Sultan Abdulhamit’han sonrası İngiliz oyunlarının eseri olarak yönetilen Türkiye, bir türlü darbeler, terör ve muhtıralardan kurtulamadı. 27 Mayıs 1960, 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980, 28 Şubat 1997 ve 27 Nisan 2007 askeri müdahalelerinin ardından 15 Temmuz 2016 Askeri Darbe Girişimi olarak geçerken, ülkeden 800 milyar dolar para çıkışı oldu. Terörü temizlemek için 400 milyar konulduğunda ise bu rakam 1 trilyon 200 milyar dolara yükseldi. Küresel ölçekte oynanan oyundan hep Türkiye zararlı çıktı.

KADINLAR BAŞÖRTÜSÜ TAKAMADI

Türkiye tarihine “post modern darbe" olarak geçen ve toplum ile siyaset üzerinde derin postal izleri bırakan 28 Şubat'ı geride bırakalı 21 yıl oldu. “Hakkında duruşmaları devam eden davalar açıldı. Türkiye'nin sondan bir önceki askeri müdahalesi olan 28 Şubat, 1997'de Necmettin Erbakan ve Tansu Çiller hükümetinin silahlı kuvvetler tarafından istifaya zorlanmasıyla yaşandı. 27 Mart, 27 Mayıs ve 12 Eylül darbelerinin aksine, askerler 28 Şubat'ta yönetime bizzat el koymadı. Bunun yerine medya üzerinden bir savaş verildi. Askerlerin hükümeti görevden zorla almaması da 28 Şubat'ın "post-modern darbe" olarak anılmasına yol açtı. Askerlerin deyimiyle "demokrasiye balans ayarı" yapıldı

NECMETTİN ERBAKAN BASKI İLE GÖREVDEN ALINDI

Necmettin Erbakan'ın genel başkanı olduğu Refah Partisi, tüm medya baskısına rağmen 1995 seçimlerinden birinci parti olarak çıkmayı başarmıştı. Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, hükümet kurma görevini Erbakan'a vermemek için çok uğraşsa da sonunda mecbur kaldı. Refah'ın hükümeti kurması ve Erbakan'ın Başbakan olmasıyla birlikte Türkiye'de toplu bir cinnet senaryosu sahneye kondu. Halkın seçtiği bir partinin ülkeyi halk adına yönetecek olması başta işadamları olmak üzere pek çok cenahı rahatsız etmişti. TÜSİAD'ın, medyanın, askerlerin üçlü koalisyonuyla seçimle gelen iktidar, korku senaryoları ve nihayetinde askeri tanklarla yıkıldı. Ardından Refah Partisi kapatıldı, yöneticilerine siyasi yasak konuldu. Başarılı bir algı operasyonuydu, çünkü bütün fatura da o günlerde darbe yapılan insanlara kesildi. 28 Şubat'ta onlarca banka batırıldı, Türkiye milyarlarca dolar zarara uğratıldı. Gayrı safi milli hasılanın üçte biri buharlaştırıldı. Dönemin kuvvetli ve kudretli bir paşası '28 Şubat bin yıl sürecek' demişti. 28 Şubat bin yıl sürmedi şüphesiz ama ülkeye verdiği zararlar hala sürüyor.

28 ŞUBAT KAHRAMANMARAŞ VE ALİ SEZAL’IN YAŞADIKLYARI

Meydana gelen bu olayların perde arkasını ise dönemin Refahlı Belediye Başkanı, Kahramanmaraş siyasetinin ağabeyi olan Ali Sezal Manşet Gazetesi ve Manşet TV’ye anlattı.

28 ŞUBAT KARARLARINI BİZİ ABDE’ye GÖTÜRDÜKTEN SONRA ALDILAR

Hasbelkader 28 Şubat'ı bende yaşadım. Refah partisinden belediye başkanıydım. Yalnız bende bir hatıra var. Benim şahsi görüşüm, yanlış olabilir. Burada bir Amerikalı bayan vardı. Akdeniz, Güneydoğu bölgesine bakan bir bayan. 15 güne bir, ayda bir gelirdi. Bana dedi ki, Ya sen enteresan bir belediye başkanısın. Bende dedim, sıradan bir belediye başkanıyım. Öyle bir enteresan tarafımız yok. Biz seni Amerika’ya davet etmek istiyoruz dedi. Gelirim dedim. sözleştik uçak biletlerimiz ayırıldı. Amerika’ya gideceğim. Hava alanına gittim ki bütün refahlı belediyeler orda. Bir kaç kişi hariç, 20-30 kişi varız. Bir bizim dışımızda Anavatan İskenderun Belediye Başkanı vardı. Partimiz dışında bir yabancı o vardı. Amerika’ya gittik, 3-5 tane sıradan bir kaç il gezdirdiler ve gönderdiler. Refahlı belediyeler Amerika’dayken, 28 Şubat kararları yayınlandı.

