Güzelyurt Mahallesinde, Kahramanmaraş Valisi Vahdettin Özkan, AK Parti Milletvekili İmran Kılıç, ilçe kaymakamları, Büyükşehir Belediye Başkanı Fatih Mehmet Erkoç, Dulkadiroğlu Belediye Başkanı Necati Okay, daire amirleri ve kurum müdürlerinin katıldı.

Burada bir konuşma yapan Kahramanmaraş Valisi Vahdettin Özkan: “Bitkisel üretim, hayvansal üretim, kırsal alanda yaşam kalitesini arttırmaya yönelik hedefler, öncelikler herkesin birinci derecede gündeminde olan konular. Esasen bütün toplumun bu ortak paydasını hem parlamentomuz, hem hükümetimiz incelemiş ve milli hedefler olarak önümüze koymuş durumda” dedi

KAHRAMANMARAŞ İLİMİZDEKİ ALIN TERİ SAHİBİ ÇİFTÇİLERİMİZİ TEBRİK EDİYORUZ

Vali Özkan konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu yönüyle Kahramanmaraş ilimizdeki alın teri sahibi çiftçilerimizi tebrik ediyoruz. Bu tür faaliyetlerle, özellikle örnek faaliyetlerle, diğer çiftçilerinde istifade edeceği bu örnek bahçeler tarımsal verimlilik, tarımsal teknolojilerin bütün çiftçilerimizin hizmetine sunulması açısından çok büyük önem arz etmektedir. Üniversitelerimizin bu konu ile ilgili katkıları, tarım bakanlığının bu konu ile katkıları, orman bakanlığının bu konuya müdahale olması son derece önemli. Aynı şekilde bu tür gelir istihdam arttırıcı faaliyetler ile bütün kamu kuruluşları ile beraber, tabi ki evvel emirde burada çiftçilerimizin emeği esastır burada, Kahramanmaraşlı çiftçilerimizin çalışkanlığı birinci derece de esastır, daha sonra hükümetimizin bu konuda vermiş olduğu destekler ve yönlendirmeler önemli.

BİR O KADAR ÖNEMLİ BELEDİYELERİMİZİN GELİR İSTİHDAM ARTTIRICI FAALİYETLERLE İLGİLİ İCRAATLARIDIR

Ulusal eylem planlarımızda, Valimizin yapmış olduğu kırsal kalkınma eylem planlarının bütün başlıkların altını dolduracak şekilde projeler yapması ve kırsal alanda yaşam kalitesini arttıracak bu projelerle vatandaşımıza belediyelerimizin gitmesi ayrı bir belediyecilik modelini de getirmektedir. Biz daha öncesinde il kırsal kalkınma planını yaptık, bunu daha somutlaştırmak için çiftçilerimizin ilçe kalkınma hizmetleri yaptık. Daha somutlaştırmak için çiftçilerimizin ayağına bu hizmeti götürmek için ilçe kırsal kalkınma hizmetlerini yaptık. Esasen ceviz gibi badem gibi hem özelliği itibari ile orman fonksiyonunu icra eden hem gelir getiren hem meyve veren hem baharda da turizm açısında çok önemli bir meyve türü badem, bütün bu özellikleri güzellikleri barındıran böyle bir meyvenin yaygınlaştırılması ilimizin ekonomisi açısından da çok önemli. Tarım bakanlığımızı orman bakanlığımızı büyükşehir belediyemizi, ilçe belediyelerimizi çiftçilerimize yönelik hizmetten dolayı tebrik ediyoruz”

GÜNÜMÜZ ŞARTLARINDA DÜNYA KÜÇÜLMÜŞTÜR

AK Parti Milletvekili İmran Kılıç ise şöyle konuştu: “İnsan göçü vardı tarihte. Kuş göçü hayvan göçü vardı. İnsanlar arsındaki iletişimin artmasıyla beraber bitki göçüde vardır. eskiden Maraş sarı çeltiği ün yaptığı zamanda derlerdi ki bu sarı çeltiğin ilk tohumunu Mısırdan bir vatandaş bastonunu oyarak onun içinde getirmiştir. Ve bu baston içerisinde getirilen sarı çeltik bir memleketin ekimine biçimine yetecek hale gelmiştir. Bu şartlarda getirilen bitkiler mahsuller şu anda her türlü imkanlarıyla her yerin imkanına emrine sunulmuştur. Nitekim yıllar önce Türkiye'de görmediğimiz bir takım bitkiler mahsuller ülkemizde mevcut. Kahramanmaraş'ta görmediğimiz bir takım ağaçlar bitkiler Kahramanmaraş'ımıza gerek yurt içinden gerek yurt dışından getirilmiş. Ve artık buralı olmuştur. Devletimizin, ülkemizin ve ilimizin tarımda ormancılıkta imkanlarını arttırmak için takdir edersiniz ki çabaları hat safhadadır.

