Yaklaşık 11 yıl önce Yener Ailesi tarafından Kahramanmaraş’a kazandırılan Aksu TV, birbirinden güçlü isim ve programlarıyla yeni yayın dönemine girdi. Yayın hayatına başladığı günden itibaren gerek Kahramanmaraş halkının gerekse de Türkiye’deki ve dünyadaki Kahramanmaraşlıların haber alma ihtiyacını karşılayan Aksu TV, gerçekleştirdiği atılımlarda da Türkiye’deki diğer televizyon kanalları arasında üst sırada yer alıyor. ‘Kahramanmaraş’ın dünyaya açılan penceresi’ sloganı çerçevesinde kısa sürede elde ettiği başarılarla kentin tamamını etkisi altına alan Aksu TV, izleyicilerinin de büyük beğenisini kazanıyor. Aksu TV’nin kuruluş hikayesini, dört yıl önce yaptığı atılımı, yeni yayın dönemindeki programları ve hedeflerini AKSU TV Genel Müdürü Cüneyt Beyit gazetemize anlattı. Özellikle yeni yayın döneminde gün içinde canlı olarak ekranlara gelecek haber programlar ile herkesin ve her kesimin sesi olmayı sürdüreceklerini vurgulayan Beyit, Aksu TV’nin yaptığı en büyük atılımın mimarlarının AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal ve 15 Temmuz şehidi Erol Olçok olduğunu söyledi. Rahmetli Erol Olçok’un Aksu TV’ye yaptığı kurumsal kimlikle sıçrama yaptıklarını anlatan Beyit, yeni yayın döneminde kendisini en çok heyecanlandıran programın Mutlu Yuva olduğunu söyledi.

Aksu TV Genel Müdürü Cüneyt Beyit’in birbirinden önemli açıklamaları şu şekilde;

AKSU TV İLK OLARAK OKUL GİBİ ÇALIŞTI”

Aksu TV, 11 yıl önce Kahramanmaraş’ta herhangi bir televizyon kanalı yokken Yener ailesinin bir araya gelerek şehrimize farklı bir değer katalım düşüncesiyle kente kazandırılmış, ilk başta karasal yayın olarak yola çıkmış fakat daha sonra ilerleyen şartlar sebebiyle aile bunu uydulu yerel kanal haline çevirelim diyerek meydana getirilen televizyon kanalı. Tabi o geçtiğimiz süreç içerisinde şehirde daha önceden bir televizyon kanalı olmadığı için özellikle 8. Ve 9. Yıla kadar en büyük uğraşımız bu sektörün Kahramanmaraş’ta ekiplerini oluşturabilmek oldu. Çünkü bir haber kameranı diyorsunuz, haber kameramanlığını bilen personel sayısı çok azdı. Öylece biz Aksu TV’yi ilk olarak okul gibi değerlendirdik. Hedeflerimizi minimize ederek ilerlemek istedik aslına bakarsanız. Öncelikle haber dairesine birkaç arkadaş alalım dedik. Haber kameramanlığı ile muhabirlikleri ayırmamız gerektiğini biliyordum çünkü ulusal medya İhlas Haber Ajansı gibi Türkiye’nin değil dünyanın sayılı ajanslarından haberciliğin hikayesini, haberin yazılmasını öğrenek gelmiş bir insanım. 1996-1997 yılları arasında da yaklaşık bir buçuk sene Pakistan’da İHA’nın temsilcisi olarak görev yaptım. Dediğim gibi kendi tecrübelerimle burayı ilk olarak bir okul haline getirdim. Eskiden bir arkadaşımız habere gidiyordu hem kameramanlık, hem muhabirlik, hem metnini yazıp üstüne bir de montaj yapmaya çalışıyordu. Bunu yıllar içerisinde görev dağılımıyla ne kadar ayırabilirsek, kişileri kendi alanlarında uzmanlaştırırsak o kadar da topluma yada hizmet verdiğimiz gruplara daha etkin habercilik yapabileceğimiz algısını oturtmaya çalıştık.

