1956 yılında Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde dünyaya gelen, yaşadığı bütün zorluklara göğüs gererek kendine has tarzıyla söylediği türkülerin yanı sıra samimiyeti ve içtenliğiyle bütün insanların kalbinde taht kuran Dilber Ay, bu kez sevenlerini üzdü. Akraba ziyareti nedeniyle Ankara’ya giden Kahramanmaraşlı sinema ve ses sanatçısı Dilber Ay, rahatsızlanarak saat 22.05’te ambulansla Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Doktorlar, kalp krizi geçirdiği belirlenen sanatçı Ay’ı hayatta tutmak yaklaşık bir saat çaba sarf etti. Dilber Ay, yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti.

Acil Servis Sorumlusu Dr. Kemal Günaydın, Dilber Ay’ın saat 22.05’te hastaneye geldiğini, yapılan tüm müdahalelere rağmen yanıt alamadıklarını ve saat 23.00’da hayatını kaybettiğini bildirdi.

DİLBER AY KİMDİR? ACI DOLU HİKAYESİ HABERİMİZDE;

Dilber Ay, 1956'da Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesinde çadırda dünyaya geldi. 13 yaşında kendinden çok büyük biriyle evlendirildi. Türkü söylediği için babası ahıra bağladı, işkence gördü. Hayatı hep film gibi oldu. Kendisini taciz eden adamı bıçakladı, Almanya'da hapis yattı. Katıldığı ses yarışmasıyla sahne dünyasına adım atan Ay, çok sayıda albüm çıkarttı. Döneminde Kahramanmaraş’ın ve Türkiye’nin en önemli müzik firmalarından biri olan DEKA’nın yetiştirdiği ünlü sanatçı Dilber Ay, "Hacı Ağa", "Zorunda mıyım?", "Gelmezsen gelme" gibi eserler ve "Kadere Mahkumlar" televizyon programıyla geniş kitlelere ulaştı.

Oyunculuk yeteneğine de sahip olan Ay, rol aldığı "Beynelmilel" sinema filmiyle 14. Altın Koza Film Festivali'nde "En iyi yardımcı kadın oyuncu" ödülüne değer görüldü.

Ay, "Hayat Sana Güzel" ve "Yol Arkadaşım 2" sinema filmlerinde de rol aldı.

Türkücü ve oyuncu Dilber Ay, acılarla dolu hayatını, 21 Ocak 2018’de Posta’dan Oya Çınar'a verdiği röportajda anlatmıştı. İşte o röportajın tamamı...

Siz bir fenomensiniz. Neden bu kadar seviliyorsunuz?

Delikanlı kadınım. Mert kadınım. Mahkumlar da çok sever beni. Kaderine mahkum olmuş her mahkum benim evladımdır. Kimler evladım değil? Çocuk tecavüzcüleri, sevgilisi için evladını öldürenler, vatan hainleri... Bunlar asılsın! Sesim yanık, dobra konuşurum. Ondan seviyorlar.

'Çocuk Dilber Ay' denince hafızanızda neler canlanıyor?

Çocukluğum çok garip geçti. Fakir bir ailenin çocuğuydum. Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde, bir çadırda dünyaya gelmişim. Ailem Kureyşan aşiretinden. Köküm Halep’e gidiyor. Yokluğun içine doğdum ama Rabbimin bana verdiği ses sayesinde çoluğum çocuğum ekmek yedi.

Mutlu bir çocuk muydunuz?

Fakir insanın mutluluğu olur mu canım benim! Sekiz kardeştik, ikisini kaybettim. İlkokul üçe kadar okuyabildim. Sonra zaten everdiler.Yaşlı bir adamla evlendirilmişsiniz. Ailenize bu yüzden kırgın mısınız? Kırgın olsam ne yazar. Adet öyleymiş, elden ne gelir. İki çocuğum oldu. Sonra ayrıldık.

1969’da TRT Radyosu’nun düzenlediği yarışmada birinci olmuşsunuz...

