Kahramanmaraş’ın merkezinde bulunan Ulu Cami yolu üzerindeki bir iş yerinde uzun süredir Kahramanmaraş’ın Geleneksel lezzetlerinden biri olan pekmezli simit ve 25 Çeşit çörek satan Gürdal, müşterilere hizmet ediyor. Bu sayede hem iş kadınlığı hem de ev hanımlığı yapan Gürdal, “ Kahramanmaraş halkının tıpkı Dondurma ve tarhana gibi çörekten ve pekmezli simitten de vazgeçemediklerini söyledi. Ayrıca insanların çörek kokusunu çok sevdiğini dile getiren Gürdal, “Yoldan geçerken mis gibi kokan çöreklerin kokusuna dayanamayıp insanlar fırınımıza uğruyorlar” dedi.

EN İYİ HİZMETİ SUNABİLMEK”
Kendi iş yerlerini açarak uzun yıllardır Pekmezli simit ve 25 çeşit çörek yaparak ev geçimine katkı sağlıyor. Pekmezli simit ve çörek yapmak iyi bir ustalık ister diyen Gürdal ,“Şekerli, tuzlu, zeytinyağlı, fıstıklı, cevizli, pekmezli ve daha pek çok dükkânımızda çeşitleri bulunuyor. Talebe göre çeşitlerini artırıyoruz. Eşimle sabah namazı sonrasında buraya geliyoruz. Havalar çok soğuk olmasına rağmen. Ama çalışmak çok güzel bir şey. Bir şeyler için koşturmak, mücadele etmek, emek sarf etmek insanı ayakta tutuyor. Çalışmak bana güç veriyor. Boş boş gezen insanları anlayamıyorum. İnsan bir şeyler üretmezse, insanlara faydalı olmazsa nasıl mutlu olur. Ben evde boş boş oturmak istemedim. Eşim ve çocuklarımla kendi iş yerimizde çalışıp, çabalayıp insanlara hizmet veriyoruz. Tek gayemiz hem paramızı kazanmak hem de mis kokulu pekmezli simitten ve çörekleri insanların hizmetine sunmak” ifadesini kullandı.

ÇOK MUTLUYUM”
Gürdal, “İnsanın kendi yaptığı ve emek verdiği işten para kazanması çok güzel bir şey. Bizde burada kendi yaptığımız, emek verdiğimiz ürünleri satışa sunarak hizmet veriyoruz. Eşimle birlikte sabah saatlerinde gelerek simit, kuru pasta ve çörekleri pişirerek hazırlıklarımızı tamamlıyoruz. Burada bulunmaktan, satış yapmaktan, yaptığımız simitleri, çörekleri pişirmekten çok mutluyum. Kendi emeklerimizle para kazanıyoruz. İnsanın kendi işinin olması ayrıca mutluluk veriyor. Sabahın erken saatlerinde gelip burada yapılan işlerin o tatlı telaşı insanların sabahleyin o sıcak sıcak pişirdiğiniz simit ve poğaçaları alıp, elinize sağlık demesiyle ayrıca bütünleşiyor” dedi.

HAYAT ŞARTLARINI DÜŞÜNÜRSEK KENDİ İMKÂNLARIMIZLA MÜCADELEYİ BIRAKMAMAK GEREKİYOR”
Her bayanın çalışmak zorunda olmadığını dile getiren Gürdal , “ Herkesin farklı farklı durumu var. Bazıları paraya ihtiyacı olduğu için çalışmak ister, bazıları çalışmayı sevdiği için mücadele eder, bazıları ise ev geçimine yardımcı olmak için. Bu yüzden eğer gücü yetiyorsa kendi işini kursun. Eğer ki iş kurmak için elinde maddi imkânı yoksa en azından evinde örgü örerek, oya yaparak bir şeyler üretebilir. Hem kendine hem çocuklarına hem de aile geçimine katkı sağlamış olur. Hem bayanlarının kimseye muhtaç olmaması için mücadele etmesi gerekiyor. Kendi ayakları üzerinde mutlaka durmalı. Hayat şartlarını düşünürsek kendi imkânlarımızla mücadeleyi bırakmamak gerekiyor. Asgari ücretle çalışan erkeğin şu zamanlarda evini tek başına geçindirmesi çok zor bir şey. En azından eşlerine yardımcı olma konusunda ellerinden gelen her ne ise onu yapsınlar” şeklinde konuştu.


