Kahramanmaraş’ın kültürü ve geleneksel el sanatları konusunda araştırma, geliştirme ve arşivleme çalışmaları yapmak amacıyla kurulan Olgunlaşma Enstitüsü, kuruluşunun ardından geçen sürede yaptığı birbirinden güzel çalışmalarla dikkatleri üzerine çekiyor. Elde edilen verileri yenilikçi yaklaşımlar ile sentezleyebilen, sanatsal düşünceyi ürüne dönüştürebilen ve nitelikli meslek elemanlarını topluma kazandırmayı amaçlayan Kahramanmaraş Olgunlaşma Enstitüsü, kadim kültürel değerlerimizin ulusal ve uluslararası platformlarda tanıtımını sağlıyor. El emeği göz nuru birbirinden güzel eserleri geleceğe aktaran Kahramanmaraş Olgunlaşma Enstitüsü,Topkapı Sarayı Koleksiyonu’nda bulunan ‘Şifalı Gömlekler’i örnek alarak replikalarını yapıyor. Büyük bir emek sonucu ortaya çıkan ‘Şifalı Gömlekler’, Türk ve İslam tarihinin olduğu kadar, dünya tarihinin de gelmiş geçmiş en büyük imparatorluklarından biri olan Osmanlı İmparatorluğu’nun 624 yıl boyunca nasıl hüküm sürdüğünün şifrelerini de veriyor. Dede Korkut hikâyelerinde ‘kurşun geçirmeyen, kılıç kesmeyen, mutluluk getiren’ anlamlarıyla anılan ve özellikle hükümdarların önemli günlerde giydiği Şifalı Gömlekler, Kahramanmaraş Olgunlaşma Enstitüsü’nün çalışmalarıyla gençlere öğretiliyor.

“GEÇMİŞLE GELECEK ARASINDA KÖPRÜ KURUYORUZ”

Şifalı Gömleklerprojesi hakkında bilgiler veren Kahramanmaraş Olgunlaşma Enstitüsü Müdürü Mutlu Aslantürk, çalışmaların geçmişle gelecek arasında köprü kurmaya vesile olacağını ifade ederek, “Tarih, geçmişimizle geleceğimiz arasında bağ kurmamızı sağlayan bir köprüdür. Bu köprünün başında, sonunda veya ortasında ara sıra geriye döner bakarız. Topkapı Sarayı Koleksiyonu’nda bulunan ve enstitümüzde Usta Öğretici Fatma Bayazıt ve Hatice Kulak tarafındanreplika örnekleri sunulanşifalı gömlekler de bizim geçmişle gelecek arasında kuracağımız köprüler için vesile olacaktır.Türk kültüründeki örneklerini ilk olarak Dede Korkut hikâyelerinde ‘kurşun geçirmeyen, kılıç kesmeyen, mutluluk getiren’ gibi ifadelerle gördüğümüz şifalı gömlekler, Türk tarihinin çeşitli dönemlerinde kullanıldığı gibi farklı kültür ve inanç yapılarında da yer almaktadır. İslamiyet’in kabulünden önceki Şaman geleneklerine bağlı olan Türklerin uğur getirdiğine inandığı tılsım sembolleri, İslamiyet’in kabulüyle birlikte üzerinde ayetlerin yazdığı gömlekler şekline dönüşmüştür. En erken örneklerine Hititlerde rastladığımız bu gömlekler, İslamiyet öncesi Türklerden, Selçuklu Devleti’ne, oradan ise Osmanlı Devleti’ne kadar olan süreçte farklılaşarak günümüze kadar ulaşmıştır” ifadelerini kullandı.

