Başkan Ali Arpasatan öncülüğünde çalışmalarını sürdüren ve güçlü yönetimiyle Kahramanmaraş ekonomisine yön veren kuruluşlardan olan KASİAD, özellikle gençlerin girişimcilikteki rolünü güçlendirmek, iş alanında yeni ufuklar sağlamak, bireysel olarak örnek alınabilecek olan kişilerle söyleşi yaparak yeni nesil iş adamlarına fikir yaratmak amacıyla gerçekleştirdiği toplantılarına devam ediyor. Bu kapsamda yine önemli bir çalışmaya imza atan KASİAD, ‘Aile Şirketlerinde Kabuk Değişimi’ konulu panel gerçekleştirdi. Ramada Plaza’da düzenlenen ve moderatörlüğünü Akademisyen, Eğitimci, Yazar Prof. Dr. Emre Alkin’in yaptığı programın panelistliğini ise Nef Yönetim Kurulu Başkanı Erden Timur, Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Av. İlker Ünsever ile Yönetim Danışmanı Adnan Nur Baykal üstlendi. Çok sayıda sanayici ve iş adamının katıldığı panelde aile şirketlerindeki geçiş süreçlerinin önemine vurgu yapıldı.

“BABA-PATRON İKİLEMİNİ AŞMAMIZ GEREKİYOR”
Toplantıda açılış konuşması yapan KASİAD Başkanı Ali Arpasatan, şunları söyledi: “Ülkemizdeki şirketlerin yüzde 95’i aile şirketidir. Kobilerin ise neredeyse tamamı aile şirketidir. Aile şirketlerinde ne yazık ki üçüncü kuşağı geçen şirketlerimiz yüzde 13 civarında. Başka bir istatistiğe baktığımız zaman ülkemizdeki aile şirketlerinin ömrü ortalama 30-35 yıl kadardır. Bu konu sadece şehrimiz açısından değil tüm ülke açısından hayati öneme sahip bir konudur. Özetleyecek olursak üçüncü kuşağa geldiğimizde şirketlerimiz ya el değiştiriyor ya da kapanıyor. Tam da bu noktada kurumsallaşmak veya aile iş ilişkilerini yeniden düzenlenmesi gibi ihtiyaçlar doğuyor. Başka bir deyim ile baba-patron ikilemini aşmamız gerekiyor. Bu süreci yönetirken sevgi ve saygı ikliminin korunmasını da önemsiyorum. Ulu önder Atatürk’ümüzün de dediği gibi bizim bütün ümidimiz gençliktedir. Genç KASİAD işte bu misyonla kurulmuştur. Bu adımın bana ve yönetimime nasip olması da beni ayrıca mutlu ediyor. KASİAD’da yazılı olmayan bazı kaide ve kurallar vardır. Biz ilk kuşaktan bayrağı devralırken bu kaide ve değerleri her şeyin üzerinde tuttuk. Bunların içerisinde vatanımıza hizmet ve devletimize bağlılık en başta gelmektedir. Yeni dünya düzeninde ülke olarak bir geçiş süreci yaşıyoruz. Bu süreçte Türkiye’nin topyekûn bir kalkınma modeline ihtiyacı vardır. İşte bu kalkınma modeli için en büyük vatanseverliğin daha çok üretmek ve daha çok paylaşmak olduğuna inanıyorum. Bizler sorumluluğumuzun farkındayız ve aminim ki yeni nesil de sizlerle paylaştığım rakamları tersine çevirecek, ezberleri bozacak ve çıtayı daha yukarıya taşıyacaktır. Kısacası bu konu bir aile şirketi olması meselesinden çok daha fazladır. Türkiye’nin üreten ve yükselen gençlere ihtiyacı vardır. Bizim, üretecek ve yükselecek olan gençlerimiz bugün, burada, bu salonda bulunuyorlar.”

