Kritik 24 Haziran seçimlerinde 26 milyonu aşkın kişinin oyunu alarak güven tazeleyen Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Pazartesi günü Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde edeceği yeminin ardından Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi resmi anlamda başlayacak. Peki, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin geçmiş parlamenter sistemden farkları nelerdir? Yeni sistemde hangi aşamalar farklılık gösterecek? Ve yeni sistem Türkiye’ye hangi faydaları sağlayacak? İşte tüm bu soruların yanıtlarını KSÜ İktisadi İdari Bilimler Fakültesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Osman Ağır verdi. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin bilinen ve bilinmeyen yönlerini anlatan Ağır, önemli noktalara değindi.

İşte Dr. Öğr. Üyesi Osman Ağır ile Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi hakkında yaptığımız röportajın ayrıntıları…

PARLAMENTER SİSTEMİ HİÇBİR ZAMAN TAM ANLAMIYLA UYGULAYAMADIK”
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne neden ihtiyaç duyuldu?
Yeni sistemden bahsetmeden önce, Türkiye’ de uygulamakta olduğumuz parlamenter sistemden biraz bahsetmek istiyorum Parlamanter sistemin Türkiye pratiğini iyi bilirsek, neden bu sistemden vazgeçildiğini daha kolay anlayabiliriz. Her şeyden önce Türkiye’de hiçbir dönemde parlamenter sistem tüm kurumlarıyla sağlıklı bir şekilde işletilemedi maalasef. Ben uygulamış olduğumuz sistemi aksak parlamentarizm olarak tanımlıyorum. Konunun ilgilileri çok iyi bilirler ki siyasal sistemlerin her ülkede ki uygulaması farklı sonuçlar ortaya çıkarır. Her ülkenin kendine has bir takım özellikleri var, siyasi kültür, ekonomik gelişmişlik düzeyi, demokratik kültür, toplumsal yapı gibi siyaseti doğrudan etkileyen faktörler her ülkede aynı değildir. Her ülkenin siyasete dair geçmişten günümüze getirdiği birikimi farklıdır. Biz parlamenter sistemi Avrupa’daki başarılı uygulamaları gibi halkımızın sorunlarını çözebilecek şekilde işletemedik. Hiçbir partinin tek başına hükümet kuramadığı dönemlerde yönetimde istikrarı sağlayamadık, tek parti iktidarları dönemlerinde ise kuvvetler ayrılığını tam anlamıyla sağlayamadık.

10 YILDA KURULAN 12 HÜKUMET NASIL BİR İCRAAT YAPABİLİR?”
Parlamenter sistemdeki aksaklıklar nelerdi?
Siyasi tarihimize şöyle bir dönüp bakacak olursak, 1950-1960 yıllarında Adnan Menderes’in iktidarda olduğu dönemlerde ekonomik ve toplumsal bir gelişme yaşanıyor. Bu dönemler arasında bir askeri müdahale oluyor ve 1970 ile 1980 arasında 10 yılda 12 hükumet kuruluyor bu ülkede. 1 yıl içerisinde sürekli bakan ve başbakan değiştiğini düşünün, ne beklersiniz bu sistemden? 1980 darbesi ve akabinde 1983’te Turgut Özal ile başlayan tek parti iktidarının akabinde 1993 ile 2000 yılları arası 7 yılda yine 10 hükumet kuruluyor, bu dönemde ülkede yine büyük bir istikrarsızlık ve ekonomik kriz meydana geliyor. 2002’de Ak Parti ile başlayan dönemde yeni bir kalkınma hamlesi yakalanıyor. Siyasi tarihimize baktığımız zaman Türkiye’de kalkınma dönemlerinin genelde tek partili dönemlerde yaşandığı görülmektedir. Siyasi tarihimizin bizlere vermiş olduğu mesaj, Yürütme istikrarlı olduğu zaman ülkede işler iyi gidiyor, ama istikrarsız dönemlerde işler tersine gidiyor, bu yüzden bu ülkede yürütmede istikrarın sürekli bir biçimde sağlanması yönündedir.