Radyodan gelip köye çadır kurmuşlar. Güzel sesleri dinleyecekler dediler. Amcamın kızıyla kol kola girip gittik. Dinlediler. Birinci oldum. Eve geldik. Cehennem yeri. Bizi ahıra bağladılar. Lime lime kestiler etlerimizi. Babam, amcalarım hepsi bir oldu, “Vay sen nasıl türkü söylersin?” diye. Sonra kapandı mevzu. Aradan beş yıl geçti. Benim içimde o ateş hâlâ yanıyor. Radyoya gittim. “Ne olur beni bir kere daha dinleyin” diye yalvarıyorum... Kış günü. Ayağımda kara lastik, şalvarım, başımda atkı... Dilenci zannettiler beni. “Beri git, öte dur” derken içeriden bir adam geldi, “Şu tarihte gel, dinleyelim bir daha” dedi. Gittim, gene kazandım. Ama benim para kazanmam lazımdı. Gazinolarda çalışmaya başladım. Zaten artık boşanmıştım. Çocuklarımın rızkının peşindeydim.

Ailenizi nasıl ikna ettiniz?

Babam kendi ikna oldu. Özür diledi benden, “Kızım ben her şeyi yanlış anlamışım” dedi.

Neyi yanlış anlamış?

Heç sorma. Karşıma erotik filmlerde oynayan Dilber Ay isimli bir kadın çıkardılar. Seks yıldızıymış. Halen daha karıştıranlar vardır. Babama, “Kızın böyle filmler yapıyor. Ya öldür ya öldürt, namusunu temizle” demişler. Babam sinemaya gidiyor, bakıyor, “Allah Allah bu benim kız değil” diyor. Zaten af buyurun tuvalete giderken bile gardaşlarım yanımda. Olacak iş mi!

İlk hangi gazinoda çıktınız?

Ankara, Konak Gazinosu’nda. Sahneye bir çıktım ortalık yıkıldı. İbrahim Tatlıses, Selahattin Alpay, Belkıs Akkale... Hep birlikte çalıştık. Benim kazandığımı kimse kazanmamıştır. Ama yedim içtim gezdim. Zaten neye yatırayım? Bir de canım benim, ben bir orduyu besliyorum, orduyu.

Geriye bakınca en çok neleri özlüyorsunuz?

30’lu yaşlarımı özlüyorum. Fırtınaydım, kasırga gibiydim. Sanatım bugün daha büyük kasırga. Ama o zaman gençlik vardı işte. Gördüğün her yer daha güzel gelir gençlikte. Haa, şimdi de çok gencim. 20 yaşında kız gibiyim. Millet gerdiriyor, çaktırıyor, diktiriyor... Ben de Allah tarafından her sene estetik oluyorum. Bin kere maşallah!

1998’de şimdiki eşiniz İbrahim Karakaş ile evlendiniz. İlk gördüğünüzde ne hissetmiştiniz?

Adamı görür görmez aşık oldum. İlk görüşte aşk. Gurban olduğum Allah yazdı bizi birbirimize. Nikahımızı yaptık. 21 yıl oldu. İster zalim ol, ister gangster ol, neticede et ile kemikteniz. Bir kalp taşıyoruz. O kalp bir yere çarpacak. O da benim kalbime çarptı işte.

Almanya’da yaşarken bir erkeği bıçakladığınızı itiraf ettiniz...

Herkes o olayı cinayet diye yazdı ama adamı sadece bıçakladım. Sahneye hazırlanırken kuliste bir adam sarkıntılık yaptı. Masanın üstünde meyve bıçağı vardı. Aldığım gibi bıçakladım. Yoksa namusum kirlenecekti. Namusumu korudum, sekiz ay yattım. Buraya geldim. Niye pişmanlık duyayım? Şimdi olsa yine yaparım. İnsan namusunu korumaktan pişman olur mu! Ne için yaşıyoruz, namusumuz için! Haaa... Ben adama, “Falan yere gel” desem, ben suçlu olurdum. O da bıçağı yemezdi.

Sanatçı Dilber Ay’ın Düzce’de toprağa verileceği belirtildi.

(Haber: Tuğçe Kayar)

Editör: Mahmut Beyaz