PATRONAJIMIZIN TEK TALİMATI İŞİMİZE YATIRIM YAPMAK”

Bizim işimiz öncelikle bir ekip işi, 11 senede birçok kanaldan üst düzeye geldik. Hatta mütevazi davranmak lazım ama reklam geliri ve yayın kalitesi açısından baktığımız zaman bir numara olduğumuzu biliyoruz. Tabi ki bunu Kahramanmaraş yaptı, bunu biz yapmadık. Ben ve ekibim çalıştık, Kahramanmaraş halkı bize her zaman destek verdi ve sürekli işimize yatırım yaptık. Burada en büyük şanslarımızdan biri Yener ailesinin yani Yönetim Kurulumuzun TV’den biz para kazanalım, başka türlü bir takım yatırımlar yapalım demek yerine bize samimiyetle inandılar, mevcut masrafları döndürebildikten sonra hep işine yatırım dediler. Eğer biz bugün bu noktaya gelebilmişsek işimize, personellerimize yatırım yaptığımız için. Bir kişiye birden fazla iş yüklemesi yapmamak için gayret gösterdiğimiz için. Çevredeki ilçelerimizle beraber aslında kaşeli muhabir diye adlandırdığımız 50 kişilik bir ekip olduk artık. 50 kişilik bir ekibi bir araya getirebilmek tabi ki kolay olmadı, bunların maaşları, ödemesi gibi konularda da işte patronajımızın bize tek talimatı sen işine, programlarına, teknik cihazlarına yatırım yap, ancak bu şekilde televizyonun daha iyi yerlere geleceğini söylediler. Bugün geldiğimiz noktada da yerel televizyonlar arasında marka değeri olarak, fiyat değeri olarak bir numara olduğumuzu iddia edebilirim. Tabi ki iddiasız yola çıkılmaz. Biz en iyi olduğumuzu düşünüyoruz bu anlamda, bu motivasyonla çalışıyoruz. 11 yılın sonucunda da geldiğimiz nokta bu.

KAHRAMANMARAŞ HALKININ BİZE SAHİP ÇIKMASI ÇOK ÖNEMLİ”

Burada önemli olan patronajın bize kesinlikle işimize yatırım yapmak konusunda önümüzü açması, her sene iş geliştirmek üzere çalışmalar yapmamız ve Kahramanmaraş halkının bize gerçekten sahip çıkması ve değer vermesi. Hani hep bahsediyoruz marka şehir diye, marka şehir olabilmek için o şehirde marka sektörler oluşması lazım. Bir şehir ancak öyle marka olabilir. Nasıl Kipaş Holding gibi kendi gücünü Türkiye genelinde kanıtlamış firmalarımız varsa, biz de ilk olarak kendi kapımızın önünü temizledik, sektör olarak dedik ki biz de bu şehre katkı yapacaksak, ‘Kahramanmaraş’ta yayın yapan televizyon kanalına bakın’ diye şehrimizin bize verdiği payeyi bizde şehrimize geri kazandırmak istedik. Son bir senede Türkiye çapında aldığımız ödüller zaten bunun göstergesi. Ödüller, ekibinin bileğinin hakkıyla aldığı ödüllerdir. Tabi burada bizim medya sektörümüzdeki arkadaşlarımız, ağabeylerimizin, duayenlerimizin her zaman bize destek olması da çok önemli. Ayrı bir parantezi de ekibime açmam gerekir, çünkü benim ekibim gerçekten ekip ruhuyla çalışıyor. TV işi ekip işidir, bir yerde sekteye uğrarsanız bütün sistem alarm verir açıkçası.

11 YILDIR, 1 SİZ 1 BİZ, HEP BİRLİKTE BİR AİLEYİZ”

11. yılımızda bizim bir sloganımız olması gerekirdi ve ben bunu çok ciddi düşündüm, ne yapmalıyız diye. ‘11 yıldır, 1 siz 1 biz, hep birlikte bir aileyiz’ dedik ve gerçekten bu algıya şehrimize verdiğimize inanıyoruz. Önümüzdeki sezonlarda da teknik ve mali şartlar el verdiği sürece İnşallah televizyonumuzun yükselişini devam ettireceğiz. Çünkü bizim sektörümüzün bir özelliği var, akıntıya karşı kürek çekmek gibi. Yani, biz iyi şeyler yaptık, baya mesafe kat ettik diye bir sonraki sezon için yeni bir takım hazırlıklar yapmazsak, akıntıya karşı kürek çekmeyi durdurduğumuz an, akıntı bizi geriye doğru götürmeye başlıyor. Dolayısıyla bu iş sürekli bir çaba, istek ve gayret gerektiriyor.

MAHİR ÜNAL BEY VE RAHMETLİ EROL OLÇOK’UN KATKISI ÇOK BÜYÜK”

Son yıllarda Aksu TV olarak büyük bir sıçrama gerçekleştirdiniz, bu sıçramayı neye borçlusunuz, neler yaptınız?

