Doğu Guta’daki kimyasal saldırının ardından Suriye’yle ilgili büyük bir karar vereceğini açıklayan Donald Trump, sosyal medya üzerinden Rusya’ya yönelik sert bir mesaj yayınlamıştı. Trump’ın mesajları Moskova-Washington hattındaki tansiyonu daha da yükseltti. Rus yönetiminin ABD’nin olası füze saldırılarının ‘hepsine yanıt vereceğiz’ açıklamasına Twitter hesabı üzerinden yanıt veren Trump, “Hazırlan Rusya, çünkü bu füzeler gelecek. Hepsi yeni ve ‘akıllı’ füzeler” demişti. Geçtiğimiz günlerde ise Beşar Esad için ‘hayvan’ ifadesini kullanan ABD Başkanı, aynı sözü yineleyerek, Rusya’ya “Kendi halkını öldürmekten zevk alan kimyasal silahlı bir hayvanla ortaklık kurmamalı” çağrısı yapmıştı. Mesajlarında, “Rusya ile ilişkilerimiz soğuk savaş dönemi dahil hiç olmadığı kadar kötü durumda” diyen Trump, “Tüm uluslar birlikte çalışarak silahlanma yarışını sona erdirmeliyiz” demişti. Trump’ın açıklamalarına ise Rusya’dan yanıt gecikmezken, Kremlin, “Twitter diplomasisinin bir parçası olmayız. ciddi bir yaklaşım taraftarıyız” açıklaması yapmıştı. Kremlin Sarayı’nda yabancı ülkelerin diplomatlarını kabul eden Putin ise, “Dünyadaki durum endişe verici. Umarız ortak sağduyu hakim olur” diyerek sağ duyu çağrısında bulunmuştu. Rus Dışişleri Sözcüsü Maria Zaharova’da doğrudan Trump’a yanıt vermiş ve “Silahlanma yarışını sona erdirmek harika bir fikir. Neden ABD'nin kimyasal silahları ile başlamıyoruz” sorusunu sorarak, “Akıllı füzeler meşru hükümetleri değil, teröristleri hedef almalı” demişti. Rusya ve ABD arasındaki restleşmede her geçen gün gerilim tırmanırken, Türkiye ise tarafsız bir tavır sergiliyor. Suriye üzerinden Rusya ve ABD arasında yaşanan gerilimi Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fikret Birdişli’ye sorduk. Uluslararası siyaseti yakından takip eden, bu alanda yaptığı yerinde açıklamalar ve akademik bir bakış açısıyla olayları değerlendiren Birdişli, ABD ve Rusya arasındaki olası savaş senaryolarını anlattı.

ABD’NİN DE RUSYA’NIN DA ÇIKACAK SAVAŞI KAZANMASI ZOR”

ABD ve Rusya’nın Suriye’de çıkabilecek her hangi bir savaşı kazanmasının çok zor olduğunu belirten Birdişli, “Trump kazanmayı seven bir iş adamı fakat mevcut koşullarda Suriye’de kazanması zor gibi görünüyor. Rusya’nın ise Suriye’de elinin daha güçlü olmasına rağmen çıkacak bir savaşı kazanması çok zor. Tarihte Rusya kendi toprakları dışında sürdürdüğü bir savaşı kazanamamış henüz. Buna karşın her iki lider de sağduyulu bir profile sahip değil. Rusya ve ABD’nin bölgedeki güçlerine bakıldığında olası yoğun bir çatışmanın Suriye yerine Doğu Akdeniz’de gerçekleşmesi daha olası. Çünkü ABD’nin Akdeniz’de ki gemileri her biri 60 hücreli Çoklu Fırlatma sistemlerine sahip Anti-missile füzelerle donatılmış durumda. Bunlar içinde Cruise füzeleri, Anti-Aircraft füzeler ve Anti-Submarine füzeler var. Rusya’nın ise bölgede hava savunma sistemlerine sahip gemileri ve Elektronik Harp donanımlı uçakları mevcut. Ayrıca Şam ve Tartus civarında Pantsir-S1, S-300 ve S-400 hava savunma sistemleri bulunmaktadır. ABD’nin bu işten karlı çıkması için ani bir saldırı ile bu platformları imha etmesi gerekir. Rusya’nın ise bunlara karşı gecikmeden misillemede bulunması” dedi.

