2013 yılında Manşet Gazetesinin gündeme getirdiği haber sonrası hayatı değişen Kenger, Sanayi İl Müdürlüğünde annesinin şehit sayılması ile devlet memuru oldu. Annesi şehit olduğunda 11 yaşında olan Kenger, aradan geçen yıllar olmasına rağmen hala o saldırıyı unutamadı. Şu anda 3 yıllık memur olan Kenger iş hayatını Manşet gazetesi ile paylaştı.

1996 YILINDA BAŞLADI 

Kahramanmaraş’ın Göksun İlçesine bağlı Küçükçamurlu köyü, Hamamgözü mevkiinde 1996 yılının Ağustos ayında, köy koruyucularının evine PKK mensuplarınca düzenlenen saldırıda Esme Kenger yaşamını yitirdi. Hukuk mücadelesi veren Kenger, 2005 yılında açtıkları davayı kaybettiğini sevindirici haberin ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminde çıkardığı yasa ile geldiğini söyledi.

SESİMİZİ DUYDULAR

Memur olduktan sonra duygularını Manşet Gazetesine paylaşan Orhan Kenger: “Kahramanmaraş’ın Göksun İlçesine bağlı Küçükçamurlu köyü, Hamamgözü mevkiinde ikamet ederken 8’inci ayın 13’ü 1996 tarihinde bir grup PKK’lı tarafından koruyucu ailesi olmamız nedeniyle evimiz basıldı. 2 PKK mensubu orada etkisiz hale getirildi. Annemi ’de o esnada şehit verdik. O günden sonra tabi ki, bir takım kayıplarımız oldu. Hem maddi hem manevi. Hukuk mücadelesi de verdik, maddi anlamda. Annemin şehit sayılması için büyük bir gayret gösterdim. 5230 sayılı kanun kapsamında değerlendirildim. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminde ayrıca  dönemin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin sessimizi duydular” dedi.

11 YAŞINDAYDIM

Kenger, saldırı olduğu gün 11 yaşında olduğunu belirterek şöyle konuştu: “O dönemde çıkan yasa ile mağdur olan herkes şehitlik kapsamında değerlendirildi. Bizler gibi, benim gibi vatandaşlarımızın mağdur durumlarını giderdi. O dönemler 11 yaşındaydık. 11 yaşında annesi gözünün önünde vurulan evi basılan ve kurşunlanan insanın psikolojisi sanı olur? Psikolojik sıkıntılar çektik. Bir şekilde büyüdük. Evin basılması, annesiz büyümek, bir insanı nasıl etkilerse o etkileri bende gördüm. 1996 yılından sonra abimde yeni köy koruyuculuğundan emekli oldu. Babam 2007 yılında emekli olmuştu. Abimde 3-5 ay içerisinde emekli oldu. Onun yerine koruyucu olarak küçük kardeşim devam ediyor”

NELER YAŞANMIŞTI

Annesinin kendileri için canını siper ettiğini belirten Kenger: “ 1996 yılının Ağustos ayında bir grup PKK terör örgütü mensuplarınca köy koruyucusu olan, ağabeyimin evi anne ve babamın evi diye 20:30 sıralarında baskın düzenlediler.  23:00’a kadar çatışma devam etti. 1 PKK mensubunu ağabeyim etkisiz hale getirdi. Diğer teröristi ise annemin yattığı odasında annem ile boğuşurken etkisiz hale getirdik. Annem ile münakaşa eden PKK mensubu el bombalarını patlatmak istedi. Patlatamadı. Üzerinden 14’lü tabanca G3 piyade tüfeği çıktı.” Dedi

ANNEMİN ŞEHİT SAYILMASINI İSTİYORUM

“Annemin devlet nazarında şehit sayılmasını istiyorum” diyen kenger şunları kaydetti: “Çünkü annem boğuşma esnasında yaralandı ve anında orada can verdi. Kayıtlara vefat olarak geçti. 1996 yılında bize  PKK terör örgütünün öldürdüğü siviller şehit sayılmıyor dediler.  2012 yılında çıkan PKK tarafından öldürülen siviller şehit kapsamında sayılıyor diye kanun çıktı. Biz bu yasadan faydalanmak istiyorum. Bu yasayı emsal göstererek annemin şehitliğinin verilmesini istiyorum. Eğer ki annem bir müdahalede bulunmasaydı, PKK mensubu bizim hepimizi öldürüldü. Annem yatsı namazını kılmak için odaya gitmişti. PKK mensubu annemi görmedi.” 

BİR DAVAYI KAYBETTİK

2005 yılında açtıkları bir davayı kaybettiklerini belirten Kenger son olarak şunları kaydetti: “2005 yılında tazminat davası açtık o davayı kaybettik. 14 bin TL kan parası verdiler. Ağabeyimin evi yandığı için para verdiler. Onun haricinde bize maddi bir destek olmadı. Biz annemin sivil şehit sayılmasını istiyorum. Ağabeyimde dahil oradaki koruyucuların yaşaması için annem kendini feda etti. Sesimizi duyurmak istiyorum, kendi derdimi anlatmak istiyorum. Benim psikolojim bozuldu. Uzmanlardan psikolojik yardım almak istiyorum. 17 senede bu yana olayların hepsi rüyama giriyor. Bir gün yaşamazsam ikinci gün mutlaka olayları yaşıyorum. Korkarak uyanıyorum. 11 yaşındaydım hala üzerimden o olayı atamıyorum. Kendi imkanlarım ile psikolojik tedavi gördüm ama sonunu getiremedim”

Haber: Mustafa Kılınç 

Editör: Mahmut Beyaz