15 Temmuz 2016 gecesi Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensubu hainler tarafından hükümeti devirmeye, ülkeyi ele geçirmeye yönelik bir darbe girişimi meydana gelmişti. Bu darbe girişimi başta dönemin Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ve şuan ki Devlet Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dik duruşu ve Türk halkının da devletine olan sadakatiyle püskürtülmüştü. 251 vatan evladının şehit düştüğü darbe girişiminin meydana geldiği 15 Temmuz günü, Türkiye’de Milli Birlik ve Beraberlik Günü olarak ilan edilmişti. Hain girişiminin üçüncü yıl dönümünde tüm vatandaşlar bir kez daha darbe ve vesayet odaklarına tepki gösterirken, yaşanan hainliği unutturmamak adına çeşitli etkinlikler düzenleniyor. O kara gecede AK Parti Kahramanmaraş İl Başkan Yardımcısı olarak darbenin karşısında dimdik duran, şuan ise AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili olarak görev yapan Mehmet Cihat Sezal, 15 Temmuz’un hain darbe girişiminin 3’ncü yıl dönümünde gazetemize özel açıklamalarda bulundu. 12 Şubat ruhu taşıyan Sütçü İmam’ın torunları olan Kahramanmaraş halkının 3 yıl önce darbenin karşısında, liderinin yanında durduğunu anlatan Sezal, halkın iradesi karşısında hiçbir gücün duramayacağını 15 Temmuz’da Türkiye’nin tüm dünyaya gösterdiğini söyledi.

İşte Mehmet Cihat Sezal ile o kara geceye dair yaptığımız röportaj;

KAHRAMANMARAŞ HALKI DEVLETİNİN YANINDAYDI”

15 Temmuz’da Türkiye, tarihinde görülmemiş bir ihanet ve darbe girişimine maruz kaldı. O günlerde neler hissettiniz, neler yaşadınız?

Mehmet Cihat Sezal: 15 Temmuz hain darbesinin olduğu gün milletvekilimiz Ahmet Özdemir Ak Parti il başkanımızdı, ben de il başkan yardımcısıydım. 15 Temmuz’da gece saat 10:30 gibi arkadaşlarımla beraberdim bir haber geldi, oradan çıkıp parti binamıza geçtim. Yukarı çıktık, ilk başta 30-40 kişiydik, zor bir andı ve psikolojik olarak ne düşüneceğinizi çok fazla bilmiyordunuz. Demokrasiye vurmaya çalışan, halkın iradesiyle seçilmiş bir iktidarı devirmeye kalkışan bir terör örgütünün darbesiyle karşı karşıyaydık. Sonra bir talimat geldi ve sokağa inmemiz gerektiği söylendi. Orada belinde silah olan 3-4 arkadaşımız vardı, biz indikten sonra da büyük bir kalabalık parti binamız önünde toplandı. O anda askeri bir araç gelse tahmin ediyorum ki oradaki insanların hepsi şehit olmayı göze almıştı. Ama tabi halkımızın iradesi bütün Türkiye’de olduğu gibi Kahramanmaraş’ta da devletinin yanındaydı. Kahramanmaraş’ta özellikle 12 Şubat ruhu taşıyan insanların torunlarını böyle bir hainliğin içerisine sokmaları da mümkün değildi. Hepimizin hatırında var, süs havuzundan abdest alarak şehit olmaya hazır olan insanların tankla, topla, tüfekle durdurulamayacağını bütün dünya görmüş oldu. Allah bir daha bizlere bu günleri yaşatmasın.

HALKIN İRADESİNİN KARŞISINDA HİÇBİR GÜÇ DURAMAYACAK”

Bu darbe ihaneti, bu topraklarda doğup büyüyen birisi olarak nasıl anlaşılmalı, nasıl değerlendirilmeli?