Aksu TV’nin dört sene önce gerçekleştirdiği sıçramanın mimarlarının dönemin AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal ve 15 Temmuz şehidi Erol Olçok olduğunu anlatan Cüneyt Beyit, “Aksu TV’nin bu noktalara gelmesinde birçok saç ayağı olduğu gibi bunu da söylemek zorundayım. Bundan yaklaşık dört sene önce aslında bizim daha iyi bir televizyon olma hayalimize ve gayretimize ilk dikkat çekenlerden birisi o zaman ki AK Parti Grup Başkanvekilimiz Mahir Ünal beydi. Mahir Ünal bey bize, ‘Çocuklar siz bir gayret gösteriyorsunuz, bir emek veriyorsunuz sizin için ne yapabilirim’ dedi ve bende bizde ciddi bir gayret var ama işte televizyonumuzun kurumsal kimliğini tepeden tırnağa değiştirmek istiyoruz dedik. Başka bir bakış açısı oluşturmak istediğimizi söyledim, yaklaşık 8. Yılımızdaydı. Mahir Ünal beyin bize verdiği en büyük destek, beni rahmetli Erol Olçok ağabey ile tanıştırmasıydı. Kendisinin yakın bir dostu olduğu için bizi tanıştırdı, tabi bu bizim için bir hayaldi. Hatta o zamanlar Erol ağabey Mahir beyle Kahramanmaraş’a gelmişti. O dönem Erol Olçok yani Arter Medya ile çalışmak bizim için hayaldi, Türkiye’nin en büyük ulusal kanallarıyla çalışıyordu, AK Parti’nin bütün seçim stratejilerini yapan bir yerdi. Ama büyük hayaller kuramayan büyük işler başaramazmış, Allah rahmet eylesin, Erol ağabeyin benim heyecanımı görmesi ve mütevaziliğiyle yapmak istediklerimi dinlemesinden sonra hay hay dedi ve bizim en büyük atılımız olan kurumsal kimliğimizi oluşturdu. Bu benim için çok önemli hiçbir maddi karşılık beklemeden ki, bizim bunları normal şartlarda ödeyebilme şansımız hiç yoktu. Çok yüksek rakamlarla kurumsal kimlik çalışmaları yapıyorlardı. İstanbul’a davet etti, Arter Medya’da ben ekibim rahmetli Erol Olçok ağabey ve ekibiyle oturduk derdimizi anlattık, derdimizle dertlendiler. Yaklaşık üç ay gerçekten bize çok büyük emek verdiler. Bugünkü logolarımız, çalışmalarımız, program içerikleri, jenerikler, fragmanları toplu bir şekilde değiştirerek yep yeni bir Aksu TV oluşturduk. Bu noktada Mahir Ünal bey de çok önemli, bize hediye ettikleri her şeyi toplumumuza ve Kahramanmaraş’a geri döndürmek istedik. Bizim asıl sıçrama tahtamız rahmetli Erol Olçok ağabeyle yaptığımız toplantıdan sonra gerçekleşti. Mahir Ünal beyin rahmetli Erol Olçok ile bizi tanıştırdığı gün bizim sıçramamızı gerçekleştirdiğimiz gündür. O günkü özgüven yüklemesiyle bugün buralara gelmiş bulunmaktayız.”

YENİ YAYIN DÖNEMİ İÇİN POLİTİKA BELİRLEDİK”

Televizyonların tabi ki her sene bir dönemleri vardır, okullar açıldıktan sonra Ekim ayları gibi yeni yayın dönemimiz başlar, yaklaşık Haziran ayı gibi okullar kapanana kadar da devam eder. Televizyonlar da okullar gibi yaz tatiline geçerler, bir nevi dinlenmedir. Dolayısıyla bu dönemde televizyonlardaki izlenme oranları da belli oranlarda düşüyor. Biz de her sene Haziran ayı bittikten sonra yaz dönemine geçeriz, daha relaks bir dönemdir, daha çok filmlerin, eğlence programlarının ve dışarıda doğaçlama çekilen programların olduğu dönemde de önce yeni yayın günümüzü belirleriz, bu sene 1 Ekim diye niyetlendik. Geçen sene neler yaptık, hangi programlarımız beğenildi, hangileri toplumdan karşılık gördü, bunları değerlendiririz. Geçen sene bizim 10 yılımızdı ve 10 yıl olması tabi ki farklı bir kavram olarak önemliydi, onun üzerinden yeni yayın politikamızı belirlemeye çalıştık.