KOALİSYON HÜKUMETLERİ DÖNEMİNDE DEMOKRASİDEN BAHSETMEK OLANAKSIZ”
Siyasi iktidarsızlığın Türkiye’de neden olduğu sorunlar neledir?
Siyasi istikrarsızlık sonucu, daha açık bir ifadeyle siyaset kurumundaki kişisel ihtiraslar ve çatışmalar yüzünden, Türkiye darbeler yaşamış, PKK terör örgütü ortaya çıkmış, ekonomik kalkınma sağlanamamıştır. 1970-1980 yılları arasındaki siyasi kaos, 80 darbesinin yaşanmasına ve PKK’nın Türkiye’de eylem yapabilecek seviyeye ulaşmasına ortam hazırlamıştır. Yine koalisyon dönemlerinde her partinin kendi yandaşına devlette kadro vermek için uğraşmasıyla liyakat ortadan kalkmış ve kamusal hizmetler verimsiz bir şekilde vatandaşa sunulmaya, hatta sunulmamaya başlanmıştır. Tekrar söylüyorum maalesef demokratik parlamenter sistemi sağlıklı bir şekilde işletemedik. Tabiî ki bu sistemin hatası değil uygulayıcılardan kaynaklanan bir durum. Ancak ünlü bilim insanının dediği gibi “öğle sistem kurulmalı ki iyilerin yönetiminde iyi sonuçlar vermesinin yanında kötüler yönettiğinde de topluma zarar veremesinler”. Parlamenter sistemin bizdeki uygulamasında, tek parti iktidarları dönemlerinde o partinin lideri ülkedeki tüm gücü tek başına kullanıyordu. Tek parti iktidara gelemediği zaman da uzlaşma kültürü olmadığı için koalisyon kurup sağlıklı yaşattığımız neredeyse hiç yok. Avrupa ülkeleri koalisyon hükümetleri kurup ülkelerini etkili bir şekilde yönetebiliyorlar. Almanya buna en güzel örnektir. Bu ülkelerin siyasal kültürü uzlaşmaya çok açık, fakat bizim tarihten getirdiğimiz örnekler buna çok uygun değil. Bu minvalde baktığımız zaman Türkiye’nin bir sistem değişikliğine ihtiyacı gerçekten vardı.

İŞLEYEMEYEN VE SORUNLU BİR SİSTEMİMİZ VARDI”
Yeni sistemde neler değişecek?
Bir kesim ‘’Ne gerek vardı da bu sistem getirildi’’ diyor. Sanki çok iyi işleyen bir parlamenter sistem varmışta bu sistemin üzerine başka bir sitem inşa edilmiş gibi değerlendiriyorlar. Bu değerlendirmeye ben katılmıyorum; çünkü bizim iyi işletilemeyen sorunlu bir sistemimiz vardı. Hem yasama, hem yürütme hem de yargı gerçek anlamda işlevsel değil Türkiye’de. Yeni sistemde her şeyden önce güçlü bir yürütme organı olacak. Yürütme görevi çok geniş alanda faaliyet gösteriyor. Devletin yasama ve yargı faaliyetleri dışında kalan tüm faaliyetlerini içerir. Dolayısıyla yürütme organının çok iyi yapılandırması gerekiyor. Çünkü Türkiye’nin kendisinden kaynaklanan ciddi yapısal sorunları bulunduğu gibi, jeopolitik konumundan kaynaklı önemli sorunları da bulunmaktadır ki, bu sorunlarla baş edebilmek için hızlı kararlar alınıp uygulamaya geçirilmesi gerekiyor.

TÜRKİYE’NİN SORUNLARININ ÇÖZÜMÜ KOLAYLAŞACAK”
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Türkiye’nin mevcut sorunlarının çözümüne yardımcı olabilecek mi?
Belirtmek gerekir ki hükümet sistemleri sihirli değnek değildir. Uygulayıcıların elinde şekillenirler. Ancak yeni sistemin sorunların çözümü noktasında uygulayıcılara güçlü olanaklar sağlayacağını düşünüyorum. Güçlü yürütme; etkili kararlar alır ve alınan bu kararları hızlı bir şekilde hayata geçirebilir. İşte biz parlamenter sistemde bunu başaramadık. Cumhurbaşkanlığı hükumet sisteminde güçlü bir yürütme organı iş başında olacağı için Türkiye’nin bölgesinde yaşamış olduğu yapısal sorunlar başta olmak üzere, terör sorunları, dış ilişkilerindeki sorunlarını ve ekonomik sorunlarını daha hızlı bir şekilde çözebileceğini söyleyebiliriz. Yeni sistemde parlamentonun içerisinden çıkan bir yürütme yok, cumhurbaşkanı halk tarafından seçiliyor, parlamento yasama işlevini yerine getiriyor, seçtiğimiz Cumhurbaşkanı da yürütme üyelerini kendisi belirleyerek programının başarısı için çaba harcayacak. Meclisten güvenoyu almak veya her kararında meclise danışmak gibi bir sorunu da olmayacak.