Mehmet Cihat Sezal: Tabi Türkiye çok darbe gördü, 12 Eylül’ü yaşamış, 28 Şubat’da postmodern darbeyi yaşamışız. Ama 15 Temmuz’da ilk defa bu ülkede halkın iradesi karşısında hiçbir gücün duramayacağını tüm dünya görmüş oldu. Bundan sonra da biz inanıyoruz ki Türkiye’de halkın iradesine karşı koyabilecek hiçbir güç çıkamayacaktır. Bunu gören tüm genç kardeşlerimiz ve bizden sonra gelecek nesillerimiz bu tür hainliklerin karşısında duracaktır, biz dünyaya örnek olmuş bir toplum olduk 15 Temmuz’da. İnşallah bundan sonra da böyle bir vahametle karşılaşmayacağımız inancındayım.

İNSANLAR LİDERİN ETRAFINDA KENETLENDİ”

Darbeler Türkiye’yi uzun yıllar geriye götürdü. Bu darbe ve işgal girişiminin gerisinde halkın darbeye göstermiş olduğu destansı bir direniş var. Bütün bir ülke olarak herkesi umutlandırdı bu hareket. Özellikle yarınlar adına siz bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Mehmet Cihat Sezal: Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın halkımıza sokağa çıkma çağrısı yapmasının büyük bir etkisi var. Tabi halklar ve toplumlar da liderlerinin iradesiyle ve gücüyle de hareketleneceğini görmüş oldu. Türkiye’de bundan önce de darbeler oldu, insanlar belki sabahında sokağa çıkıp direnebilirlerdi ama şunu anlamış olduk; eğer toplumun başında gerçekten halkın inandığı, halkın benimsediği bir lider olduğunda onun çağrısı tüm kitleleri harekete geçirebiliyor. Burada sadece AK Partili insanları da düşünmüyoruz, tüm partilerden, tüm görüşlerden insanların ki bunu mecliste de gördük, tüm siyasi partilerin temsilcileri mecliste toplandı. Hem Kahramanmaraş’ta hem de Türkiye’de sokağa inen insanlar siyasi görüşlerini bir tarafa bırakmışlardı ve ülkeyi idare eden liderlerinin çağrısıyla yola dökülmüşlerdi. Bu çok önemli bir olgu. Yani insanların siyaseti bir kenara bırakıp, milli iradenin arkasında durması tüm dünyanın görmesi gereken bir durumdu. Biz de bunu ispatlamış olduk. Siyasi görüşlerimiz, fikirlerimiz tamamen birbirinden ayrı da olsa insanların kenetlenebileceği bir liderin, bir iradenin arkasında durabileceğini görmüş olduk. Bundan sonra da ülkemiz üzerinde kötü niyetli olan tüm terör örgütlerinin halkın karşısında durma şansı yoktur diye düşünüyorum.

CUMHURBAŞKANIMIZIN ÖNEMLİ BİR ÖZELLİĞİ VAR”

Darbe ve işgal girişimi gecesinde, ertesi günlerde İslam coğrafyaları da bizim gibi ayaktaydı. Hiç böyle bir olaya tanıklık etmiş değiliz son yıllarda. Müslüman halkların bu duyarlılığı sizin dünyanızda neler ifade ediyor?

Mehmet Cihat Sezal: Bizim liderimiz Recep Tayyip Erdoğan’ın böyle de bir özelliği var. Şöyle bir anekdot paylaşayım; Bir büyüğümüz İslam ülkelerini gezdiğinde bir ayrıntı dikkatini çekmiş. Birçok insanın cep telefonunun ana kapak fotoğrafında liderimiz Recep Tayyip Erdoğan’ın fotoğrafının olduğunu görmüş. Bu çok önemli bir durum. Recep Tayyip Erdoğan sadece Türkiye’de değil, yaptıklarıyla tüm İslam coğrafyasında bir lider vasfı kazanmıştır. İslam ümmetinin bir araya gelmesi için de büyük bir başarı ve harekettir. Bunu daha önce de yapmaya çalışan liderlerimiz vardı, Necmettin Erbakan hocamız da zamanında İslam birliği kurmaya çalışmıştı ama bu o günün şartlarında mümkün olmamıştı hatta, sonu 28 Şubat postmodern darbe ile bitmişti. Erbakan hocamızın o gün yaptığı hamle de dünyayı rahatsız etmişti. Bunun başımıza kötü bir olayla gelmiş olması da iyi bir şey değil ama bu olaylar bazı gelişmelere vesile oluyor. Bu da Recep Tayyip Erdoğan’a nasip oldu. Cumhurbaşkanımızın, ‘One minute’, ‘Dünya beşten büyüktür’ çıkışının da İslam coğrafyasında kenetlenmeye büyük bir etkisi olduğunu da düşünüyorum. 15 Temmuz’da da tüm dünyadaki Müslümanların demokrasi arkasında bir direniş göstermesi çok önemli ilerlemeler. İnşallah önümüzdeki süreçte yine Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde tüm İslam coğrafyasına umut olmaya devam edeceğiz.