AKSU TV İLE AKSU HABER’İ BİRBİRİNDEN AYIRDIK”

Televizyonu da aslında Aksu Haber ile Aksu TV’yi ayırdık, mikrofon logolarında bile dikkat ederseniz birbirine eşdeğer şekilde yürüyen iki farklı konsept haline getirmeye çalışıyoruz. Çünkü ne yaparsanız yapın, hangi programı yayına koyarsanız koyun hiçbir televizyonlarda ana haber kadar reyting alacağınız bir program yoktur. Arkadaşlarımızla hep konuşuyoruz, 50 kişilik bir ekip olarak 24 saat yayın skalası içerisindeyiz. Birçok farklı programlar, projeler, canlı yayınlar, 3G bantlar yapıyoruz ama hepsi sonuçta akşam saat 19’daki ana haber için. Bu algı bizim meslekte böyledir. Haber ekimizi ciddi anlamda eğitimden geçirerek de Kahramanmaraş halkımıza güzel bir yayın yapmak için uğraşıyoruz. Yaklaşık iki yıl önce TRT Haber’de çalışan Kahramanmaraşlı bir hemşerimiz geldi burada teker teker bizim arkadaşlarımıza, kamera açısı nasıl olmalı, haber nasıl çekilmeli, haberin özelliği nasıl olmalı, metin nasıl yazılmalı gibi konularda bilgi aldı. Aslında böylelikle haber dairesi ile televizyon dairesi kısmını birbirinden ayırmış oldu. Bunun faydasını da gerçekten gördük, haber ekibimizi tamamen profesyonel hale getirdik. Habere giden arkadaşımızın muhabirini yanında götürmesine gayret gösterdik. Çalışanlarımızın yarısından fazlasının haber odaklı çalışması da habere ne kadar önem verdiğimizi gösteriyor.

YENİ YAYIN DÖNEMİMİZDE BÜYÜK YATIRIMLAR YAPTIK”

Yeni yayın dönemiyle alakalı büyük yatırımlar yaptık, nasıl bir düzen kuralım dedik. Tabi ki Türkiye’nin son dönemde içinde bulunduğu ekonomik şartlar bizim de bazı projelerimizi etkiledi. Televizyon işi prodüksiyon, prodüksiyon işi de para işidir. Televizyonculuğun başka temel bir esprisi de yoktur. Çok ciddi maliyetleri olduğu için, iyi finansörler bulursanız çok daha iyi prodüksiyon çekersiniz. Öncelikle biz geçen seneyi ele aldık, hangi programlar beğenilmiş, hangi programlara hiç etki olmamış, etkisi olmayan programlara da eğer yapımcısı dışarıdansa teşekkür ederek, programın istenilen ilgiyi görememesi sebebiyle sonlandırıyoruz. Tabi ki buna da genel müdür olarak ben karar vermiyorum, buna halkımız karar veriyor. 11. Senemiz olması hasebiyle ekonomik krize rağmen 10. Yılımızı bitirdik, Kahramanmaraş kamuoyunun beğenisine dokunacak programlar yapmak televizyonun reytinglerini de artıracağını düşündük. Bizim izleyicimiz halksa aslında patron da biz de halktır. Halktan, kamuoyundan, izleyiciden para almazsınız, reklam için alırsınız, aksine izleyin diye bir sürü reklamlar yaparsınız. Ama halkın beğenisini kazanan projeler de finansörler tarafından destekleniyor, projeksiyon olarak artı katkılar sağlanıyor. Bunları da birleştirip halkın beğenisine sunuyoruz, böylelikle bizde asıl patron halktır.

HABER PROGRAMLARINI FARKLI BİR SEVİYEYE GETİRDİK”