BENİM İÇİMDE UKTEDİR

Bu benim içimde bir uktedir. Belediye başkanlarını yurttan dışarıya çıkarttılar. İşte şimdiki olduğu gibi, halk meydana çıkar belediye başkanları önlerine gider gibilerinden. Bize 68 kuşağı diyorlar. Ben 1946 doğumluyum. Üniversite yıllarımda 20-25 kişi Ankara'da, 20-25 kişi İstanbul'da Mili Görüş çizgisi, vatan, Millet, Sakarya çizgisinde mücadele veren insanlarız. 50 seneyi aşkın süreden beri siyasetin içerisindeyim. Demirel'i Eceviti , Erbakan'ı, Tansu Çilleri, Mesut Yılmazı gördük. Şimdikileri zaten görüyoruz. Türkiye'yi Türkiye idare etmiyor. Yok böyle birşey.

NASIL BİR OYUN BU

Biraz önce Televizyon ‘da Afrin'i gördüm. Yer altına tüneller açılmış. 1 metrelik beton tünellerle örülmüş ucu bucağı yok. Yani bu vatandaş işi değil biz devlet olarak çok büyük yatırımlar yapıyoruz. İçinden tır konteyner gidiyor ama bu adamlar dağın başında o tünelleri açıyor. Kaç seneden beri açıyor? Nasıl bir oyun oynuyorlar? Bu oyunun içerisinde Türkiye var. Türkiye, ayrı bir konumda. Konumu şu; bu coğrafyada yüzlerce binlerce yıldan beri hakimiyeti İslam coğrafyasında muhafaza etmiş. Bizim inancımızda ırkçılık yoktur. Eğer Alim olan Türk’se Türk, Kürt’se Kürt Arap’sa Arap isterse dışarıdan gelsin.

AĞABAYLİK YAPACAK TEK ÜLKE TÜRKİYE

Osmanlı Padişahları ekseriyetle yabancı kadınlar ile evlenmiş. O zaman şöyle söylemek lazım. Şehzadelerin kanının yarısı da Türk değildir. Bunu söylemek lazım. Türkiye orta doğuya hakim olabilecek, tabiri yanlış bir cümle olabilir, Abilik yapabilecek konumdaki tek ülke. Bu Suriye'den olmaz. Arabistanlılar para derdin de, Petrol çıksın satalım ailecek yaşayalım derdinde. Mısır'ı Libya’yı parçaladılar. Benim bir ara bir sözüm var. Buraya Amerika gelene kadar Saddam'da Kaddafi’de burada kalsın diye. Onlara sözümde gücümde yeter. Ama Amerika’ya yetmez.

SURATINDA NUR YOK

Bu FETÖ denen adam, suratına baksan, yani bir göz görmesi lazım. İslam’ın nuru yok. Ben bunun algılayıcısı değilim ama tavırlarına bakarsan akıllımı delimi oda belli değil. Şimdi bakıyorum şu kadar asker tutuklanmış karar ne bilemem. Bu kadar Genel Müdür, Müsteşar tutuklanmış; peki böyle bir adamın buna gücü yeter mi? Demek ki bunun arkasında büyük devletler var.