KABUK DEĞİŞİMİNİ BİZ SİZLERİN YARDIMIYLA GELECEK NESİLLERE TAŞIYACAĞIZ
Genç KASİAD Başkanı Orhan Burak Arifoğlu,  “Genç KASİAD’ı geçtiğimiz yıl nisan ayında kurduk. Kurduğumuz günden bu yana aile şirketlerinde iki nesli bir araya getirecek bir panel düzenlemeyi hedefledik. Bizler fiziksel olarak bu etkinliğe çok fazla emek sarf etsek de mental olarak bu etkinliğe çok uzun zamandır hazırlanıyoruz. Bir çocuğun hayatındaki dönüm noktalarından bir tanesi, büyüyünce kim gibi olmak istiyorsun sorusudur. Bizler için bu soruya verdiğimiz cevaplar bugün, bu salonda bulunan sizlerdir. Bu hiçbir zaman değişmedi ve hiçbir zaman da değişmeyecek. Biz gençlerin sizler gibi olabilmesi için hem kişiliğimize hem de eğitimimize ciddi bir yatırım yaptınız. Bizi hem eğlenmenin hem de öğrenmenin çok zevkli olduğu okullara gönderdiniz. İtiraf etmek gerekiyor ki eğitim sürecimizin sonunda yani dönüş sürecinde bazı sıkıntılar yaşadık. Genç KASİAD’ı kurduktan sonra arkadaşlarımla gerçekleştirdiğim bir sohbet ortamında fark ettim ki, ben 21 Haziran 2014 günü babamdan gelen o ‘pazartesi günü iş başı yapıyorsun’ telefon konuşması sonrasında ne hissettiysem arkadaşlarım da aynı şeyleri hissetmişler. Bu konuda da bir itirafta bulunmalıyım ki kendi başımıza ilk defa ayaklarımızın üzerinde durduğumuzu hissettiğimiz okullardan Kahramanmaraş’a dönmek bizi ciddi mana da zorladı. Bugün, üzerimizdeki sorumluluğun sizlere veya şirketlerimize değil bunun çok daha ötesine olduğunun farkındayız. Bizim üzerimizde şehrimize, ülkemize ve gelecek nesillere karşı büyük bir sorumluluk var. şehre döndükten sonra şunu fark ettim ki zorlanarak yapacağım bütün işlerin hepsini aslında büyük bir zevk alarak yapıyorum. Bizim sorumluluğumuz sadece sizler gibi olmanın çok ötesinde, bizim sizlerden daha iyi olmamız gerekiyor. Çalışmaya başladıktan sonra dünyadaki iş yapış ve üretim sürecindeki değişiklikler ve belki de biraz ticaretteki ahlak kavramı bozukluklarında ki değişiklerden sonra sizler gibi olmanın en büyük sorumluluk olduğunu düşünüyoruz. Bunu yaparken de Türkiye’nin bugüne kadar ki olan değişimine ayak uydurmaktansa değişime öncü olmayı bir sorumluluk olarak görüyoruz ve bunu sizler olmadan yapamayız. Bu yüzden bugünkü panelimizin adı aile şirketlerinde nesil değişimi değil de aile şirketlerinde kabuk değişimidir. Bu kabuk değişimini biz sizlerin yardımıyla gelecek nesillere taşıyacağız” şeklinde konuştu.  

“DEĞİŞİME ÖNCÜ OLMAK İÇİN GENÇ KASİAD’I KURDUK”
Değişime öncü olabilmek adına Genç Kasiad’ı kurduklarını belirten Arifoğlu, “Biz, çocukken aynı sıraları paylaştığımız hatta belki de o sıralarda kopyalaştığımız arkadaşlarımızla bir araya gelerek Kahramanmaraş’ta değişime öncü olmak için bugün genç KASİAD’ı kurmuş durumdayız. Mustafa Kemal Atatürk’ün söylediği muasır medeniyetler seviyesine çıkmak için bugün birbirimize her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Biz Genç KASİAD’ı kurduktan sonra danışma kurulunda bulunan büyüklerimiz ‘biz Kahramanmaraş’a çok emek verdik bu hususta bizden iyi yapmanız gereken bir şey varsa o da birbirinize her zaman destek vermek’ demişti. Biz, sizlere karşı bu sorumluluğumuzu yerine getireceğimize ve genç KASİAD’ı bugünlere değil 10-20 sene sonrasına hazırlayacağımıza dair sizlere söz veriyoruz” diye konuştu.

“DÜNYADAKİ HERKESİN YARATILAN SİSTEMDEN HAKKI VAR”
Panelde konuşan Nef Yönetim Kurulu Başkanı Erden Timur ise şöyle konuştu: “Benim bir tane ablam var. Kendi kendime dedim ki ne için neyi riske ediyoruz. İsterseniz dünyanın en büyük şirketinin sahibi olun kardeşliğinizi riske etmeye değecek bir şey değil. Ben kendi kendime İstanbul’a geldim ve Nef’i öyle kurdum. Nef’in adı nefesten geliyor. Yani aldığın her şeyi geri vermek. Bizim hikâyemiz bu. Hayatta ilk aldığın şey ve son verdiğin şey. Dolayısıyla zaten fizikinde böyle, inanç olarak ta böyle. Kazandıklarını geri ödersin. Şirket kuranlar kendinin zannediyor. Bende bir şirket kurdum ama yarın ne olacağını bilmiyoruz. Aile şirketlerinin sürdürülebilir olmasıyla ilgili bilimsel verilerin hepsi şart. Ama esas olan şey bunların hiçbirisi çare değil. Dünyada aile şirketlerinin sürdürülebilirliğine baktığınızda kaideleri kültür haline getirmiş olmaktır. Bu da nasıl oluyor? Sen şirketin sahibi gibi hissettiğinde çocuklarda hakkı gördüğü müddetçe bunun olabilmesi mümkün değil. Biz eşimle çocuklarımıza miras bırakmayacağız. Vasiyetnamemizi de bu şekilde yaptık. Bizim Nef Vakfımız var. Çocuklara bakma yükümlülüğü veriyoruz. Belli bir yaşa kadar şu kadar lira şeklinde. Dünyadaki herkesin yaratılan sistemden hakkı var.”

Haber: Emre Akkış/Tuğçe Kayar

Editör: Mahmut Beyaz