“SAVAŞTA GİYENİ GALİP KILDIĞINA İNANILIR”

Şifalı gömleklerin savaşta giyeni galip kıldığına inanıldığı için çoğunlukla hükümdarlar, komutanlar, yöneticiler ve din adamları tarafından kullanıldığını kaydeden Aslantürk, “Şifalı gömleklerİlahi gücün esma ve sıfatlarının çeşitli sembol ve şekillerde yansıtılması biçiminde oluşmuştur. Kullanılan malzemeler dönemin ekonomisini yansıtırken gömleğin üzerindeki yazı ve süslemeler ise hat ve tezhip sanatında ulaşılan mertebeyi, dönemin sosyal yaşamını, dini inançlarını, sanat zevkini ve en önemlisi de yapan ustanın gerek dini gerekse pozitif bilimlerde ne kadar ileri seviyede olduğunu anlatır. Topkapı Sarayı Padişah Elbiseleri Koleksiyonu’nda 87 adet şifalı gömlek bulunmaktadır. Bunlaraherlenerekkağıt özelliği kazandırılmış ince pamuklulardan dikilmiştir. Giyen kişiyi her türlü kötülüklerden koruduğuna, savaşta giyeni galip kıldığına inanıldığı için çoğunlukla hükümdarlar, komutanlar, yöneticiler ve din adamları tarafından kullanılmıştır. Padişahların cülûs törenleri, harp ilanları, ordu törenleri gibi önemli zamanlarda giyilmiştir” şeklinde konuştu.

“GÖMLEKLERDE KUR’AN-I KERİM’İN 55 SURESİ YER ALMAKTADIR”

Tılsımlı gömleklerde Kur’an-ı Kerim’in 55 suresinin yer aldığına ve her birinin yaklaşık 3-4 yıl içerisinde yapıldığına dikkat çeken Aslantürk, “Müneccimlerin belirlediği eşref saatinde yazılmaya başlanan şifalı gömlekler, tezhip ustaları ve hattatlar tarafından ayetler ve birtakım figürlerle bezenirdi. Özellikle ayetlere yer verilen bu gömleklerde Kur’an-ı Kerim’in 55 suresi yer almaktadır. Ayrıca Esma’ül-Hüsna, dört meleğin adı, Nübüvvet Mührü, Hz. Ali’nin Zülfikar kılıcı, Mühr-i Süleyman ve çeşitli bitkisel motifler de desen tasarımında oldukça fazla tercih edilirdi. Gömlek üzerinde kullanılan bitkisel motiflerden servi ağacı ise sonsuzluğu ifade eden bir sembol olarak giyene uzun ömür dilemek için kullanılırdı.Şifalı gömlekler sekiz bin çözgü ipiyle dokunur ve her biri en az 3-4 yılda hazırlanırdı. Gömlekler üzerindeki yazılar genellikle geometrik şekiller içine yazılırdı. Bununla birlikte hiçbir geometrik bölünme olmadan ayetlerin düz satırlar halinde de zemine yazıldığı olurdu. Gömleklerde en çok kullanılan renkler başta siyah mürekkep olmak üzere mavi, kırmızı, yeşil, altın ve gümüş yaldızlardır” açıklamalarında bulundu.

“ŞİFALI GÖMLEKLER YIKANMAZDI”

Fatih Sultan Mehmet’in şehzadesi Cem Sultan’a ait olan ve 3 yılda hazırlanan şifalı gömleğin hiç giyilmediğini ve yakası bile açılmadan günümüze kadar geldiğini anlatan Aslantürk, “Başlangıç ve bitiş tarihleri belli tek bir gömlek bulunmaktadır. Fatih Sultan Mehmet’in şehzadesi Cem Sultan’a ait olan ve 3 yılda hazırlanan bu gömleği Sultan hiç giyememiş, gömlek yakası bile açılmadan günümüze kadar ulaşmıştır.127 cm boyundakigömleğin üzerinde İhlas, Felak, Nasr, Âl-i İmran, İbrahim, Şura, Maide, A’raf, Tevbe, Feth, Saf, Kamer sureleri, Esma-i Hüsna, ha-mim,ayn-sin-kaf ve çeşitli rakamsal şifromenler ve Allah’ın sıfatları yer almaktadır.Suyla temasında yazı ve desenleri akacağı için şifalı gömlekler yıkanmazdı. Bu sebeple saray koleksiyonundaki gömleklerin çoğu giyilmeden kalmış, bir kısmı da yıkanmadan günümüze kadar gelmiştir” dedi.

(Haber: Ahmet Güneçıkan)

Editör: Mahmut Beyaz