KUDRET CENGİZ PAŞA BENİ TUTUKLATMADI

Tanklar yürüyor. Asker şunu yaparsanız bunu yaparım diyor. Evvela bir hükümet kuruluyor. DYP ve ANAP hükümeti. Daha sonra Refah Yol kuruluyor Tansu çiller, Erbakan başkanlığında. sonra Erbakan’a şudur! Budur! bir sürü mahkeme açılınca hocayı sıkıştırınca, Erbakan hocanın bir şey demesi lazım. Erbakan hoca çok derin düşünen çok merhametli bir insandı. Allah rahmet eylesin memlekete büyük hizmetleri oldu. Uçak sanayi, sanayi diyen ilk insandır. Ben profesörlüğü üniversitede yapardım ama; Türkiye bu halde iken siyaset yapmam gerekiyor diyerek piyasaya çıkmış bir insandır. Ülkenin o dönemki babası idi. Bugün görüyorum ki Türkiye’nin büyük babası imiş. Şimdi bu şartlarda Erbakan ayaklanma diyebilirdi ama çekildi. Hükümetin Doğal olarak Tansu hanıma verilmesi gerekiyordu ancak Mesut Yılmaz'a verdiler. Yani demek ki işin arkasında başka güçler var. Demirel diye bir adam var. Şapkamla gelirim giderim dedi. Böyle siyaset yapılmıyor yaptırılıyor. Buna ilk direnen Milli görüş zihniyetindeki insanlar oldu. Mesela, zannediyorum oda bir hatıradır. Beni tutuklamaya’da yukardan geldiler. Kudret cengiz paşa müsaade etmedi. Direk kulağımla duymuş değilim ama göz önünde. Allah selamet versin çok kıymetli bir insandı, Milli görüşçü değildi. Nurhak’ta teröristler önünde kendisi tek gitti, efsane komutan oldu.

BİZ ABD’Cİ VEYA İSRAİL’Cİ HİÇ OLMADI K

Biz Amerikancı değiliz, İsrailci hiç değiliz. İsrail emrediyor yukarıdaki üç beş devlet yapıyor. Rezalete bakın, Suriye’de karşı taraf öldürüyor, Alllahuekber diye bağırıyor, bizim yanımızdaki Suriye’nin ÖSO güçleri de öldürüyor oda Allahuekber diye bağırıyor. Arkadaş siz kurban mı kesiyorsunuz? Allahuekber diye kurbanını kesersin Allah’ın emridir, ya öldürdüğün insan. Ve bizi tarih boyunca birbirimize düşürmüşler, Alevi-Sünni. Alevi dediğin kimdir, Hazreti Ali’yi sevendir, benim dedemin adı Ali, kayınpederimin adı Ali, damadımın adı Ali, benim adım Ali, ailede 7-8 tane Ali var, Ali’yi bizim kadar seven olur mu?

BİZİ BİRBİRİMEZ DÜŞÜRÜYORLAR

Mehmet’te, Hasan’da, Hüseyin’de öyledir. Bizi bir takım oyunlarla birbirimize düşürüyorlar, bu milletin akıllı olması lazım, Arap’ın, Çerkez’in herkesin bütün Müslümanların akıllı olması lazım. Mısır gitti böldüler, Suriye’yi de bölecekler. Cumhurbaşkanımız Tayyip bey, kafaya taktı akan sel gibi geliyor. Allah sonunu selamet eyleye, bunun sonunda her şey var ama eğer biz sonunda başarılı olamazsak, kölelik var. Tayyip beyin yanlışları var mı, kuldur, yanlışı da olur, doğrusu da olur. Ama böyle bir lider çıkmış, elinden tutup yanlışını arkadaş burada yanlışsın diyebilecek adamlara ihtiyacı var yanında, tartışacak adamlara özellikle. Yanlışına yanlış, doğrusuna doğru diyecek, yağ yakmayacak düzgün adamlara ihtiyacı var. Bütün Hristiyan-Müslüman savaşı demiyorum ama onlar Hristiyan Hazreti İsa’da bizim peygamberimizdir, inanırız, Hazreti Musa’ya da inanırız, son peygamber Hazreti Muhammet ama Müslümanların bir araya gelmesi lazım, aklımızı başımıza almamız lazım.

28 ŞUBAT’TA İSLAMI MALZEME YAPTILAR

28 Şubat’ta, 15 Temmuz’da hepsi dışarının oyunu. Bana göre hepsi oyun, adam kafasına yeşil takkeyi, sarığı sarıyor çıkıyor Allahuekber diye bağırıyor. Allah, gizli yerde zikredeni sever. Ama bu şekildeki Allahuekber diye sarığı sarıp, cübbeyi giyip meydana çıkmak, tabi İslami malzeme olabilir ama bunu malzeme olarak kullanmak doğru değil. Sincan’daki tankı yürüten komutan ne kadar suçlu ise, çıkıp öyle bağırmak da o kadar suç.