GELİR GETİRİCİ AĞAÇLAR DİKİLİYOR

Arazi verimlerini arttırmak daha verimli tohumlara yönelmek arazilerimizin sulanmasıyla beraber bu yerin verimliliğini daha da çoğaltmakla beraber eskiden gördüğümüz gibi belli yörelere Orman Bakanlığımız çam, ardıç gibi meyvesiz ağaçlar dikerdi. Ama şu anda Orman Bakanlığımızın bu konudaki politikaları değişmiştir. Gelir getirici ağaçlar dikiliyor. bunu Orman Bakanlığımız kendi arazilerine dikiyor. Zeytin gibi fındık gibi yerine göre ceviz gibi badem gibi ağaçları dikiyor. Üç yıllık bakımını yapıyor. Sonrada ağaç sayısına ve orada yaşayan vatandaşlarımızın nüfus oranına göre kaydı hayat şartıyla 49 yıllığına vatandaşlarımıza bu ağaçları dağıtıyor. Bundan alan memnun satan memnun. Devletimizin de zaten amacı vatandaşlarına hizmet etmektir. Bu yapılan bir başlangıç sayılabilir; ama hedef çok büyüktür. bir başlangıç sayılmasına rağmen alınan mesafe fevkalade memnuniyet verici bir mesafedir.

500 YIL ÖNCE CEVİZ

Eskiden Timur'u anlatırlardı. Derlerdi ki: ‘Özbekistan ve Kırgızistan'ın bütün dağları taşları ceviz ormanı. Kim diktirmiş? Timur. Ne zaman? 500 yıl önce atılan bir adım bu anlamda çoğalarak devam etmektedir. Halen Özbekistan ve Kırgızistan, Türkiye’nin ceviz ihtiyacını karşıladığı gibi dünyanın da ceviz ihtiyacını karşılamakta. Gelir getirici ağaçlara yönelmek çok önemli bir şey ve bunun önemi kavranmıştır. Bir taraftan Orman ve Su işleri Bakanlığımız şu anda tarımda ona eklendi. Bir taraftan da eskiden tarım bakanlığımız vatandaşlarımızın gelirini ve imkanlarını arttırıcı her türlü çabaları sarf etmektedir. Rabbim devletimize milletimize zeval vermesin. İnşallah milletimiz bu çabalardan büyük fayda görecektir. Mahsullerimizle alakalı hakkını da eda etmemiz gerekir. Kültürümüzde bu vardır. Nasreddin Hoca bir gün kürsüye çıkmış, cemaat ne diyeceğimi biliyor musun? demiş. Biliyoruz demişler ve Nasreddin Hoca kürsüden inmiş. Öyleyse bilen bilmeyene söylesin demiş. Kültürümüzde de herkes her şeyi yetiştiremeyebilir. Fakat olan olmayana versin. Bu konu bizi biz yapan medeniyetimizin en temel ögeleridir”

