Teknolojinin gelişmesi, değişen dünya düzeniyle birlikte kendini yenilemesi ve bir örümcek ağ gibi bütün dünyayı sarması sonrası bilgisayar, tablet, cep telefonu kullanımı yaşı düştü. Henüz 5-6 yaşlarında bir çocuğun bile şimdiden teknolojiyi yönetebildiği şu dönem de çocukların direkt olarak bilinç altını etkileyen subliminal mesajlar da bir hayli arttı. Son zamanlarda iyiden iyiye artan subliminal içerikli oyun yâda çizgi filmler sonrası ise sonucu ölümle biten birçok vaka yaşandı ve yine birçok çocuk hayatını kaybetti. Bunun üzerine durumun ciddiyetini anlatmak adına Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, (BTK) Başkanı Ömer Fatih Sayan, dijital oyunların bilinçli ve güvenli kullanılması gerektiğini belirterek "Oyunların içinde verilen subliminal mesajlara dikkat edilmeli, onlara karşı önlem alınmalı. Üretilecek oyunlar milli karakterimize uygun olmalı" açıklamalarında bulunmuştu.

Yaşanan gelişmelerin arından Bilişim Uzmanı Feyzullah Gürün, gazetemize değerlendirmelerde bulundu. “Subliminalin teknolojik bir kavram olduğuna dikkat çeken Gürün, “Subliminal mesaj televizyonlarda, cep telefonlarında, bilgisayarlarda ve bilgisayar oyunlarında görülüyor. Bu mesajları kime yönelik yapıyorlar? Haliyle tabii genellikle çocuklara yönelik yapıyorlar. Çünkü çocukların beyni daha yazılmamış bir hard disk gibidir. Yani çocukların beyni taptazedir. Neyi görürse kapar” dedi. Çocukların olabildiğince yerli oyun yada çizgi filmlere yönlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Gürün, bu konuda ebeveynlere sorumluluk düştüğünü kaydetti.

GÖZ BİR HAFIZA ARACIDIR”
Gürün, sözlerinin devamında şu ifadelere yer verdi: “Bir çocuğa Kur’an-ı Kerim sayfası açın ve bunu bir yıl içerisinde 500 defa tekrar edin. İnancınız olsun bu çocuk büyümeye başladığında Kur’an-ı Kerim’e yatkınlığından dolayı çok hızlı öğrenir. Çünkü göz bir hafıza aracıdır. Beynimize giren şeylerin çoğu gözümüzden geçer. Bir eğitim aşamasında dahi gözün önemi çok fazladır. Zaten subliminal mesajın verisi gözdür. Mesela çocuk bir savaş oyunu oynuyor. Bu oyunu defalarca oynadığı zaman artık o çocuk şiddete meyilli hale geliyor. Bu çok önemli bir detay. Geçmiş yıllarda bakıyorsunuz çizgi filmlere iyi ile kötünün savaşı vardı ve nitekim sonunda hep iyiler kazanırdı. Dolayısıyla çocukları çok da fazla etkilemeyen çizgi filmler olurdu. Şimdi çizgi filmler olsun, bilgisayar oyunları olsun çocukları çok fazla hırçınlaştırıyor. Bu subliminal mesajlardan kaynaklanıyor. Çocuklarımıza önem vermemiz lazım. Çocuklarımızı teknolojinin eline bırakmamız lazım. Çocuklarımızı teknoloji eğitmesin. Çocuklarımızı bizim eğitmemiz gerekiyor.”

ÇOCUKLARIMIZI YERLİ ÇİZGİ FİLMLERE YERLİ OYUNLARA YÖNLENDİRMELİYİZ”
Çocuklarımızı eğitirken teknolojiyi de kullanabiliriz ama onlara vereceğimiz doneleri bizim seçmemiz lazım. Çocuklarımız olabildiğince yerli çizgi filmlere yerli oyunlara yönlendirmeliyiz. Çünkü oyun yâda çizgi film yerli olduğu zaman çocuklarımız daha iyi eğitilecektir ve en önemlisi de subliminal mesajlara maruz kalmayacaktır. Neden yerli diyorum? Çünkü biz Müslüman bir toplumuz. Müslüman bir toplum olmamız dolayısıyla da çocuklarımıza ahlaklı çizgi filmleri yâda oyunları oynatırız. Yabancı oyunlar yâda çizgi filmler maalesef çocuklarımızı yanlış yönlendirebiliyor.

İŞ ÇIĞIRINDAN ÇIKTI”
İşin tadı iyice kaçtığını düşünüyorum. Şu anda Türkiye’de aşırı bir şekilde çocukların telefon, bilgisayar, tablet kullanımı arttı. Bugün bakıyorsunuz henüz daha 6-7 yaşında çocukların elinde tablet veya telefon var. Bu çok vahim bir durum. Mesela çocuk bir araba yarışı oyunu oynuyor. Çocuk bunu defalarca oynuyor. İleride de bir otomobil aldığında ve direksiyonun başına geçtiğinde trafikte oyundaki gördüklerini istemsizce dahi olsa uygulama evresine gidiyor. Çünkü o oyunu oynadıkça beyin onu algılıyor. Beyin onu kişinin dirayeti dışında algılıyor. Oyun deyip geçmeyin. Beyin oyunu yeri geldiği zaman gerçek olarak algılayabilir. Artık iş çığrığından çıktı. Bu durumun ben gelecek yeni teknolojilerle birlikte daha da vahim sonuçlara yol açabileceğini düşünüyorum. Özellikle 3 boyutlu oyunlar var. İnsanlar kafalarına geçirdikleri maskelerle oyunu gerçekmiş gibi yaşayabiliyor.

OYUNLAR VE ÇİZGİ FİLMLER ÖĞRETMEYE YÖNELİK OLSUN”
Mesela savaş oyunlarını düşünün. Cinayetler bu şekilde gerçekleşiyor. İnsan bir anlığına da olsa ilerisini hesaplayamıyor. Beyin o anda zamanında oynanmış olan savaş oyunun da telkiniyle o cinayeti işletebiliyor. Allah korusun bunun olmasını hiçbir zaman istemeyiz. Bunlar hep bir saniyenin içerisinde olan şeyler. Bunun için oyunlardan elimizden geldiği kadarıyla uzak durmalıyız ve bilhassa çocuklarımızdan uzak tutmalıyız. Oyun iyi bir şey değil. Bizim insanlara, çocuklara faydalı programlar yapmamız gerekiyor. Oyun yapıyorsak ta bu oyun bize bir şeyler öğretmeye yönelik olsun. Mesela strateji oyunları oynanabilir. Çünkü strateji oyunları insanların zekâsını geliştirir. Ama bir savaş oyunu, araba yarışı işi çığırından çıkartabilir.

Haber: Emre AKKIŞ


 

Editör: Mahmut Beyaz