NE SİVAS’I NE MARAŞ’I İÇİNDEKİ VATANDAŞLAR YAPTI

Maraş olayları var, Maraş olaylarında Maraşlı yok, içindeydim ben o zamanın. Rahmetli ağabeyim de CHP milletvekiliydi o zaman. 6-7 tane kapıya kırmızı çarpı koyuluyor, onları öldürenler öldürüyor, sonra da çıkıyorlar meydana Ulu Cami’ye bomba koydular, bilmem ne yaptılar diyerek Maraş’ı ayaklandırıyorlar. Ne Sivas olayları halkın yaptığı bir şeydir, ne Maraş olayları halkın yaptığı bir şeydir. Hepsi, batının, dışarının bir oyunudur. Akıllı olmak lazım, gürültüye patırtıya pabuç bırakmamak lazım.

BAZI LİDERLER KENDİNİ SEVDİREMİYOR

Şimdi bu soruya doğru cevap verme şansım yok. AK Parti’nin kurucu milletvekillerindenim, o ilk 50 küsür milletvekilinin içerisindeyim. Erbakan hoca gitmemi istemedi, fakat Tayyip beyin de seçime girebilmesi için 50 milletvekilini aşması gerekiyordu. Ortada kaldı, uç uca böyle ihtiyacı vardı, fakat ortada görülen bir şey var. Tayyip Bey ile Erbakan hocanın samimiyetinden asla şüphemiz yok. Halk Tayyip bey nereye gitse orada, ben Tayyip beyi Kahramanmaraş’a getirmiştim Kıbrıs Meydanı tıklım tıklım doldu. Beraber gittiğim yerde de bunu gördüm. İstanbul seçimlerinde gittim beni çağırdı, uçakta karşıladı. Geldiğini görüyordu halk, onu sevdi, sevmek çok ayrı bir olay. Bazı liderler var kendini sevdiremiyor, iyi de olsa bilgili de olsa halkın gönlünü kazanmak çok farklı bir olay. Birçok hizmet yaparsın halk seni sevmez, hiçbir şey yapmazsın ama halk sever. Halka kendini sevdirmek, kabul ettirmek ayrı olay. Tayyip Bey kabul ettirdi, Saadet Partisi’nin gittiği ve Tayyip beyin geldiği belliydi.

AMERİKAYI BİR ÇOĞUNDAN İYİ GÖRDÜM

Hem ağabeylik yaparız belki diye hem de seçimden önce üç kişiyi istifa ettirseler bitmişti iş. Seçime gidemiyordu, mecburen gittik. Seçilmişlik bazında siyasetten ayrılmamın sebebi de 1 Mart tezkeresidir. Bana 1 Mart’ta oy verdiremezsiniz dedim, çünkü Amerika’yı birçoğundan iyi tahlil ettim gördüm. 1 Mart tezkeresinde Amerika gelecek Trabzon’a, Antalya’ya gemileri koyacak, İskenderun’a koyacak, Diyarbakır Havalimanı’nı alacak. İncirlik zaten kendi elinde ben nasıl çıkartacağım o adamı, çıkmıyorum dese ne yapacaksın. 1 Mart tezkeresi üç oyla geçmedi, belki geçmemesinin sebeplerinden bir tanesi de benim. Amerika’ya karşıyım, zencileri Afrika’dan getirip ayaklarına zincir vurup çalıştırdılar, şimdi de dünyaya yumulmaya çalışıyorlar. Tamam bir adam bazı şeyler yapar ama bu kadar katliamcı olmaz, kendi için herkesi katletmez.

AMELİYATA GİRERKEN ÇOK ARAŞTIRDIM

Öyle bir duruma geldim ki, bir ameliyata girecektim doktoru araştırın sağında solunda FETÖ’cü olmasın diye. Ben sıradan bir adamım 2007’de bıraktım, on yıldan fazla olmuş adamların yaptığı belli değil. Yani Türk milletinin, Türk deyince hepsini kastediyorum belki yanlış olabilir, bu milletin, bütün Müslümanların akıllı olması lazım. Bu kendi partimiz de dahil, bu kadar birbirimize düşmesek iyi olur. Kemal Kılıçdaroğlu çıkıyor bir şey söylüyor, bizimkiler çıkıyor bir şey söylüyor yanlış. Muhalefet ediyorsan edeplice et, kızı vermiyorsan küstürmeden gönder. O da bizim insanımız, muhalefet ve iktidar düzeni yanlış”

Mustafa Kılınç- Ahmet Güneçıkan

28 Şubat Dosyasının devamı yarın gazetemizde...

Editör: Mahmut Beyaz