Son yıllarda tüm Türkiye’de obezite sayısı her geçen gün artmakta. Özellikle de yaz mevsimini yaşadığımız şu günlerde fazla kilolardan kurtulmak isteyenler biran önce zayıflamak için farklı yollara başvurmaktalar. Kilo almak ya da zayıflamak için Sağlık Bakanlığından izinsiz kullanılan ilaçlardan dolayı çoğu vatandaş amansız hastalığa yakalanıyor hatta ölüme kadar gidiyor. Kilo problemini psikolojimizle nasıl düzeltmemiz gerek, hangi yemeklerden kaçınmalıyız, kaç öğün yemek yemeliyiz, nelere dikkat etmeliyiz gibi birçok sorulara açıklık getirerek gazetemizle paylaşan Diyetisyen Gökçe Sarıtaş, diyet yapmak isteyenlere ya da kilo almak isteyenlere önemli bilgiler verdi. Özellikle de diyet konusunda insanların yanlış davrandığını belirten Sarıtaş, “Diyet diye bir şey yok, sağlıklı beslenme var” dedi.

ÖNEMLİ OLAN YAŞAM STANDARDINI DEĞİŞTİRMEK”
İnsanların yemek alışkanlıklarında dikkat edilmesi gereken şeyleri anlatan Sarıtaş, şu ifadeleri kullandı: “Zayıflamak son dakikaya bırakılacak bir iş değildir. Tatile gideceğim bir hafta kaldı on gün kaldı hemen zayıflayayım diye bir şey olamaz. Son ana bırakıldığı zaman insanlar dışardan takviyeler almak istiyorlar. İlaç, gıda takviyesi, detoks ürünleri gibi yollara başvuruyorlar ama bunlar tamamıyla yanlış yollar. Zayıflamak için en az 1 yada 2 ay öncesinden diyet yapmaya başlamak gerekiyor. Diyet yapmak diye bir şey de yok aslında sağlıklı beslenme var. Bizim önceliğimiz kişinin sağlık durumunun el verdiği ölçüde, kan tahlillerine göre beslenmesini düzenlemek. Bize gelen insanlardan öncelik olarak kan tahlili istiyoruz ki ona göre bir program uygulayıp sağlıklı beslenmeye itelim insanları diye. Burada önemli olan yaşam standartlarını değiştirmek.”

3 GÜN SPOR YAPIP BIRAKMAK VÜCUDU YORAR”
Sporunda diyet konusunda büyük yardımcı olduğunu belirten Sarıtaş, ani değişim olmadığı için sporun bırakılmaması gerektiğini söyledi. Sarıtaş, “İnsanlar ani bir değişim görmedikleri zaman diyeti, sporu hemen bırakabiliyorlar o aldıkları kilolar aniden gelmediği için aniden gitmesini beklemekte yanlıştır. Her şeyden önce sabır gerekiyor, 1 hafta spora gittikten sonra 2. Haftada farkı görmeye başlayacaklardır zaten. 3 gün spor yapıp bırakmak vücudu yorar. O yüzden başladığımız zaman sonuna kadar gitmemiz gerek” diye konuştu.

PİYASADAKİ İLAÇLARI KULLANMAYIN”
Piyasada son yıllarda reçetesiz ve bakanlık tarafından onaylı olmayan ilaçların kullanımına da dikkat çeken Sarıtaş, doktor tavsiyesi olmadan ilaç kullanılmaması gerektiğini vurguladı. Sarıtaş, “Piyasada dolaşan kilo aldırıcı ya da zayıflatıcı ilaçları ben çok fazla tavsiye etmiyorum çünkü her bünye farklıdır. Herkesin ihtiyacı farklı olduğu için düzenlenen beslenme programları da farklı oluyor. Programlara göre sabah yapacağınız kahvaltı bellidir, öğlen yiyeceğiniz yemek bellidir, ekmek miktarı, protein miktarı, tahıl, sebze miktarı hepsi bellidir. Bunlara düzenli bir şekilde uyulduğu taktirde zaten zayıflama olayı kendiliğinden gelişecektir. İşin ucunda ölüm olan bu ilaçları insanların tercih etmesinin sebebini anlamıyorum. Bu olay biraz da medyatik aslında burada televizyonların, internetin çok büyük etkisi var. Diyorlar ki ‘’şu ünlü kullanmış işe yaramış ben de kullanayım’’ gibi inanılmaz derecede bir sürü soru geliyor her gün bunlarla ilgili. Her insanın vücut yapısı aynı değildir bu yüzden piyasadaki her ürün herkese aynı etkiyi vermez. Bu ürünleri on kişi kullanıp bunların içerisinden biri ölüyorsa ona da zayiat gözüyle bakılıyor ve önemsenmiyor” şeklinde konuştu.

YEMEKLERDE YASAK YOK AMA SINIR VAR”
İnsanların yemeklerden vazgeçmemesini, gelen yemeklerin yenmesini fakat kişinin kendine sınır koyması gerektiğini ifade eden Sarıtaş, son olarak şunları söyledi: “Bizim beslenme açısından önerdiğimiz kalıplaşmış bir şey var 3 ana 3 ara öğün şeklinde. Bu öğün şekillerinde mümkün olduğunca ana öğünleri aksatmamak ve azaltmamak gerekiyor çünkü asıl beslenmeyi ana öğünlerde alıyoruz. Ara öğün ise kan şekerini dengelemek adına aldığımız besinlerdir. Burada 3 ana şart ama 3 ara şart değil. İnsülin direnci olan insanlarda ya da şeker hastalığı olan insanlarda 8 öğüne kadar çıkabiliyor yani 3 ana 5 ara öğün şeklinde oluyor. Ama dediğim gibi yaşam tarzına göre değiştiriyoruz. Çünkü bunu insanların uygulayabilir olması gerekiyor. Uygulamayacağı bir programı insan fazla sürdüremiyor. Çünkü maksimum iki hafta sürdürebiliyorlar. Aslında insanlar şunu da yanlış uyguluyor. Diyet yapıyorum bu yemeği yiyemem, kendime ayrı yemek pişirmem lazım. Bunun böyle olmaması lazım. Sadece yediğimiz yemeklerde aldığımız miktara dikkat etmemiz lazım. Tatlıda bile kişinin sağlık durumu iyi değilse yasak yok. İki tane baklava yiyeceğine bir tane baklava yiyebilir. Yemeklerde yasak yok ama sınır var.”

Haber: Hakan Aydın


 

Editör: Mahmut Beyaz