TOPLUMSAL UZLAŞMANIN ARTMASI BEKLENMELİDİR”

Toplumsal kutuplaşma azalacak mı?
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin Türkiye’yi demokratikleşme noktasında geriye götüreceğini iddia edenler de bulunmaktadır. Ben 4 yıl önceki bir makalemde Türkiye’nin başkanlık sistemine geçmesiyle birlikte demokratikleşme anlamında ülkenin gelişme kaydedeceğini belirtmiştim. Hala aynı noktadayım. Daha seçim aşamasında bir uzlaşma iklimi oluşmaya başladı, bazı partiler uzlaşarak seçime beraber girdiler, siyaset daha yumuşak bir üslupla yapılmaya başlandı. Ben bu koalisyonlar ikliminin toplumsal kutuplaşmaları zaman içerisinde azaltacağına inanıyorum. Hiçbir siyasal yapının yasal değişiklikle birdenbire optimum seviyeye gelmesi beklenmelidir. Mutlak başarısı için bu sisteme biraz zaman tanınmalıdır. Yeni kurulacak hükumette belki uzlaşmalar olacak ve MHP’li bakanlar da yer alacak, tarafsız, siyasallaşmamış bakanlar da bence yeni kabinede görev alacaklar. Gerek bürokrasiden gerekse iş dünyasından yeni aktörler tecrübelerini devlete aktarabilecekler. Bunlar toplumsal kutuplaşmayı azaltıcı etkenlerdir; çünkü siyasallaşmış ve tüm varlığını siyasete adamış bakanlar yerine, başka alanlarda kendini ispatlamış insanlar yürütmede yer alacaklar. Bu insanlar, eski dönemde olduğu gibi, sadece yürütmenin başındaki Cumhurbaşkanına kendilerini ispatlama derdinde olmayacaklar. Gerçekten millete faydalı hizmetler yapıp, yaptığı iş ile saygınlık kazanmaya çalışacaklardır. Bunlar gerçekleştiği zaman demokrasi daha rahat işleyecektir. Türkiye’nin sorunlarını değerlendirirken bazı bilim adamları ve siyasetçiler sanki Türkiye Norveç gibi bir huzur adasında yaşıyor gibi bir bakış açısına sahipler. Her ülkenin kendine has bir konumu var. Bizim tarihten gelen birtakım sorunlarımız var. Bulunduğumuz coğrafyadan kaynaklanan sorunlar var ve bunlar güçlü bir yürütmeyi gerekli kılıyor. Yine toplumsal kutuplaşma Türkiye’de çok önemli bir sorun. Dünyadaki diğer parlamenter sistemlere baktığınız zaman sistemin toplumsal kutuplaşmaları azaltıcı etki yaptığı gözlemlenirken, bizdeki parlamenter sistem uygulaması kutuplaşmayı artırıcı etki yapmıştır. Baktığınız zaman HDP’nin adayı yüzde 8 oranlarında kaldı. Önceki seçime kıyasla oy kaybetti. Bu durum halkın aşırı uçlardan uzaklaşma isteğinin kanıtıdır.

BAKANLIKLARIN AZALMASI DAHA HIZLI HAREKET EDİLMESİNİ SAĞLAYACAK”
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin Türkiye’ye hangi kazanımları sağlayacak?
Bakanlıklar azalacak. Bakanlık sayısı 16’ya düşürülecek gibi duruyor. İltisaklı bakanlıkların birleştirilerek sayının azaltılması bürokratik hantallığın azalmasına katkı sağlayacaktır. Düşünün bir iş adamısınız ve bir yatırım yapacaksınız, bunun için 5-6 bakanlığı birden dolaşıyorsunuz. Bu nedenle de bürokrasiye takılıyorsunuz. Ama benzer bakanlıklar birleşince işlemler ister istemez daha kolay yürüyecek. Bakanlar da siyaset kurumunun hızlarını kesmesinden artık kurtulacak. İş yapmayan bürokratların görevden alınabilmelerinin de yeni sistemde kolaylaşabileceğini düşünüyorum. Son söz olarak yeni sistem de hem yasama, hem yürütme hem de yargı organlarının daha etkin ve verimli hizmet sunabilmesinin daha kolaylaşacağını düşünmekte olduğumu belirtmek isterim. Ancak; tekrar hatırlatmak isterim ki “hiçbir sistem tek başına iyi veya kötü olarak nitelendirilemez. Uygulayıcılar çok önemlidir. Bir kültür oluşturacağı için de ilk uygulayıcılar daha da önemlidir”. İnşallah ülkemize hayırlı hizmetlerin yapılabilmesine yeni sistemin olumlu katkıları olur.


 

HABER: EMRE AKKIŞ


 

Editör: Mahmut Beyaz