...HAVA SAVUNMA SİSTEMLERİNİ KÖR ETMEK MÜMKÜN”

ABD ve Rusya arasındaki muhtemel savaş senaryolarını anlatan Birdişli, “Uzmanlara göre bir füze savunma sistemini tahrip edebilmek için yaklaşık on füze isabet etmesi gerekecek. Bugün Suriye’de 200’ün üzerinde hava savunma sistemi bulunduğu tahmin ediliyor. Bu füze sistemlerinin öncelikle radarları hedef alınırsa hava savunma sistemlerini kör etmek mümkün. Bu daha az risk getirir ama başarı yüzdesi kusursuz değil. Yine de Trump’ın ilk kartı Elektronik Harp olabilir. Eğer bunu ilk anda başaramazsa Rusya konvansiyonel silahlarla misilleme yapacaktır. Bölgede ABD’nin yeteri kadar Elektronik Harp ekipmanına sahip platformu var. Putin 2014’de yayımladığı askeri doktrininde Rusya’ya veya müttefiklerine yönelik nükleer ya da kitle imha silahlarıyla bir saldırı olduğunda nükleer karşılık verme hakkını saklı tuttuğunu açıklamıştı. Bunun dışında herhangi bir saldırı durumunda çatışmanın konvansiyonel silahlarla gerçekleşmesi daha olası. Ayrıca bana göre Rusya’nın kendi toprakları dışında gerçekleşen bir saldırı için nükleer silah kullanma olasılığı yok. Batı ülkelerinin Rusya’ya karşı açık bir tavır içinde olduğu da unutulmamalı” ifadelerini kullandı.

CRUİSE FÜZELERİNE RUSYA KISA SÜREDE KARŞILIK VEREBİLİR”

ABD’nin kullanacağı Cruise füzelerine karşı Rusya’nın hava savunma sistemlerinin en kısa zamanda aktif olacağının altını çizen Birdişli, “Olası bir saldırıda ABD’nin kullanacağı Cruise füzeleri 40 saniyede 800 km. hıza ulaşıp 500 km uzakta bir hedefi vurabilmektedir fakat, aradan geçen bu kısa zaman Rusya’nın hava savunma sistemlerinin aktif olup karşılık verebilmesi için de yeterlidir. Suriye’ye yönelik kimyasal saldırı suçlamasının ardından yapılan füze saldırıları mevcut hava savunma sistemlerinin reaksiyon kapasitesini test etmeye yönelik olabilir. Bu saldırının İsrail tarafından yapıldığı düşünülüyor” şeklinde konuştu.

TÜRKİYE’NİN TARAFSIZLIĞI KABUL EDİLEBİLİR”

Suriye’de karadaki durumun daha karmaşık olduğuna da değinen Birdişli, Halep’te Rusya’nın, Rakka’da ise ABD’nin olduğunu ve bunların ortasında da Türkiye’nin yer aldığını belirterek, “Karada durum ise biraz daha karışık çünkü Halep’te Rusya’nın güçleri, Rakka’da ise ABD güçleri tüm bunların ortasında ise Türkiye’nin bulunması karmaşanın en açık resmi. Bu durumda Türkiye’nin kimyasal saldırıyı kınaması Lavrov’un ise Türkiye’nin Afrin’i iade etmesi gerektiği açıklamaları anlamlı. Her iki güç de Türkiye konusunda emin değiller. Bu durumda Türkiye çıkacak bir çatışmada tarafsız hareket etmesi gerekir. ABD ile Türkiye arasında yaşanan gerilimler dikkate alındığında Türkiye’nin tarafsızlığı ABD tarafından kabul edilebilir bir şey bence” dedi.

ABD FETÖ’YÜ TÜRKİYE’YE KARŞI KOZ OLARAK KULLANIYOR”

Rusya’nın Türkiye’nin ABD’ye meyletmemesi için aleyhinde bir tutum sergilemeyeceğini de dile getiren Birdişli, “Rusya’ya karşı ise Türkiye’nin Suriye’nin toprak bütünlüğünden yana ve Suriyelilerin yanında olduğunu açıklamaya devam etmesi tatmin edici olmasa bile teskin edici olabilir. Rusya Türkiye’nin bu tutumu karşısında aleyhinde bulunup Türkiye’nin ABD’ye meyletmesine neden olmak istemeyecektir. ABD ise en kritik durumda FETÖ’yü Türkiye’ye iade etmek için bir kart olarak elinde tutuyor bence. Nitekim aynısını Öcalan için yapmıştı. Batı da Türkiye ile yaşanan gerilimleri kritik zamanda sonlandırarak bir ittifak unsuru olarak kullanabilir. Buna karşın Rusya’da PYD/YPG kartını kullanmayı deneyecektir. Kritik bir anda hangisini tercih ederiz FETÖ’mü, PYD’mi. Bence iş oraya varırsa Türkiye FETÖ’nün iadesini tercih edecektir. Bu senaryolar karşısında yakın bir tarihte ABD ve Rusya’nın kapışması yerine yeniden bir siyasi uzlaşı aranması olası. Bu arada Suriye vitrin gibi pahalı savunma sistemlerinin test edildiği bir alan olarak işlev görmeye devam edecek. Anlık krizlerin sonuçlarına göre civar ülkeler yeni silah alımı anlaşmaları yapmaya devam edeceklerdir” açıklamalarında bulundu.

Haber : Ahmet Güneçıkan

Editör: Mahmut Beyaz