Bu sene biz artık belli bir noktaya geldik, farklı bir şeyler yapalım dedik. Teknik anlamda, yayın kalitesi anlamında, personel ve personelin eğitimi noktasında güzel seviyelere geldik. Madem şehir bizi bu noktaya getirdi daha iyi prodüksiyonlar sunmamız lazım diye yola çıktık. Bizde haber önemli, vatandaşın toplumun bilgisi olması açısından. Bir kere orada bana sorarsan önemli bir merhale kat ettik. Her sabah saat 8;30’da Kurtuluş Şükür ile beraber saat 12’ye kadar sabah haberlerini, gazeteleri, Kahramanmaraş’taki yerel basında da düzenli haber yapan arkadaşlarımızın haberlerini özellikle Manşet ve Bugün gazetelerinin haberlerini ulusallarla birlikte harmanlıyoruz. Buradaki amacımız da Kahramanmaraş basınımıza kendi çapımızda biz de tüm dünyaya yayın yaptığımız için o insanların emeklerinin karşılığını göstermek. Biz iki yıldan beri teknik alt yapımızla beraber 4,5 G diye adlandırabileceğimiz en yüksek cihazı aldık, bu cihazla beraber her noktadaki olayları halkımızla buluşturduk. Sabah kuşaklarıyla da şehirde yeni bir canlı yayın kültürünü oluşturduğumuzu düşünüyoruz artık. Hemen arkasından 12 haber kuşağımızda hem sabahtan öğlene kadar hem de bir gün öncesinde neler olduğunu ekranlarımıza taşıyoruz. Saat 14’de yine Ezgi hanım çıkıyor farklı bir konseptte, artık öğleden sonra olmuş memlekette neler oluyor diyenlere canlı konuklarıyla bilgi veriyor. Onun arkasından saat 16’da Dina hanım biraz da akşama doğru gün bitmeye yakın neler olduğunun toparlamasını yapıyor. Bu sabah saat 8’den beri başladığımız haber kuşağımızı, az önce her şey ana haber içindir dediğim gibi ana haber hazırlıklarımızı yapıyoruz. Akşam saat 19’dan sonra da yeni gelişmeleri Murat Eğridağ halkımızla buluşturuyor. Ana haberlerimizin ne kadar çok izlendiğini biz biliyoruz, üstelik gece saat 24’de de tekrara giriyoruz ki, kaçıranlar tekrar izleyebilsin diye. Çok ciddi anlamda habere ağırlık veriyoruz.

MUTLU YUVA PROGRAMI BENİ ÇOK HEYECANLANDIRDI”

Muhabirimizin, “Yeni yayın döneminizde sizi en çok heyecanlandıran program hangisi?” sorusunu yanıtlayan Beyit, Mutlu Yuva programının uzun yıllar hayalini kurduğunu ve yeni yayın dönemiyle hayallerini gerçekleştirdiklerini belirterek, “Benim iki seneden beri bunu yapmamız lazım dediğim, bir de benim şöyle bir özelliğim var, genelde sabahlara kadar diğer televizyonlara bakarım, hangi kanalda nasıl bir program var, hangi kanalda nasıl bir format var, bu formatı Kahramanmaraş’a uyarlayabilir miyiz, Kahramanmaraş halkı böyle bir programdan hoşlanır mı, ne getirir ne götürür diye sürekli bunlarla alakalı çalışmalar yaparım. Bu araştırmalar sonucunda da çok önem verdiğim Mutlu Yuva programını başlattık. Özellikle Kahramanmaraş’ta yetim olan insanları, tabi ki burada asıl olan nokta insanlarımızın durumunun kötü olmasından ziyade hayatına farklı bir dokunuş sağlayabilmek, özellikle de baba şefkatine ihtiyacı olanlara devletimiz, belediyelerimizle yardımcı oluyoruz. Şuan bunu Büyükşehir Belediyemizle bu projeyi başlattık. Bu sene benim için ekranlarımızdaki en önemli programların başında Mutlu Yuva geliyor, benim için gerçekten çok önemli. Burada da Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Daire Başkanı Ayşe Taşkıran var, kendisine bu arada katkıları için teşekkür ediyorum. Ayşe hanım gerçekten sosyal belediyecilikte önemli işler yapan bir hanımefendi. Dolayısıyla sizin elinizde veriler var, bu bilgiler ışında bu kişiler arasında kura çekelim dedik. Sonuçta imkanlarımız belli, bir programın çekimi 4-5 gün sürüyor. Evin yıkılması, yapılması, alışverişlerin yapılması gibi bir saatlik program olarak izliyor halkımız da en aşağı bir hafta çekim ve montaj işi var bu projenin. Dolayısıyla iki haftada bir tane program yayınlayacağımız için ayda iki tane oluyor, ortalama altı aylık yayın dönemi derseniz 12 tane program çekeceğiz. Hiç kimseye de bir haksızlık olmaması açısından da kura çekiyoruz, çünkü bu nasip meselesi” dedi.

