1 Eylül itibariyle başlayan yeni adli dönem hakkında gazetemize önemli açıklamalarda bulunan Avukat Emine Nalçacı, yeni dönemle beraber Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda bazı değişikliklerin olduğunu söyledi. Tarafların yaptıkları işlemlerde küçük bir eksiklik yâda ihmalin büyük hak kayıplarına neden olacak düzenlemelerin mevcut olduğunu aktaran Nalçacı, kanun değişikliğinde önemli hususlardan birinin de ön inceleme aşamasında delil bildirme uygulamasının kaldırılmış olması olduğunu kaydetti.

“YANLIŞLIK YA DA İHMAL DAVANIN SEYRİNİN DEĞİŞMESİNE YOL AÇABİLİR
Nalçacı, sözlerinin devamında şu şekilde konuştu: “
1 Eylül itibariyle adli tatil sona erdi, yeni adli dönem başladı. Hukuk Muhakemeleri Kanununda bazı değişiklikler yapıldı ve bu değişiklikler 28 Temmuz 2020 tarihinde yürürlüğe girdi. Yeni değişiklikler ile bir davayı avukatla takip etmenin önemi arttı. Tarafların yaptığı işlemlerde küçük bir eksiklik ya da ihmal büyük hak kayıplarına sebep olacak düzenlemeler mevcut. 2020-2021 adli yılında vatandaşlarımızın bir davayı açarken, cevap dilekçesi verirken yahut mahkemeler nezdinde bir işlem yaparken çok dikkatli olmaları gerekiyor. Çünkü usulden kaynaklanan bir eksiklik, yanlışlık ya da ihmal davanın seyrinin değişmesine yol açabiliyor. Usulden kaynaklı bir hata yüzünden; esasen haklı taraf, haksız konumuna düşebiliyor, vatandaş bu durumda davanın aleyhine sonuçlanmasına şaşırıyor; ancak bilmiyor ki birçok davada öncelikle usul inceleniyor, gerekli şartlar tam ise olayın esasına ve detaylarına ancak o zaman geçiliyor. Kanunda yapılan yeni değişiklikleri incelediğimizde, görevsizlik veya yetkisizlik kararının kesin olması halinde de kararın taraflara tebliğ edilmesi, dosyanın görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmesine ilişkin iki haftalık süre, tebliğ tarihinden itibaren başlayacak olduğunun kanunlaştırıldığını görüyoruz.”

“DURUŞMANIN BİR KISMI YA DA TAMAMI GİZLİ YAPILABİLECEK”
Yeni düzenlemede yargılama ile ilgili kişilerin korunmaya değer üstün menfaatleri olması durumunda duruşmanın bir kısmının ya da tamamın gizli yapılabileceğinden bahseden Nalçacı, “Kanun değişikliği ile duruşmaların bir kısmının veya tamamının gizli olarak yapılması hallerine  “Yargılama ile ilgili kişilerin korunmaya değer üstün bir menfaatinin bulunması” hali eklendi. Yeni düzenlemeyle yargılama ile ilgili kişilerin korunmaya değer üstün menfaatleri olması durumunda duruşmanın bir kısmı ya da tamamı gizli yapılabilecek. Bu durum her somut olaya göre, dosyaya göre değerlendirilecek” şeklinde konuştu.

“HÂKİM TAYİN ETTİĞİ SÜRENİN KESİN OLDUĞUNA KARAR VEREBİLECEK”
Artık hâkimin tayin ettiği sürenin kesin olduğuna kara verilebileceğini ifade eden Nalçacı, şunları kaydetti: “Kanun değişikliğinde Yüksek Mahkeme kararlarında sıkça bozma sebebi olan; kesin sürenin hukuki anlam ve sonuçları, kesin sürenin biçimi de netliğe kavuşturulmak istenmiş. Buna göre Hâkim; tayin ettiği sürenin kesin olduğuna karar verebilecek, tayin ettiği kesin süreye konu olan işlemi, hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıklayacak ve süreye uyulmamasının hukuki sonuçlarını açıkça tutanağa geçirerek, işlemin ilgisine ihtar edecek. Kanun değişikliğinden önce; Yüksek Mahkeme kararlarında Yerel Mahkeme kararlarının sıklıkla bu sebeple bozulduğunu görmekteydik.”

“ÖN İNCELEME AŞAMASINDA DELİL BİLDİRME KALDIRILDI”
“Kanun değişikliğinde önemli hususlardan biri;  ön inceleme aşamasında delil bildirme uygulamasının kaldırılmış olmasıdır” diyen Nalçacı, sözlerinin devamında şöyle konuştu: “Bu uygulama açısından çok büyük önem arz etmektedir. Kanun değişikliğinden önce; ön inceleme duruşmasında (genellikle ilk duruşma) taraflar daha önce dilekçelerinde bildirdikleri ancak sunmadıkları delilleri Mahkemeye sunmak için süre isterlerdi ve bu deliller Mahkeme tarafından verilen 2 hafta kesin süre içerisinde sunulmaktaydı. Yeni düzenleme ile bu kaldırılmış olmakla birlikte, ön inceleme aşamasında tanık ve başkaca delil bildirme imkânı bulunmamaktadır. Bu noktada yanılgıya düşüldüğü takdirde vaktinden sonra sunulan delillere itibar edilmeyecektir.”

EK CEVAP VERME SÜRESİ
Ek cevap verme süresi düzenlemesinde yapılan değişiklikle ilgili de bilgi veren Nalçacı, “Uygulamada kafa karışıklığına sebep olan hususlardan biri de; ek cevap verme süresinin hangi tarihten itibaren başlayacağı hususu idi. Taraflar kanun gereği bir kereye mahsus; cevap verme süresine ek süre talep edebilirler. Ek cevap süresi; bu talebe ilişkin verilen ara kararın tebliğinden itibaren mi başlayacağı, asıl cevap verme süresinin bitiminden itibaren mi başlayacağı hususu kanunda açık değildi, kafa karışıklığına ve uygulamada bazı farklı kararlara sebebiyet vermekteydi. Kanunda yapılan yeni değişikliklerle, bu husus açıklığa kavuşturularak, ek cevap verme süresinin önceki sürenin bittiği tarihten itibaren işlemeye başlayacağı düzenlendi, bu noktada talep üzerine verilen ara kararın tebliğ tarihi önem arz etmemekte” ifadelerini kullandı.

“AVUKAT OLMAYAN KİMSELERE GÜVENEREK BİR DAVAYI TAKİP ETMEYİN”
Nalçacı, son olarak sözlerine şunları ekledi: “Hukuk Muhakemeleri Kanunundaki değişiklikler arasında hâkimin reddi müessesini ilgilendiren ve başkaca maddelerle ilgili değişiklikler de söz konusu, ben sadece belli başlı olanlara değindim; vatandaşlarımıza tavsiyem internetten kendi araştırmaları ile dilekçe yazmamaları, arama motorlarında şablon olarak çıkan birçok dilekçe hatalarla dolu ve ciddi hak kayıplarına yol açacak nitelikte. Vatandaşlarımız avukat olmayan kimselere güvenerek bir davayı takip etmeye çalışmasınlar. Her işte olduğu gibi; bir dava ile ilgili her türlü iş ve işlemde de alanının uzmanlarından hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti alınmalıdır. Vatandaşlarımızın haklı iken haksız duruma düşmemek için avukatla çalışmalarını tavsiye ediyorum, nitekim Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda yapılan son değişiklik ile bunun önemi kat be kat arttı. Yeni adli yılın ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum.”

HABER: ORHAN DEMİR

Editör: Mahmut Beyaz