Gün geçmiyor ki çocuk istismarı ile ilgili haberler duymayalım. Maalesef hiçbirimizin duymaya ve görmeye tahammül etmediği bu vakalar her gün artıyor sanki ya da eskiden de bu kadar vardı da gizleniyor, konuşmaktan utanılıyor muydu, bu soruların cevabını bulmak özellikle kapalı toplumlarda zor, Toplumun istismara uğrayan çocuk hakkında ne düşünür nasıl davranır endişeleri bu olayların saklanmasına sebep olabilir. Son zamanlarda ailelerin bilinçlenmesi , basın yayın organlarının olaya şiddetli tepki göstermesi bunun artık gizli köşelerde kalmadığını ve kalmayacağını gösteriyor. Bu iyi bir gelişme. Evet bu tür olaylar açığa çıkıyor ama bunun önlenmesi ve tedbirler alınması konusunda neler yapılmalı bununla ilgili ne yazıkki yaygın ve etkili bir çalışma yapılmıyor. Ben birkaç hafta bununla ilgili bilgilendirici yazı dizisi paylaşacağım elimden geldiğince . Bu hafta istismarı daha çok hangi çevrede oluyor, çocuğun istismara uğrayıp uğramadığını nasıl anlarız konularına kısaca değineceğim.

Çocuk istismarı yaygın mı?

Yaygınlığı tam olarak tespit etmek zor çünkü hem yetişkinler hem çocuklar için sorması ve konuşması zor bir konu. İçinde yaşanılan toplum çocukların konuşmasını ve kendilerini ifade etmelerini kısıtlayıcı olduğu ölçüde bu daha da zorlaşıyor. “Çocuğun dediğine inanılır mı?” şüpheciliği sorunun çeperini anlamamızı engelliyor. Ama 2008’de Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu ve UNICEF ortaklığında yapılmış bir araştırma 7-18 yaş arasındaki 1,886 çocuk ile yapılan görüşmelerde bu çocukların yüzde 3’ünün son 12 ayda cinsel istismara uğradıklarını göstermiş, ki bu da çok nadir rastlanan bir durum olmadığına işaret.

Çocuklara taciz ve tecavüz hangi çevrelerden geliyor?Çoğunlukla çocuğun tanıdığı ve belirli bir seviyede güvendiği büyüklerden geliyor. Taciz konusunda farkındalık yaratmak için çocuklara ne, nasıl öğretilmeli?Çocuklara herhangi birisi onlara istemedikleri şekilde dokunduğunda veya onların kendilerine/başkalarına dokunması istenildiğinde “hayır” demeyi öğretmeliyiz.

Konuşmaya başladıkları yaşlarda çocuklara tüm vücut parçalarının adı öğretilirken, göz, kulak, burun gibi özel bölgelerinin de adları öğretilmeli. Bu bölgelerin anatomik olarak düzgün isimlerinin öğretilmesi ve “takma” veya “oyun” isimler kullanılmaması çocuğun bir sorun yaşadığında yardım istediği yetişkinlerle doğru anlaşabilmesi için önemli. Takma isimlerle konuşan bir çocuğun neden bahsettiği öğretmen veya polis gibi onu yeterince tanımayan yetişkinlerce anlaşılmayabilir.Herkesin olduğu gibi onların da bazı “özel” vücut bölgeleri olduğu, bu bölgelerin adlarının ne olduğu, buralara kimlerin ne şartlarla nasıl dokunabileceği anlatılmalı ve bu sınırları korumaları için yüreklendirilmeliler.

İstismara uğrayan çocuklarda fiziksel belirtiler neler?

1. Genital bölge veya ağız çevresinde ağrı, renk değişimi, kanama

2. Tuvalet yaparken birden çok KEZ rastlanan ağrı

3. Tuvalet eğitimi ile alakasız alta kaçırma

4.Geceleri uyku sorunları, kabuslar


 

5. Öfke patlamaları

6.Bazı mekan veya kişilerden korku

7. Kendine zarar verme davranışları

8. Evden ya da okuldan kaçma

Çocuklar ve yetişkinler arasındaki fiziksel temasta kurallar neler; ebeveynlerin de çocuklarının vücut sınırlarına her zaman saygılı davranması önemli. Çocuğa sormadan veya onun itirazına aldırmadan istediğimiz gibi çocuklara dokunmamalıyız. Çocuk istemese de öpmek, sarılmak, mıncıklamak, gıdıklamak, okşamak gibi... Bu dokunuşlar hiçbir istismar içermese de çocuğa kendi vücudu üzerinde etkisi ve hükmü olmadığını öğretir ve çocuk istismara kırılgan olur. Bugün kafasını okşayan yarın özel bölgelerini okşadığında çocuk ona hayır deme, karşı koyma, kendini savunma gücünü kaybeder.


 

Ayrıca böyle bir olay olduğunda gidip konuşabilecekleri, onları susturmayacak ve onları istismarcıdan koruyacağına güvendikleri bir yetişkin olduğunu bilmeliler. Böyle bir olayı anlatırlarsa cezalandırılmayacaklarını, onların sözüne güvenileceğini onlara anlatmak önemli. Bir çocuk için böylesi bir olaya maruz kalmaktan sonraki en kötü şey yaşadığı kötülüğü anlattığında kimsenin onu dinlememesi, ciddiye almaması ve savunmamasıdır.