İŞ ADAMLARIMIZ EVLERİ BİZ BOYAYALIM DEDİ”

MÜSİAD Başkanı Mustafa Buluntu’nun da Mutlu Yuva programını beğendiğini hatta program kapsamında yapılacak evlerde iş adamlarının ve belediye başkanlarının da çalışması gerektiğini söylediğini anlatan Beyit, “Bizim amacımız bütün evleri değiştirmek değil, reyting kazanmak da değil. Ben buradan maddi bir gelir elde etmiyorum televizyon için, buradaki amaç yardımlaşmayı, birlikte olmayı, farklı bir şeyler yapıp da insanların hayatlarına dokunmayı hedefliyoruz. İnsanları mutlu etmek başkalarına da örnek olsun, illa TV programlarıyla değil hayatta yapılabilecek çok klişe şeylerle insanları tetikleyebilmek. Televizyonumda böyle bir program yayınlandığı için gururluyum ama herkesin kendine pay çıkarması gerekir. Bu işi özel sektörden ziyade belediyelerimizle, ilk başta Büyükşehir Belediyemizle başlattık. Devamında diğer belediye başkanlarımıza da bu konuyu arz edeceğiz. Ben ayrıca MÜSİAD’ın yönetim kurulu üyesiyim ayrıca, Mustafa Buluntu başkanımızın bu konuda çok önemli çalışmaları var. MÜSİAD bu tür yardımları gizli yapıyor ama Mustafa Buluntu başkan projemizi çok beğendi. Hatta farklı bir konu kattı, ‘Gönüllü gençler çalışıyor ya onların yerine biz gidip boyayalım, biz gidip evin karosunu değiştirelim, birlik beraberlik algısını yayalım’ dedi. Bir iş adamına ben bunu söyletebiliyorsam, belki o onu yapınca yarın farklı bir STK, farklı bir belediye başkanı topluma bir pozitif yardımlaşma örneği gösterecek. Aslında bu uğraşımızın amacı ve sebebi bu. İnsanlardan da çok güzel tepkiler aldık. Durumu iyi olan birisi alt kattaki durumu olmayan adamı görür de bende gideyim bir televizyon bir koltuk takımı alayım dedirtebilmek bizim temel amacımız. Dolayısıyla Mutlu Yuva programı hem isminden dolayı hem de amaçlarından dolayı beni en çok mutlu eden programımız” ifadelerini kullandı.

KÜLTÜREL PROGRAMLARIMIZ DİKKAT ÇEKECEK”

Tabi biz kültür ve edebiyat şehriyiz, Yedi Güzel Adam’lar, üstat Necip Fazıl’lar ki ben üstadın bütün şiirlerini ezbere bilirim. Çocukluğumda biz Necip Fazıl’ın kendi sesinden şiirlerini dinleyerek büyümüş insanlarız. Bu davada ilerlerken belli bir olgunluğa erişmişsek burada en büyük pay sahiplerinden bir tanesi üstat Necip Fazıl’dır. Onun şehrinde televizyonculuk yapmak çok önem arz ediyor ama yıllardan beri kendimizi de eleştirdiğimiz bir durum vardı, birçok kültür sanat programı yaptık, Büyükşehir Belediye Başkanımız Fatih Mehmet Erkoç’un Büyükşehir için her yıl düzenlediği Kitap Fuarı’mız oluyor, Onikişubat Belediye Başkanımız Hanefi Mahçiçek’in eğitime dönük ciddi projeleri var, Dulkadiroğlu Belediye Başkanımız Necati Okay’ın destekleriyle Kültürümüz ve Değerlerimiz Liseler Arası Bilgi Yarışmasını gerçekleştirdik ama toplumun bizden farklı beklentileri vardı. İnsanlarımız tadında kültürün, edebiyatın, şiirin, sohbetin konuşulacağı bir program yapabilmek. Bu sene Metin Acıpayam isimli edebiyat aşığı kardeşimizle şartlarımız oluştu ve Velhasıl adlı edebiyat programımıza başladık. İlk programda Oğuz hocamızı konuk aldık ve doğru bir şey yaptığımızı anladık. Çünkü gelen teşekkür telefonların haddi hesabı yok.

