Tarihten günümüze kadar ulaşan kültür ürünleri arasında yer alan ağaç oymacılığı, geleneksel sanatları arasında önemi büyük bir yer kaplıyor. Bu nedenle, Türkiye’de Ağaç Oyma (Ahşap Oyma) denilince ilk akla gelen şehirlerden biri olan Kahramanmaraş, eski popülerliğini yitirmeye yüz tutmuş durumda. Yıllardan bu yana Kahramanmaraş’ta elit bir meslek olan ve bu mesleği günümüze kadar getiren Ağaç Oyma ustaları, meslekte yetişecek neslin olmadığına dikkat çekerek, işlerin son yıllarda zayıfladığını belirtti. Durum böyle olunca çalışmakta zorlanan ustalar, işin böyle devam etmesi halinde on beş yirmi yıla kadar bu işin yok olmasıyla karşı karşıya kalacaklarını ifade etti. Eleman bulamadıkları için Suriyeli göçmenleri yanına alıp çalıştırmak zorunda kalan Ağaç oyma esnafları, aldıkları Suriyeli elemanların en fazla bir hafta çalışıp işten kaçtığına yakınarak, bu mesleğin ayakta kalması için yetiştirecek elemanlara ihtiyaç olduğuna dikkat çekti. Kapalı çarşı da Ağaç oyma işiyle uğraşan Mehmet Ali Selaldı, son on yıldan bu yana eleman bulmakta güçlük çektiğini ve işlerin zayıfladığını belirtti.

BU İŞLE UĞRAŞAN GÜN GEÇTİKÇE AZALIYOR’

38 yıldır bu mesleğin içinde olan Mehmet Ali Selaldı, bu işle uğraşan ustaların son yıllarda iyice azaldığını belirterek, “durum böyle devam ederse birkaç yıl içinde bu meslek yok olma durumuyla karşı karşıya kalacak” dedi. İşlerin zayıfladığına dikkat çeken Selaldı, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Yedi yaşından beri bu meslekle uğraşıyorum. Hemen hemen bütün ağaç torna işlerini tahta, işkembe, oklava buna benzer birçok ürünü yapıyoruz. Bu dayımın mesleği olduğu için sürekli gelip giderdim. Meslek kafama yattığı için devam etme kararı aldım ve işimden de oldukça memnunum. Son on yıldan bu yana işlerimiz gittikçe durgunlaşmaya başladı. Eski günlerini adeta kaybetti desek yeridir. Eskiden işlerimiz çok güzeldi. Her yıl daha da geriye gitmeye başladı. Artık eski esnaflar da kalmadı, hepsi emekli oldu. Eski ustaların yerine kimse yetişmiyor bu yüzden eleman bulmakta da güçlük çekiyoruz. Bu işle uğraşacak nesil bulamayınca, Suriyeli çocukları çalıştırıyoruz ama onlar da en fazla bir hafta çalışıyorlar daha sonra kaçıp gidiyorlar. Mesela biz bu meslekte otuz kişiden fazlaydık ama gün geçti bu azalıyor şuan bu mesleği yapan en fazla on kişi kaldı. Bu yüzden meslek yok olma durumu ile karşı karşıya. Ancak kendi çocuklarımızı ya da yeğenlerimizi yetiştiriyoruz. Kimse çalışmak istemiyor bu meslekte.”

İŞLERİMİZ YOK DENECEK KADAR AZ’

İşlerinin eskisi gibi olmadığından yakınan Selaldı, “Günümüzde teknolojinin gelişmesiyle birlikte el emeği ile yapılan işler, teknolojiye direnmek zorunda kalıyor. İşlerimiz eskisi gibi değil artık. Yeni makinalar çıktığı için işler makinalarda yapılıyor, bu yüzden bize çok iş gelmiyor. Dolayısı ile durum böyle olunca işlerimizde de bir durgunluk oluyor. Biz önceden büyük işlerle uğraşıyorduk ama makinalar şimdi bizim yaptığımız büyük işleri tek seferde yapıyor. Şuan yaptığımız işler, ev tahtası, börek tahtası, işkembe işleri, bunları yapıyoruz. Önceden bize çıkrıkçı diyorlardı, artık işler azaldığı için günümüzde öyle demiyorlar, ağaç oymacısı ya da ağaç tornacısı diyerek hitap ediyorlar. Ben bu duruma üzülüyorum mesleğimiz her yıl geriye gidiyor, işlerimiz azalıyor, yok olacak desek yeridir. Bu yüzden devletimiz bu konuda bize yardımcı olursa çok memnun olurum. Hükümetimiz, İşlerimizi canlandırmak için bir nebze de olsa yardımcı olsa gerçekten çok iyi olur.”

ÇIRAK YETİŞMİYOR’

Çocukluğundan beri bu işle uğraşan bir diğer Ağaç oyma ustası Mesut Başlıpınar, meslekte çırak yetişmediğinden dolayı yakınarak şu ifadeleri kullandı: “Biz torna üzerine her türlü işi yapıyoruz. Ben yirmi beş yıldır bu işi yapıyorum çocukluğumdan bu yana. İşlerimiz şuan biraz durgun, eskisi gibi değil. Önceki yıllar da talep çok oluyordu ama birkaç yıldır satışlarımız azaldı. Üstelik yetiştirecek çırak bulamıyoruz. Eskisi gibi olmasını istiyoruz işlerimizin. Mesleğin ayakta kalması için çırakta yetişsin istiyoruz. Umarım işlerimiz eskisi gibi çok iyi olur.”

Ahşap oymacılığında yapılan eserlerden bazıları şunlardır:

Cami ve türbelerin mihrap ile minberleri, camilerde kullanılan rahleler, dolap kapakları, işkembeler, sofra altıkları, mücevher kutuları ve sandıklar…

Haber: Hakan Aydın

Editör: Mahmut Beyaz