TEMİZLENENE KADAR MÜCADELEMİZE DEVAM EDECEĞİZ”

15 Temmuz darbe ve işgal girişimi gösterdi ki bize içeride çeteleşme olmuş, devlet içinde ve ülkemiz belli bir ölçüde ele geçirilmeye çalışılmış. Ve bunun son noktası olan 15 Temmuz gecesinde bu ayyuka çıktı. Bunun arkasında da biz anlıyoruz ki dış güçler var, dış mihraklar var, üst akıl var, başka devletler var. Ve bu süreçten sonra ülkede ciddi bir temizlik yapıldı. FETÖ ile mücadelede hangi noktadayız, tehlike bertaraf edildi mi?

Mehmet Cihat Sezal: 60’lı yılların sonunda FETÖ’nün sözde liderinin o günlerden başlayarak bu günlere kadar getirdiği bir süreç bu. Belki yaklaşık 40-50 yıldır planlanan bir süreç. Bunun bir anda temizlenmesi çok mümkün görünmüyor ama hem iktidarımız hem de devletimiz bu noktada ciddi bir gayret sarf etmekte. Tabi bunların kendini saklayanları, kripto olanları da hala vardır ama biz Cumhurbaşkanımızın ve devletimizin iradesiyle biliyoruz ki bu mücadele sürüyor ve birkaç gün öncesinde bile hala tutuklanan, yargı sürecine dahil edilen kişiler var. Bunun bir anda temizlenmesi mümkün değil ancak bu noktada hükümetimiz büyük bir gayretle çalışıyor. İnşallah iyi nesiller yetiştirerek önümüzdeki süreçte bunların tamamen devletin içerisinden temizlenmesini sağlayacağız. Vatanını, milletini, bayrağını seven gençlerin yetişmesi halinde bu hain terör örgütünün ideallerine ve emellerine ulaşması çok da mümkün değil. Bizim bu gayrette olmamız lazım, gençlerimizi vatanına, bayrağına, milletine sahip çıkacak noktada yetiştirmemiz lazım. Bu gençlerin sayısını ne kadar artırırsak önümüzdeki yıllarda devletimizin içerisinde ihanet içinde bulunan insanların da ortaya çıkma şansı o kadar azalacaktır. Bu yapı tam temizlendi diyemeyiz ama temizlenene kadar da mücadelemizi devam ettireceğiz.

HEPİMİZ ŞEHİT OLMAYA HAZIRIZ”

Son olarak eklemek istediğiniz bir mesajınız var mı?

Mehmet Cihat Sezal: İnşallah devletimiz, milletimiz, halkımız böyle bir terör örgütünün ihanetiyle karşılaşmayacaktır diye düşünüyorum. Bu ülkede İnşallah bundan sonra halkın iradesinin karşısında durabilecek herhangi bir ihtilalin ya da kalkışmanın da olma ihtimalini ben görmüyorum. Böyle bir hainliğe kalkışan olursa da en sert şekilde, 15 Temmuz’da olduğu gibi cevabını alacaktır. Bu millet bu toprakları kanlarıyla sulamış, 15 Temmuz’da da 251 tane şehit vermiş. Bundan sonra da gözünü kırpmadan bu vatan için hepimiz şehit olmaya, vatanımızı, bayrağımızı korumaya hazırız, bundan kimsenin şüphesi olmasın.

Röportaj: Ahmet Güneçıkan

Editör: Mahmut Beyaz