HAK ETMEDİĞİMİZ HAKARETLERE MARUZ KALIYORUZ”

Bu memleketin faydasına olabilecek her şeyi o başkan, bu başkan, şu belediye, bu iş adamı diye bakmıyorum. Bakma hakkımda yok zaten. Çünkü benim sahibim şehir. Ben sahibimin iyi görebileceği, doğru olan her bir şeyi aktarmak durumundayım. Şimdi bize diyorlar ki, Aksu TV sen sürekli pozitif haberler yapıyorsun, sen bu şehirde satılmışsın, sen bilmem nesin, parayla bu işi yapıyorsun diyorlar. Benim algım şu, ben devletimin her zaman yanında olan bir televizyon kanalıyım. Sen bana gelirsin Cüneyt bey elimde şöyle bir dosya var, bu dosyada da Cüneyt’ten şikayetçisin sen, bunu diyor ki haber yapalım. Ben de diyorum ki burası dünyaya yayın yapan bir televizyon kanalı, bu şehrin eksi değerlerini, insanların eksi problemlerini, toplumdaki eksiklikleri, sadece siyasetle değil, emniyetle ilgili arka arkaya 10 tane problem olur, ben haberi yapsam reyting patlaması yapar, o haberleri bende göremezsin. Eğer ben o haberleri yapsam belki reyting anlamında belki de finansal anlamda ciddi geri dönüşümler alabilirim ama şehrin dışardaki algısını ciddi anlamda bozmuş olurum. Bir siyasetçiyle alakalı yada bir iş adamıyla alakalı vatandaş problemini getirdiği zaman bu da bir güçtür, ben gidiyorum Ahmet kardeşim diyorum elimde böyle bir şey var, bu vatandaşın böyle bir sorunu var, Aksu TV olarak buna hakem oldum, bununla senin ilgilenmeni istiyorum diyorum. Aksu TV’nin amacı üzüm yemek, bağcıyı dövmek değil, bağcıyı herkes dövüyor. Bu tür birçok sorunu çözdük, istesek haber de yaparız. Bununla alakalı bize sosyal medyada hakaretler, küfürler yapılıyor. Biz hiçbir hakarete cevap vermeyiz, biz doğru bildiğimiz yolda devletimize, polisimize karşı hep iyi haberler yaptık. Yanlışta ısrar ederlerse bu televizyon halkınsa o hakkı televizyonda savunurum diyorum. Yaptığımız işler var, karşı taraf ısrar ederse yanlışında biz de bu konuda hakem olmuşuz, problemi çözemiyorsam haberini yaparım. Bu konuda gerçekten çok yaralıyım, çünkü hiç hak etmediğimiz hakaretlere maruz kalıyoruz.

SOSYAL MEDYA ANLAMINDA BÜYÜK ATILIM YAPTIK”

Sosyal medya aslında bizim için başlı başına farklı bir iş kolu. Benim Başkonuş sevdalısı olduğumu herkes bilir, orası benim için bütün çalışma stresimi attığım yer ama oraya giderken asıl bir amacım var, sosyal medyaya önem verdiğim kadarda iki tane oğlum var, hafta sonları orada internetin çekmemesi benim için iyi bir şey. Sosyal medyanın böyle zararları var ama tabi ki Aksu TV olarak sosyal medya anlamında da büyük bir atılım yaptık. Özellikle yetiştirdiğimiz çocuklarımızı biraz daha toprakla buluşturmalıyız. Sosyal medya aslında bir meydan haline geldi. Eleştirim şu, herkesin atıp tuttuğu, herkesi canı istediği gibi duygusunu dile getirdiği bir mecra oldu sosyal meydan. Bizde RTÜK var, bu RTÜK bize bazı çerçeveler çizmiş, kime ne söyleyebileceğinizin bir anayasası var. Bu anayasa bence toplumun sosyal meydanında da olması gerekiyor. Yakında bir internet yasası çıkacak ama insanlar burada küfür edebiliyorlar, hakaret edebiliyorlar. Sosyal medya benim için haysiyet cellatlığı oldu. Karşısında konuşamayacağınız insanlara sosyal medya üzerinden birçok şeyi yazabilmek çok ciddi problem. Buna rağmen tabi ki önemli yönleri de var, hızlı haber almak, toplumdaki problemlerin çözülmesi anlamında da iyi niyetle kullanıldığında ciddi sonuç alınacak bir alan. Bu bağlamda iki sene önce gidişatı gördüğümüz için sosyal medya hesaplarıyla alakalı özel bir ekip kurduk. Biz TV kanalıyız, sosyal medyayla ilk etapta işimiz yok ama burada da bulunmalıyız dedik. İnternet sitelerimizi ikiye ayırdık. Bu arada televizyon yayınlarımız açısından da yeni bir sisteme geçtik, insanlarımız geriye dönük istediği programların tamamını izleyebilecek. Biz bunu iki yıldan beri çalışarak yaptık. Takipçi sayısında da sosyal medya kullanımında da çok ileri bir seviyedeyiz ama amacımız vatandaşımıza daha kolay ulaşabilmek.

