Kahramanmaraş’ın ve Türkiye’nin sorunlarını sık sık Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)’nde gündeme getiren Milletvekili Sefer Aycan, düzenlediği basın toplantısında sağlık çalışanlarının hala şiddet gördüğünü söyledi. Herkese koronavirüs testi yapılmadığı için sağlık çalışanlarına baskı yapıldığını belirten Aycan, “Biliyorsunuz test yapmanın kuralları var. Her kişiye direk test yapılmıyor, birtakım bulgular olması lazım” dedi. Sefer Aycan, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın ek ödemelerin tavandan yapılacağı söylemine de değinerek, bu uygulamanın tüm sağlık personelini kapsayacak şekilde ve daimi hale gelmesi gerektiğine vurgu yaptı. Aycan ayrıca, Şu an söylenen tedavi için denenen ilaçların virüsü direk öldüren ilaçlar olmadığını belirterek, antikor uygulamasının virüs için kesin çözüm olmasa da vücut savunmasını ve direnci arttırmaya yönelik önemli bir uygulama olduğunu kaydetti.

BUNU HASTALARA VERMEK LAZIM”

Sefer Aycan yaptığı konuşmalarda şunları söyledi: “Şu an söylenen tedavi için denenen ilaçlar virüsü direk öldüren ilaçlar değil. Bu tedaviyi kolaylaştıran tedavi süresini kısaltmaya yarayan ilaçlar. Tümden virüsü öldürecek ilaç hala yok, bulmakta hakikaten zor bunun da belirteyim. Şu an Türkiye’de uygulanmaya başlanan antikor uygulaması önemli bir uygulama bunu hastalara vermek lazım. Bu vücudun antikorlarını, savunmasını kuvvetlendirmeye yönelik bir sistemdir. Tabi ki bu özel ve pahalı bir yöntem hastadan antikoru alıp yeni hasta olmuş kişilere vermek ve böylece onların vücut savunmasını direncini arttırmaya yönelik bir yöntem ama bu da dediğim gibi kesin bir çözüm değil hastalığı kapan enfekte olan kişilerin savunmasını kuvvetlendirmek hastalığın seyrini azaltmaya yöneliktir. Yoksa tümüyle yok etmeye yönelik bir şey değil. O yüzden hastalık oluşması evet devam ediyor. Bunun tek çaresi, tek yolu var; hastalardan uzak durmak, enfeksiyonun yayılmasını engellemek, hastalığı yaşayan ve virüsü yayan kişilerden uzak durmak, hastaları mutlak manada izole etmemiz lazım. Onları kesinlikle diğer insanlardan ayırmamız ve bulaşmayı engellememiz lazım. Ve bunun içinde yapılabilecek en iyi önlem hastaları izole etmek gerek.

SAĞLIK PERSONELİ HALA ŞİDDET GÖRÜYOR”

Sağlık personeli açısından aslında birtakım sorunlar var Türkiye’de. Mesela sağlık personeli şiddete uğruyor. Örneğin bugün bile hala test yapılması için baskı yapılıyor. Biliyorsunuz test yapmanın kuralları var. Her kişiye direk test yapılmıyor, birtakım bulgular olması lazım ama duyuyoruz ki test yapılmasını istendiğinde yapmadığı için sağlık personeli hala şiddet görüyor. Aslında biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak sağlık personeline şiddetin önlenmesi için bir yasa teklifi verdik. Caydırıcı olması için şiddet uygulayanlara cezaların artırılması konusunda teklifimiz var. Bu bir taraftan duruyor. Bunun bir an önce çıkmasını bizde istiyoruz. Eğer bu yasa çıkarsa sağlık personeline şiddet uygulayanlar hapis cezasıyla cezalandırılacak ve kamu davası açılmış olacak, cezaları artırarak bunu sağlayabiliriz. İkinci konu, aslında sağlık personelinin uğradığı bir enfeksiyona yakalanması durumu tartışmalı bir duruma sebep oluyor. İş kazası ve meslek hastalığı açısından bunlar özellikle tanımlanmamış durumlar. Genel bir yasamız var aslında. 2012 yılında çıkan iş sağlığı ve iş güvenliği yasası tüm çalışanları kapsıyor. Sadece işçi değil. Artık kavram değişti, sadece işçi demiyor çalışan diyor. Yani sizde çalışansınız, doktorda çalışan, hemşeride bir çalışan. Eskiden sadece fabrikada çalışan işçi statüsünde olan iş kanuna tabi olan kişiler bu durum tanımlanmışken şimdi çalışan diyor. Evde temizlik yapan kadın bile bir çalışan.

EK ÖDEMELERİN DAİMİ HALE GELESİNİ İSTİYORUZ”

Bir teklif daha hazırladık. Bakan ek ödemelerin tavandan yapılacağını söyledi. Bunun tüm sağlık personelini kapsayacak şekilde ve daimi hale gelmesini istiyoruz. Özellikle isteğimiz şu; sağlık personeline döner sermayeden yapılan ek ödemelerin bu dönemde tavandan olması ama sonrasında da İnşallah bu salgın geçtikten sonrada ödemeye devam edilmesi özellikle isteğimiz ve bu ödemelerin emekliliğe yansıtılmış şekilde düzenlenmesi ve verilmesini de istiyoruz. Sağlık personeli açısından onların çalışmasını kolaylaştırmak ve desteklemek gerekiyor. Bununla ilgili de teklifte bulunduk. İş kazaları ve meslek hastalıkları ilgilide bir teklifimiz var. Tüm bunlar tabi ki sağlık personelinin daha iyi çalışasını sağlamak, en azından onlara moral desteği vermek, devlet olarak millet olarak arkalarında olduğumuzu hissettirmek adına birçok öneride bulunduk. Tabi sağlık personeli açısından eksiklikler giderilmeli yeni bir alım yapıldı ama özellikle yoğun bakımda çalışanlar acilde çalışanlar hemşeriler biliyorsunuz 8’er saatlik vardiya şeklinde çalışıyor. Yoğun bakımda çalışma süreleri bu dönemde kısaltılabilir 4’er saatlik vardiyalar halinde dönüştürülebilir böylece onların tükenmişliklerini önlememiz lazım. Gönlümüz bir an önce salgının bitmesini istiyor ama ne kadar süreceği belli değil onun için mevcut sağlık personelimizi de verimli ve en uygun etkinlikte kullanmamız lazım” şeklinde konuştu.

(Haber: Abdulsamet İspir)

Editör: Mahmut Beyaz