelmiş olacak ama ekonomik olarak sorunlar o zaman başlayacak. Umarım en kısa sürede eski zamanlarımıza döneriz. Son olarak artık tedbirlere uyarak hayatımızı normalleştirmeye başlarsak hepimiz için daha iyi olacaktır. Yoksa hem ekonomik hem de psikolojik anlamda daha farklı sorunlarla karşı karşıya olacağız” dedi.

(Haber: Ahmet Güneçıkan)

Editör: Mahmut Beyaz