Cumhuriyet Başsavcısı İlker Yazıcı, kentte görev yapan Basın Mensupları ile makamında bir araya gelerek, FETÖ soruşması hakkında bilgiler verdi. Başsavcısı İlker Yazıcı, Cumhuriyet Başsavcılığı olarak soruşturmaların tamamını büyük bir hassasiyetle sürdürdüklerini ifade etti.

‘SOMUT DELİLLERLE İŞLEM YAPIYORUZ’

FETÖ soruşturmalarında soyut ihbarlarla, aslı astarı olmayan beyanlarla değil, somut delillerle işlem yaptıklarının altını çizen Yazıcı, “15 Temmuz 2016’dan itibaren FETÖ soruşturmaları ile ilgili yaşadığımız süreçte Kahramanmaraş’ta 2 bin 452 kişi hakkında soruşturma açılmış, bunlardan 664’ü tutuklandı. Bin 38 kişi adli kontrol şartı ile serbest kalmış, 750 kişi ise Cumhuriyet savcılıkları tarafından serbest bırakıldı. Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı olarak biz yürüttüğümüz tüm soruşturmaları gerçekten büyük bir hassasiyetle yürüttük. Bu soruşturmalarda ilk aşamada 9 savcı görevlendirilmişti. Daha sonra ise halen bu soruşturmalarda 5 savcı görev yapıyor ve hepsi gerçekten tecrübeli kişiler. Bizim savcı arkadaşlarımızla yaptığımız toplantılarda dile getirdiğimiz en önemli husus ise, soyut ihbarlarla, aslı astarı olmayan beyanlarla değil, somut delillerle işlem yapıyoruz.”

‘KİMSEYİ HEDEF ALMADAN ÇALIŞIYORUZ’

Cumhuriyet Başsavcılığı’nda görev yapan arkadaşların kimseyi hedef almadan çalıştığını kaydeden Yazıcı, “Kimseyi hedef alma gibi bir niyetimizde yok. Olaylara tamamen objektif bir şekilde yaklaşarak ve dosyada ki delil durumuna bakarak şahısların durumunu değerlendiriyoruz. Aynı durumda olan kişilerle ilgili ise aynı işlemi yapıyoruz. 5 kişi hakkında veya 10 kişi hakkında eylem aynı nitelikte iddialarla önümüze gelmişse bu 10 kişi hakkında ki tasarrufumuz hiç birini birinden ayırmayacak şekilde oluyor. Onun için kişilerin kendilerine yönelik kendilerini hedef alan bir tarzı da Cumhuriyet Başsavcılığı’na yönelttikleri suçlamalar tamamen asılsızdır. Yarın öbür gün OHAL süreçleri tamamlandığında biz dosyaları önümüze aldığımızda, dosyalar başka mercilere gittiğinde bile biz alnımız ak bir şekilde bu dosyalarda ki imzalarımızın arkasında durabilelim.”

‘BİR DOSYA ONLARCA KİŞİNİN ÖNÜNDEN GEÇİYOR’

OHAL sürecinde 30 gün gözaltı süreci verildiğine de değinen Yazıcı, sözlerini şöyle sürdürdü: “O zaman bile usul kanununda ki ceza süremiz 4 gündü. Biz hiçbir zaman için şüphelilerin aleyhine bir şekilde bir işlem yapmamaya titiz bir şekilde gayret ettik. Yürüttüğümüz soruşturmalarda hiçbir şüpheliyi gözaltında tutmadık. İşlemini yapıp adliyeye sevk ettik adliyedeki işlemlerini tamamlayıp serbest kalıyorsa serbest bıraktık, tutuklamaya sevk ediliyorsa tutuklamaya sevk ettik. Bundan sonraki süreçte de mahkeme devreye girdi. Mahkemelerimiz bizim ortaya koyduğumuz delillerle kişilere işlem uyguladı. Bu arada avukatlarda bu sürecin içerisindeler ve onlarda itirazlarını yapıyorlar. Yani bir dosya aslında onlarca kişinin önünden geçmiş oluyor. Bu sistemin kendi içerisinde sürekli kontrol halini devam ettiriyor. Sürekli kendini kontrol eden bir mekanizme ile adliyede ki süreç devam ediyor. Hatalı durumlar içinde sistemin kendi içerisinde kontrol mekanizmaları var. Buna hakim ve savcının şikayet edilmesi dahilinde tüm süreçleri kapsıyor. Bizim yaptığımız işlemler tamamen şeffaf ve berrak işlemlerdir. Kişiler kendileri ile ilgili yanlış ve taraflı yapıldıklarını düşündükleri işlemle ilgili her türlü şikâyet yoluna başvurabilirler. Hatta biz kendimiz üst yazı ile bunları HSK’ya iletiyoruz. Amacımız üzüm yemektir, bizim bağcı ile işimiz yok. Bizim derdimiz maddi hakikati ortaya çıkartmak. Bize bu konuda dosyalara taraf olan kişilerden de beklentimiz maddi gerçeğin ortaya çıkmasında bizlere yardımcı olmalarıdır. 15Temmuz sürecini yaşadığı halde bu yapı ile hala irtibatta olan kişiler bu yapının ne olduğunu anlamadılarsa gerçekten ortada mühim bir durum var demektir. Bizim beklentimiz ise kişilerin şeffaf bir şekilde bu yapıyla ne şekilde bağlantılı olduklarını, ne gibi bir irtibatlarının olduğun açıkça anlatmaları lazım. Bu yapıdan habersiz kişilerden daha üste doğru çıktıkça bu yapıyla ilişikli kişileri ayırmaya çalışıyoruz. Bunu ayırmak kolay değil. Süreci hoyratça yürütmüş olsaydık çok farklı rakamlar konuşuyor olurduk. Gerçekten süreci makul bir şekilde yürütüyoruz ve kesinlikle delil, bilgi, belge, ifadeler olmadan, tanıklıklar, ihbarlar olmadan herhangi bir soruşturmaya başlamıyoruz keyfi hiçbir muamelemiz yok.”

Haber: Mahmut Beyaz

Editör: Mahmut Beyaz