 

ALIN TERİ VE KALP TEMİZLİĞİ ÇOK ÖNEMLİ”
Gürdal, “Her şeye eşimle birlikte sıfırdan başladık. Tabi ki çok mücadele verdik. Herkes gibi bizlerde kolay bir yere gelmedik. Alın teri ve Kalp temizliği çok önemli. İnsan bir yelere kolay gelmiyor. Çok emek veriyor. Emeğini karşılığını ise kalbini temiz tutarak alıyor. Biz kimsenin hakkına girmeyerek bu günlere geldik. Ekmek paramız için mücadele ediyoruz. Biz iş yerimizi açtığımızda çok sıkıntılar çektik. Her insan mutlaka sıkıntı çeker. İş yerinizi açtığınızda tanınma aşaması, hizmet aşaması bunun gibi olaylarla çok sık karşılaşıyorsunuz. Ama biz bu tür sıkıntıları çabuk atlattık ve artık sabit müşterilerimiz var. Çevrede de tanınır hale geldik. Yaptığımız ürünleri çok beğenip tavsiyelerle gelip alanlar var. Bu durum bizleri mutlu ediyor” ifadesini kullandı.

BİZDEN BAŞKA PEKMEZLİ SİMİT YAPAN YER YOK”
Bizden başka iş yerleri bizim gibi pekmezli simit yapamaz diyen Gürdal, “ Birçok iş yeri yapmak istedi fakat bizim gibi yapamadı. Bu konuda müşterilerimizin beğenisi bizleri çok memnun ediyor. Pekmezli simidi yiyen müşterilerimiz çok beğendiklerini ve iş yerlerine giderken çalışma arkadaşlarına da sipariş veriyorlar. Yaptığın işi hakkıyla yapacaksın. Eğer yaptığın iş sağlıklı değilse, birileri bundan memnun kalmadıysa bundan güzel sonuçlar beklenmemeli. Hem kendi mutlu olmaz hem de karşısındakini mutlu etmez” şeklinde konuştu.

ÇOCUKLARIN GELECEĞİ İÇİN MÜCADELE VERMEMİZ GEREKİYOR”
Gürdal, “Bu işi çok seviyorum ve sonuna kadar bu işi yapmaya çalışacağım. Çalışan insan kimseye muhtaç olmadığını bilir ve ona göre yol alır. Mücadelesi neyse ona göre yönünü alır. Adımlarını ona göre atmaya çalışır. Tabi bunun yanında kendimizi sadece bu işe adamadık. Bunun yanında çocuklarımızı iyi yetiştirmeye çalıştım. Çocuklarımız bizlerin geleceği ve onlar bizim için çok önemli. Bizler anne ve babalara çok önemli görevler düşüyor. Çocukların geleceği için mücadele vermemiz gerekiyor. Biz terbiye konusunda nasıl yetiştirdiysek çocuklarımızı da öyle yetiştirmeye çalıştık. Şimdilerde dürüstlüğe pek önem verilmese de bizim çocuklarımıza bırakabileceğimiz en büyük miras bu aslında” dedi.

MÜŞTERİLERİMİZİ MEMNUN ETMEK İÇİN ELİMİZDEN GELENİ YAPIYORUZ”
Yılın her mevsiminde dükkânlarında mevcut olduğunu söyleyen Gürdal, “Simit ve çörek her mevsim tüketilir. Ancak yaz aylarında hem yerli ve yabancı turistlerin gelişi hem de üniversitedeki öğrencilerin memleketlerine götürmeleriyle satışlarımız daha artıyor. Ramazan aylarında da satışlarımız illaki farklılık kazanıyor. Bizler buraya gelen müşterilerimizi memnun etmek için elimizden geleni yapıyoruz. Titizliğe çok önem vererek, Bu hassasiyete çok önem veriyoruz” ifadesini kullandı.
Haber: Fazilet Çomruk


 


 


 

Editör: Mahmut Beyaz