BUNUN SONUCUNDA DA İNSANOĞLUNUN DOĞAYA VE TABİATA BASKISI ARTMAKTADIR

Tarım İl Müdürü Mustafa Bozkurt’ta şöyle konuştu: “Dünya nüfusu hızla artmakta, beraberinde küresel ekonomi de bunun eşliğinde devam etmektedir. Bunun sonucunda da insanoğlunun doğaya ve tabiata baskısı artmaktadır. Baskı artması sonucunda zaman zaman iklim değişiklikleri yaşanmakta, ormanlarımızda azalmalar görülmekte. Yer altı sularımız hakikaten azalmakta, nehirlerimiz derelerimiz kurumakta. En önemlisi de birinci derecede karbon yatakları olan kıymetli meralarımızın şekli bozulmaktadır. İşte bu bağlamda MÜRGA orman bakanlığımız kendi içerisinde düzenlemiş olduğu badem eylem planında ormanların geliştirilmesi ve kırsalda yaşayan insanlarımızın ekonomik seviyelerinin biraz daha düzelmesi, istihdamın arttırılması için bozulan orman alanlarımızın çiftçiler tarafından kiralanmasına ve üretim yapmasına müsaade etti. Yine MÜRGA gıda, tarım ve hayvancılık bakanlığımız da bu konuda bu konuda desteklemek üzere bu alanlarda meyve bahçesi kuran üreticilerimizin çiftçilerimizin yanında oldu. Bunlarda tescilli ve sertifikalı fidanla bahçe kuran üreticilerimize belirli oranda destekleme yaptı. Tabii bunun destekleri çok farklı dekar 100 TL ile sertifikanın cinsine göre kullanılan aracın cinsine göre 400 TL ye kadar değişmektedir. Kaderin cilvesine bakın ki her iki bakanlıkta şuanda birleşti Tarım ve Orman bakanlığı oldu. Bu bizim için gerçekten gurur verici sevindirici bir olaydır.

BADEMİN TARİHÇESİ

Bademin tarihine bakarsak tarihi gelişim sürecini izah etmeye çalışırsak geleceğimize daha rahat adımlar atarız. Daha iyi bir perspektif çizeriz. Badem bitkisi Babil’e kadar dayanan m.ö. 7 bin yıllık bir geçmişi olan bir bitkidir. Ana vatanına gelince bulunduğumuz coğrafya çin ve orta Asya coğrafyasıdır, orta Asya’dan ve Anadolu’dan ipek tüccarlarının batıdan doğuya hareketleri ve seyahatleri esnasında Avrupa’ya girmiştir. 1900’lü yılların başında badem Amerika’ya girdiğinde çok fazla bilgileri yoktu. Ama 1960lar ve daha sonrasında dünyanın %58 üretimini sağlayan birinci badem yetiştiricisi ve satıcısı konumuna geldi. Kaliforniya bu iş için iklim olarak badem yetiştiriciliğinde en önemli yer olduğu tespit edildi. Bunun arkasından İspanya bu konuda baya ilerledi. İkinci üretim ve verim olarak ispanya üçüncüsü İran, dördüncüsü Pakistan 90 bin ton 325 bin dekar alanla da 8. Sırada badem üreticiliğinde Türkiye bulunmaktadır. Türkiye de daha çok iklimin el verdiği yerler olarak Ege Bölgesi görünse de, ekim alanı olarak yüzde 35 oranında ki üretimimizin Ege Bölgesinde yapılmış olduğu bilinse de onu takip eden Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgesi biraz daha uygundur.

KAHRAMANMARAŞ ÜRETİYOR

Türkiye’mizde üretim açısından 40 bin tonla Mersin birinci sırada. Arkasından Muğla ikinci sırada, Antalya üçüncü sırada, Çanakkale dördüncü sırada, bin tona bir üretim 10 bin dekara yakın bir alanda da Maraş’ımız 26. sıradadır. Daha önceki yıllarda insanlarımızın kanıksadığı bir olay vardı. Badem bitkisi tarla kenarlarında, yol kenarlarında tohumdan elde edilen anaçlarla üretilirdi. Buradaki yıllık üretimimiz dekar başına 250- 300 kilo gibi düşük bir miktardı. Badem sektöründeki gelişmeyle birlikte yurdumuza dışardan gelen fidanlarla birlikte bu rakamı katlayarak bin tona kadar yükselttik. Bin tonun elde edilmesi için illa ki kıraç alanlar gerekmiyor. Sulu alanlarda da badem bitkisi çok rahat elde edilebilir. Birinci derecede toprak isteği marjinal alanın dışında en az iki metre derinliğinde geçirgen toprakların olması gerekmektedir badem yetiştiriciliği için. Bademin iklim özelliklerine bakmak istersek eğer. Bilindiği gibi Amerika bu işi yaparken arazisini tespit etmiş, etütler yapmış kış aylarının sonlarına doğru ya da il baharın ilk günlerine doğru havaların açmasıyla birlikte badem bitkisinin çiçek açtığını görmüş bununla ilgili uzun bir araştırma sonucunca bu iklime uygun yerleri seçmiş. Buna rağmen bu işte sıkıntı gördüklerinde havayı karıştırarak yağmurlama yaparak ortamı biraz daha ısıtarak bademde ki çiçeklenmeyi don olayından az zararla çıkarmayı başarmışlar. Bu donlar zaman zaman meyvede yüzde 5’lik zarar meydana getirdiği gibi yüzde 100 e varan zarara kadar götürebilir. Ancak Avrupa çiçeklendirmeyi öteleyen bir çeşit ıslah edelim demişler. Şuanda da bu fidanların ülkemizde yetiştiriciliği yapılıyor. Şimdiye kadarki olan meyve bahçeleri içerisinde ekonomik olarak daha iyi ürün elde edebilmek için son zamanlarda yapılan İspanya da özellikle yapılan denemesi ve adaptasyon süreside Türkiye de Tarsus da yapılan bir çeşidimiz daha var. Bu Türkiye de henüz yaygınlaşmadı. 2016 yılında temmuz ya da ağustos ayında Tarsus da bunun demesi görüldü. Bunun üzerine tahmin ediyorum meyveler kendini gösterecek. Ne olduğu belli olacak Bu anacın özelliği normalde bizim elde ettiğimiz fidanlardan 25 gün daha sonra çiçek açan Ferragnes ve Ferreduel’in dışında çiçeklenmesini bundan 1 ay daha sonraya atılan bir çeşit yetiştirdiler. İnşallah önümüzdeki günlerde buda Türkiye’mizle buluşur. Çiftçilerimiz bundan faydalanır.

