Geçmişten günümüze kadar meslek olarak ulaşmayı başaran ve ustalar tarafından özenle yapılarak adeta tarihin kokusunu anımsatan ağaç oymacılığı, teknolojinin gelişmesiyle birlikte yeni nesil tarafından unutuldu. Özellikle Türkiye’de ağaç oymacılığı denince ilk akla gelen şehirlerden biri de Kahramanmaraş. Kahramanmaraş’ta tarihin hünerli ellerini günümüze kadar taşıyarak sanatı devam ettiren ustalar, mesleklerini ilk günkü aşkla yaparak, oymacılığı yaşatmaya çalışıyorlar. Kahramanmaraş’ın tarihi Kapalı Çarşı’sının girişinde bulunan Demirciler Çarşısı’nda, uzun yıllardır Ağaç Oymacılığı işi yapan ustalar, çağın getirdiği bazı yeniliklere baş gösteremediklerini söyledi. Öte yandan teknolojinin gelişmesiyle ve ekonominin artmasıyla birlikte insanların daha çok hazıra, ucuza koyulduğunu vurgulayan 39 yıllık usta Mehmet Selaldı, “İşlerimiz gün geçtikçe gerilemeye, kaybolmaya başlıyor” dedi.


“NE ÇIRAK BULABİLİYORUZ NE DE MÜŞTERİ”
Yaklaşık 39 yıldır Kahramanmaraş’ta Ağaç Oyma ustası olan ve yaptığı inceliklerle müşterilere adeta tarihin kokusunu sindiren Mehmet Ali Selaldı, eskisi gibi bu işle kimsenin uğraşmadığını, uğraşanlarında emekli olunca dükkânlarını kapattığını söyledi. Selaldı, “Yedi yaşından beri bu meslekle uğraşıyorum. Hemen hemen bütün ağaç torna işlerini tahta, işkembe, oklava buna benzer birçok ürünü yapıyoruz. Küçük yaşlardan beri uğraşıyorum ve dayımın mesleği olduğu için onun yanında yetişerek bir şeyler öğrenerek başladım bu işe. Meslek kafama yattığı için devam etme kararı aldım ve işimden de oldukça memnunum. İşlerin konusuna gelecek olursak işlerimiz hiç iyi değil. Son on yıldan bu yana işlerimiz gittikçe durgunlaşmaya başladı. Eski günlerini adeta kaybetti desek yeridir. Eskiden işlerimiz çok güzeldi. Her yıl daha da geriye gitmeye başladı. Artık eski esnaflar da kalmadı, hepsi emekli oldu. Eski ustaların yerine kimse yetişmiyor bu yüzden eleman bulmakta da güçlük çekiyoruz. Bu işle uğraşacak nesil bulamayınca, Suriyeli çocukları çalıştırıyoruz ama onlar da en fazla bir hafta çalışıyorlar daha sonra kaçıp gidiyorlar. Mesela biz bu meslekte otuz kişiden fazlaydık ama gün geçti bu azalıyor şuan bu mesleği yapan en fazla on kişi kaldı. Bu yüzden meslek yok olma durumu ile karşı karşıya. Ancak kendi çocuklarımızı ya da yeğenlerimizi yetiştiriyoruz. Kimse bu meslekte çalışmak istemiyor” ifadelerini kullandı.

HER YIL BİR ADIM GERİYE GİDİYORUZ”

Mesleğin her yıl bir adım geriye gittiğin ifade eden Selaldı, işlerinin yok olmasından korktuklarını söyledi. Selaldı, “Günümüzde teknolojinin gelişmesiyle birlikte el emeği ile yapılan işler, teknolojiye direnmek zorunda kalıyor. İşlerimiz eskisi gibi değil artık. Yeni makinalar çıktığı için işler makinalarda yapılıyor, bu yüzden bize çok iş gelmiyor. Dolayısı ile durum böyle olunca işlerimizde de bir durgunluk oluyor. Biz önceden büyük işlerle uğraşıyorduk ama makinalar şimdi bizim yaptığımız büyük işleri tek seferde yapıyor. Şuan yaptığımız işler, ev tahtası, börek tahtası, işkembe işleri, bunları yapıyoruz. Önceden bize çıkrıkçı diyorlardı, artık işler azaldığı için günümüzde öyle demiyorlar, ağaç oymacısı ya da ağaç tornacısı diyerek hitap ediyorlar. Ben bu duruma üzülüyorum mesleğimiz her yıl geriye gidiyor, işlerimiz azalıyor, yok olacak desek yeridir. Bu yüzden devletimiz bu konuda bize yardımcı olursa çok memnun olurum. Hükümetimiz, İşlerimizi canlandırmak için bir nebze de olsa yardımcı olsa gerçekten çok iyi olur” dedi.


“SATIŞLAR ÇOK DÜŞTÜ”

Kahramanmaraş’ta Ağaç oyma işiyle uğraşan bir diğer esnaf Mesut Başlıpınar ise, meslekte yetiştirecek çırak bulamadıklarından yakındı. Başlıpınar, “Ben bu işi çocukluğumdan beri yapıyorum, yani toplam aşağı yukarı 26 yıl oldu. Biz bu işin içinde torna üzerine her türlü işi yapıyoruz. İşlerimiz şuan biraz durgun, eskisi gibi değil. Önceden popüler bir meslekti o yüzden de müşteriler ilgi gösteriyordu ama şimdi öyle değil. Eski yıllara nazaran talepler çok azaldı. Sadece satış sıkıntısı değil, müşterilerden ziyade yetiştirecek çırak bile bulamıyoruz. Yani bir elemana bakıyoruz ama bulamıyoruz” şeklinde konuştu.

Haber : Hakan Aydın


 


 


 

Editör: Mahmut Beyaz