YENİ YAYIN DÖNEMİMİZ HAYIRLI OLSUN”

11. dönemimizde bir televizyonda hiç sıkılmadan oturumda farklı tarzda izlenebilecek birçok programı halkımızın karşısına çıkarıyoruz. Programları tek tek anlatırsam çok uzun sürer ama ismini geçirmeyi unuttuğum bütün arkadaşlarımdan özür diliyorum. Bu yayın döneminde bu kadar güzel birlikteliği oluşturan tüm ekip arkadaşlarımıza, Yönetim Kurulu Başkanımız Adnan Yener başta olmak üzere yeni yayın dönemimizin ülkemize, şehrimize, vatandaşlarımıza hayırlara vesile olmasını diliyorum. Biz çok emek verdik, takdir yine kamuoyunun. Sene sonu geldiğinde varsa hatamız, yanlışımız yada yapmamız gerekenler tekrar takkeyi önümüze alacağız düşüneceğiz. En azından iyi niyetimizle gayret göstererek çalışacağız.

Aksu TV’nin yeni yayın döneminde hayata geçirdiği programlar ise şu şekilde;

MUTLU YUVA

İnsan bazen sadece bir çocuğun mutluluğunu görmek ister insan. Bir duygunun içinde yoğurulmak, İçinde bulunduğu anın hüznünü, neşesini, sıkıntısını yaşamak ister. Başka şeyler görmek, başka hayatlarla tanışmak ister. Mutluluğun en temel özelliğidir aile olabilmek! Hele hiç tanımadığınız kişilerle… Bir parça tebessümün peşine düşen “Mutlu Yuva” programıyla, belirlenen bir ailemizin evini baştan aşağı yeniliyoruz… Mehmet Kasapkara’nın sunumuyla “Mutlu Yuva”, Cuma akşamları 20.30’da Aksu TV ekranlarında.

SEYYAH

Hayat doğum, büyüme ve ölümle noktalanan bir üçgen piramit gibi. Aslında her hayat başladığı gibi noktalanacaktır. İnsanların şehirleşmeden önceki yaşama alanı olan köyler, şimdiler de yine şehirden bıkan insanlar için bir nefes alma alanı. Köyü olmayan veya köyüne gidemeyenler içinse bir özlem ve tutku. Erol Öner’in sunumuyla “Seyyah” Cumartesi akşamları 22.15’te Aksu TV ekranlarında.

VELHASIL

Bir Şiir, Bir Roman, Bir Öykü’nün peşinde koşan bir avuç sevdanın hikayesi. Bir yazarın, Bir şairin sancılı serüveni. Kalemiyle kağıtları işleyen, Yüreğinde ki ateşi, kitap tutkusuyla harlayanların hikayesi. Edebiyat’ın, Sanat’ın ve Kültür’ün konuşulduğu “Velhasıl”, Metin Acıpayam’ın sunumuyla Çarşamba 22.15’te Aksu TV ekranlarında.

HAYAT AĞACI

"Hayat Ağacı" yarım asrı geçmiş hayatların yaşamlarını konu ediniyor... Sararmış takvim yapraklarına hep birlikte inip, hep birlikte yaşayalım o anları… “Hayat Ağacı”, Cumartesi akşamları 20.30’da Aksu TV ekranlarında.

TARİHİN SIRLARI

Osmanlı tarihi ve yakın tarih hakkında bilinmeyenlerin konulara ışık tutuluyor.

Tarihçi Yazar Şevki Karabekiroğlu ile “Tarihin Sırları” cuma 22.15’te Aksu TV ekranlarında.

ÇİZGİ DIŞI

Kültür, sanat ve edebiyat gündemindeki tüm gelişmeleri an be an takip eden program, Çizginin dışına çıkan tüm detayları ekranlara taşıyor. Mehmet Kasapkara tarafından hazırlanan “Çizgi Dışı”, pazartesi, çarşamba ve cuma günleri 16.35’te Aksu TV ekranlarında.

TEKNOKRAT

Teknolojik gelişmelerin yer aldığı “Teknokrat” programı her cumartesi 13.05’te Aksu TV ekranlarında.

(Haber: Ahmet Güneçıkan)

Editör: Mahmut Beyaz