2010 YILINDA BOZULDU

Bu alan 2010 yılında bozuk orman alanlarından sayılarak çiftçimizin bir tanesine kiraya verildi. Ardından MÜRGA tarım bakanlığı da burada sertifikalı fidanla bahçe kuruduğu için desteklemede bulundu. Kalkınma yatırımlar kapsamında yüzde 50 çiftçi yüzde 50 devlet katkılı desteklediğimiz tarla içi sulama sistemine de biz burada ödenek verdik. Belli bir süre burası ot bitmez, kervan geçmez bir yer iken buraya bir çaba sarf eden arkadaşlarımızdan Allah razı olsun. Onlar burada bu işin olmayacağı hakkında bir kanaate varmışlar. Bundan 2 yıl önce çiftçimiz bize geldi, müdürümüzün önderliğinde bu alana geldik. Biraz önce de söylendiği gibi bu işten vazgeçecekti ben zaten tarımcı değilim diyordu. Burada toprak analiziyle birlikte zararlı zararsız ne varsa gözümüzün önüne bir yol haritası aldık. Toprak ve yaprak analiziyle birlikte bitki bünyesinde bulunan ya da bulunmayan ne varsa hepsini görebildik”

Mehmet Yüzbaşıoğlu ise şöyle konuştu: “Bilindiği gibi tarım olmadan, sanayi de olmuyor. 81 milyonu geçen nüfusa sahibiz. üretimimiz yetmiyor. birçok gıda ürününü dış ülkelerden ithal etmek zorunda kalıyoruz. Bundan sonra başkanlık hükümet sisteminde birçok projeler hayata geçecektir. çiftçi bundan böyle meyvesini ve sebzesini eskiden olduğu gibi kendi üretmeli. Çok verimli toprağımız suyumuz ve yetişmiş tarım elamanlarımız var. Bunlardan yararlanmak olmazsa olmazımızdır. Tarım geleceğin stratejik sektörleri arasında yer almaktadır. Teknoloji devrimi ne kadar önemli ise tarım da o kadar önemlidir. Bunun için çiftçiye yeni yeni teşvikler açıklanmaktadır. Bundan da yararlanarak çiftçilerimiz modern tarıma geçmek ve üretimi artırmak zorundadır. Atalarımızın dediği gibi un var, şeker var, yağ var. Bundan sonra işler bizlere düşüyor. Ben çiftçiliğe sonradan yatırım yaptım, çiftçi bir aileden gelmiyorum fakat tarımın insanı ne kadar mutlu ettiğine şahit oldum. bu ülke bizim ve ülkemiz için üretim yapmak zorundayız. Son söz olarak: orman bölge müdürlüğünün kapısında bir yazı var: toprağa yatırılan yatırım geleceğimize yapılan yatırımdır diyor. Geleceğimiz olan tarıma daha çok emek”

Konuşmaların ardından Gazeteci Mehmet Yüzbaşıoğlu’nun badem ağaçları için satın aldığı modern ilaçlama aletleri ile badem ilaçlaması izlendi

Haber: Selma Erdemgür

Editör: Mahmut Beyaz