İkisi de avukat, ikisi de bu şehrin artı değeri, ikisi de yerel siyasetin hafızası ve ikisi de iktidar kanadını çok mükemmel temsil eden siyasetçiler.

Düne kadar ulaşılan, herkese koşan, herkesin telefonuna çıkan, kim aradıysa anında ‘buyur abi’ diyen Fırat Görgel, şimdi ulaşılmaz listesine dâhil olurken, düne kadar kendisini destekleyen, arka çıkan, pazara kadar değil, mezara kadar diyebilecek kadar gözü kara insanları nedense görmezden gelmeye başladı.

Bu hayra alamet değil.

*

Dostunu düşmanını öğrendi, geçmişte yaşadığı acı tecrübelerden ders aldı, vefasızlık yaşadı, ama vefayı çabuk unuttu dediğim sevgili başkanım, benim çok değer verdiğim Fırat Görgel, eski Fırat Görgel değil. Ne demek istediğimi çok iyi anlar O…

Çünkü ben onu, o beni iyi tanır! O’nun AK Partide il başkanlığı yapmış sayın Veysi Kaynak, sayın Fatih Erkoç’tan sonra en mükemmel teşkilatçı biri olduğuna kalıbımı basarken, partiyi toparlayan, gidenleri eve çağıran sevgili Görgel olduğuna herkes şahit!

Sağda solda ‘AK Parti il teşkilatı zenginler kulübüne döndü!’ diyenlere ilk cephe açan, başkaldıran ve isyan eden birisi olarak, zaman zaman ‘acaba doğru mu?’ demekten kendimi alamaz hale geldim.

Biliyorum, omuzlarına binen yük ağır, fazla. Ha, taşıyabilir mi, yükün miktarı önemli değil, güçlü ve imkânları çok. Tabi ki taşır. Ama kendinden uzak. Sahasında maç kaybeden takım durumuna düşmesine gönlüm razı olmaz çünkü.

Onu basından, toplumdan, uzak tutanlar kimse, (ki isimlerini buraya yazmak istemiyorum, hepsi de can dostum) bunun vebalini kaldıramazlar! Altında kalırlar! Altında kalırlarsa bedel öderler, veresiye değil, peşin peşin!

Yanındakiler, O’nu kime ve nereye götüreceklerini bilseler, zaten mesele kalmayacak da, ya bildikleri bir şey var, ya hesap peşindeler?

Siyasette öncelikleri (bireysel veya toplumsal fark etmez) öne çıkartmaz, düşünmezseniz, ay’a değil, yaya gidersiniz!

Ama Fiskeci’nin hesabını hesaba katmıyorlar belli ki… 

*

Gelelim sayın Ahmet Özdemir’e…

Yerel siyasetin hafızası diyebileceğim, her partide olması arzu edilecek kadar kendini kabul ettirmiş, karşılık bulmuş, karakteri ve yaklaşımları ile insanların gönlünde taht kurmuş Özdemir için gelecek adına çok umutluyum. Yarın partinin A takımında görürseniz şaşırmayın derim.

Derim çünkü herkes ona güveniyor, siyasetine en üst seviyeden not veriyor, başarılı ve yararlı olacağına dair insanların güvencini kazandığından, merdivenin basamaklarını hızla ve emin adımlarla tırmanmaya devam ediyor.

Sabır, sebat ve itaat ile… Vefayı ayrı bir yere koyuyorum zaten! Unutmuş da değilim.

Hele şu bu ayın ortalarında yapılacak genel kurul bitsin, taşlar yerinden oynasın, ehliyet ve liyakat bir kere daha kantara çekilsin, ne demek istediğimi çok iyi anlayacaksınız.

*

Bu arada, Büyükşehir Belediyesi ile Hizmet iş sendikası arasında uyuşmazlığın devam ettiğine dair bilgiler, haberler geliyor.

Her ne kadar iyi niyetli olduğuna inandığım Başkan sayın Hayrettin Güngör bu meseleye ilişkin tek kelime etmese de, uyuşma için, uzlaşı için, anlaşma için çırpınan milletvekilleri (Sayın Celalettin Güvenç ve Ahmet Özdemir) ile İl Başkanı Fırat Görgel’in çabalarını takdirle karşılıyorum.

Çalışanlar adına, parti adına, şehrim adına…

*

Gerek Hizmet İş Sendikası Başkanı Ömer Çınar ve gerekse sayın Hayrettin Güngör çalışanların daha fazla mağdur olmaması için, makul ve mantıklı bir ücret artışında olumlu adım atmalılar.

Fedakârlık olacaksa, karşılıklı olmalı. Ama bu işi inada bindirip, süreci uzatmanın da manasının olmadığını düşünüyorum.

Yani ortak akıl neyi emrediyorsa, imkânlar neye elveriyorsa, vakit geçirilmemelidir. Zaman kaybı, israf kaybıdır ki, her ikisi de bizi yanlışa ve istenmeyen mecralara sürükler!

Suya imza atmanın ve milleti su sancısına yatırmanın alemi ve faydası yok!