Pandemi döneminde özellikle sokağa çıkma yasaklarının olduğu birkaç aylık sürede evlere kapanan ve hareketsiz yaşam süren insanların kilo alması, toplumdaki obezite riskini yükseltirken Diyetisyen Kevser Çiftçi konuyla ilgili önemli bilgiler verdi. Obezitenin bir yağ birikmesi olduğunu belirten Çiftçi, obez durumda insanların şok ve mucize diyetlere yöneldiğini ancak bunları kesinlikle önermediklerini vurguladı.

“KİŞİYE ÖZGÜ SAĞLIKLI BESLENME ÖNERİYORUZ”
Çiftçi, konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi: “Hareketsizlik kilo alımına yöneltti. Obezite gittikçe artmaya devam ediyor. Obezetinin öncelikle tanımına bakacak olursak; vücutta aşırı bir yağ birikmesi aslında. Bu durumu da en çok hareketsizlik etkiliyor. Kilo ve boya oranla bir beden kitle hesaplaması yapıp buna göre 30'un üzerinde olan kişilere biz obez diyoruz. Obezite pandemi sürecinde Covid-19 riskini aslında artırmış oluyor. Ölüm tehlikesi obez olan kişilerde daha fazla olduğu belirtiliyor. Bunun sebebi de Covid-19 bir enfeksiyon hastalığı olduğu için obezite konusunda akciğer kapasitesi çok düşüyor. Haliyle vücuda oksijen salınımda bir eksiklik oluştuğu için ölüm riski daha da artmış oluyor. Obezite durumunda insanlar daha çok şok diyetlere, mucize diyetlere yöneliyorlar. Fakat bunları kesinlikle önermiyoruz. Çünkü vücutta tamamen kas kaybı oluşturuyor ve bir süre sonra metabolizmanın tamamen yavaşlamasına sebep oluyor. O yüzden biz kişiye özgü olarak sağlıklı beslenme öneriyoruz. Sağlıklı beslenmede her kişinin alması gereken kalori değerleri vardır ve bunun içeriğinin nasıl olduğu da önemlidir. Bu süreçte sık beslenmeyi öneriyoruz. Yani gün içerisinde paketli ürünlerin yerine minik ara öğünler, kuruyemiş, kuru meyve, yoğurt, süt tarzı ara öğünler öneriyoruz ki kişinin kan, şeker dengesi sabit olsun.

“BU SÜREÇTE EGZERSİZ ÇOK ÖNEMLİ”
Bu süreçte yine egzersiz çok önemli. Kişiler bu süreçte bağışıklığa çok çok önem veriyorlar. Bu sebepten dolayı diyetin bu süreci kötü etkileyecekmiş gibi düşünülüyor ama hâlbuki Dünya Sağlık Örgütü’nün standartlarına uygun hazırladığımız diyet listelerinde yeterli ve dengeli beslenmeyi göz önünde bulunduruyoruz. Aslında vücudumuzun bağışıklığını daha da artırmış oluyoruz. Bağışıklık düzeylerinde de vitamin değerli çok önemli. Çok beslenmek değil de yeterli beslenmenin önemine dikkat etmek gerekiyor. Et, süt, yoğurt tarzı zengin proteinlerin yanında beslenmemizde tahıllara, sebze ve meyveye yer verip bunların hepsini dengeli bir şekilde tüketilmesini öneriyoruz.

“GÜNDE EN AZ 8-10 BARDAK SU TÜKETMEMİZ GEREKİYOR”
Mevsim geçişlerinde insanların hassasiyetleri çok artıyor. Özellikle kronik hastalıkları olan kişilerin kesinlikle doktor kontrolüne gitmeleri gerekiyor. Tabii bu geçişler ayrıca depresyona sebebiyet verebiliyor. Ama bu süreçte en çok beslenmemiz etkileniyor. Çünkü sonbahar mevsimine girdiğimiz zamanlarda genellikle daha stabil bir hayatımız oluyor ki pandemi bunu daha çok tetikledi. Beslenme düzenimizde antioksidanlara yer vermemiz gerekiyor. Antioksidanlar açısından Beta-karoten dediğimiz turuncu yapraklı sebze ve meyvelerin beslenmemizde mutlaka bulunması gerekiyor. Metabolizmanın sağlığı açısından su tüketimi çok çok önemli. Günde en az 8-10 bardak su tüketmemiz gerekiyor. Hareketimiz çok önemli. Günlük herkesin en az 10 bin adım atması lazım. Paketleri ürünlere yönelimi azaltacağız, her zaman için dengeli beslenmeye dikkat edeceğiz. Bu demde vücudumuzu uzun süre aç bırakmamız gerekiyor. Ekmek tüketiminde beyaz ekmekten ziyade tam tahıllı ekmekleri tercih edersek insanların ekstra bağışıklığı güçlenmiş olur.”

Haber: Emre Akkış

Editör: Mahmut Beyaz