15 Temmuz 2016’da Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) içerisine yuvalanmış bir grup FETÖ’cü üniformalı terörist tarafından gerçekleştirilen hain darbe girişiminin ikinci yıl dönümünde Kahramanmaraş’tan demokrasi sesleri yükselmeye devam ediyor. Halk kendi iradesine, vatanına, bayrağına sahip çıkıyor. O kara gece de şehit düşen 249 vatan evladının ruhları şad ediliyor. Kahramanmaraş milletvekiliyle, STK’sıyla, vatandaşıyla dört bir yandan alçak ve kanlı darbe girişiminin yıl dönümünde bu ülkeyi bölmek isteyen cuntacılara tepkisini sürdürüyor. İşte o karanlık gecede parti binasına gelerek, vatandaşla bütünleşen ve teşkilatlarının başında darbecilerin silahlarına karşı “Demokrasi” diye haykıran dönemin il başkanı olan şimdi ise AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili olarak meclis saflarında boy gösteren Ahmet Özdemir, ihanetin ikinci yıl dönümünde Manşet Gazetesi muhabiri Emre Akkış’a özel açıklamalarda bulundu.

İşte AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Ahmet Özdemir ile yaptığımız röportajın ayrıntıları…

PARTİDE TOPLANIYORUZ BİR DARBE GİRİŞİMİ VAR…”

Genel Başkan Yardımcımız bize talimat vererek “Bütün teşkilatları il başkanlıklarına topluyoruz bir darbe girişimi var’’ dedi. Bunun üzerine 16 bin kişiye; “Partide toplanıyoruz bir darbe girişimi var buna karşı koyacağız’’ mesajı attım ve eşime “Sen annenlere git çünkü darbe girişiminin başarılı olup olmayacağını bilmiyorum, eğer başarılı olursa ilk benim evime geleceklerdir siz de evden gidin’’ dedim. Helalleştik belki bir daha görüşmeyiz diye ve onları gönderip ben de ardından çıktım. Partiye geldiğimde yaklaşık 150-200 kişi vardı yani mesajımı almadan bunu kendine görev bilip gelen kardeşlerimiz vardı. Onların kim olduklarını, simalarını hiç unutmuyorum. Attığım mesajla birlikte bir anda binlerce insan geldi parti binasına sığmadık, aşağıya indik caddeler sokaklar doldu. O anları hiç unutmuyorum çünkü baktım ki insanlar buna meydan vermeyecekler yani kendi iradelerine birilerinin ipotek koymasına müsaade etmeyecekler. Bu konuda o kadar kararlıydılar ki beni içeride durdurmuyorlardı “Başkanım çık dışarıda yürüyelim, gereğini yapalım, kışlaya gidelim’’ diyorlardı. Sonrasında kışladan bir komutan aradı beni ve “Başkanım vatandaşlarımız kışlaya gelmesin çünkü burada 200-300 civarında bir asker var ve biz devletten yanayız bu kalkışmayı yapanlara meydan vermeyeceğiz fakat askerimiz çok korkuyor, vatandaş bizi FETÖ’cü terörist zannedip üzerimize gelebilir. Böyle bir durumda bu askerlerde korkup ateş ederse büyük bir olay olur rica ediyorum” dedi. Ben orada dışarıya çıkıp bizim Kahramanmaraş’ta ki kışlamızda böyle bir sıkıntı olmadığını oraya kimsenin gitmemesi gerektiğini ve oradaki askerlerinde bizim askerimiz olduğunu söyledim ve sonrası zaten sizlerle birlikte yaşadığımız bir süreçti.

BİNLERCE İNSAN İRADESİNE VE LİDERİNE SAHİP ÇIKTI”

Binlerce insan iradesine sahip çıktı, liderine sahip çıktı özellikle cumhurbaşkanımızın gece çıkıp ta ‘’sokaklara inin’’ talimatından sonra selalar okundu ve vatandaşlarımız iradesine sonuna kadar sahip çıktı. Şunu söylediğimi çok iyi hatırlıyorum “Endişe etmeyin gün aydınlandığında bunu yapanlar ayaklarındaki donlarla kalacaklar’’ demiştim. Sabah namazından sonraydı televizyonda gördüm bir spor salonunda hepsi ayaklarındaki şortlarıyla soyundurulmuş bir şekilde oturuyorlardı onu gördükten sonra dedim ki “Rabbime hamdolsun onlara bu fırsatı vermedi ve 30 yıl boyunca bu devleti ele geçirmek için plan yapanların Allah’u Teale planlarını başına geçirdi’’ dedim.

O GECE ALLAH MİLLETİMİZİN KALBİNE BİR FERASET VE GÜÇ VERDİ”
Ben evden çıkarken üzerimde yeşil bir gömlekle çıkmıştım buradaki arkadaşlardan biri dedi ki “Başkanım buradan çıkamayabiliriz sen benim beyaz gömleğimi giy’’ dedi. Daha yeni gelişmişti her şey olayın ne olduğunu, Türkiye’de ne derece başarılı olduklarını bilmiyorduk. O an durup “Evet burada ölebiliriz’’ diye düşündüm ve arkadaştan alıp beyaz gömleğini giydim. Sonrasında komutanın bana anlattığı şu; vatandaş kışlanın önüne geldi Babadan kalma bir kılıç var elinde ve kılıcı yere sürüyor “Gelin size göstereceğiz’’ diyor. O an vatandaş elinde babadan kalma, kullanıp kullanmayacağı bile belli olmayan bir kılıcı almış karşıdaki askerin terörist olup olmadığını bilmeksizin, sayısını ve silahını da önemsemeksizin oraya çıkmış meydan okuyor. Bu olayı hiç unutmuyorum, bu unutulacak bir şey değil.

Bizim Kahramanmaraş milletvekilimiz Habibe Öçal 15 Temmuz gazisiymiş bunu ben yeni öğrendim. Onun anlattığı bir olay var; çocuğun bir tanesi kolundan yaralanmış, kanlar damlıyordu “Oğlum senin durumun perişan seni hastaneye götürsünler’’ dedim diyor sonrasında çocuk kolunu sıktı ve “Abla kurşun çıkmış bir şey olmaz’’ deyip devam etti diyor. Allah o gece bizim milletimizin kalbine bir feraset ve bir güç verdi onların da kalbine korku verdi. Buradaki ibret alınması gereken olay bu. Bizim milletimiz imanı ve ihlası çok üst düzey bir millet. Bunu sokakta yolda yürürken anlayamazsınız ya da bir kafeterya da saçları jöleli iyi giyimli genç bir çocukta anlayamazsınız ama zamanı geldiğinde, gerektiğinde, ortaya çıktığında anlarsınız.

BAŞKANIM SÖYLEYİN SELA OKUSUNLAR…’’

Ben o geceyle ilgili şuna şahit oldum Türkiye daha hiç sela okunmamışken bir vatandaş bana “Başkanım ara söyle de sela okusunlar’’ dedi. Ben kendi kafamda onu konumlandıramadım neden sela okusun ki dedim böyle bir şeyi daha önce duymamıştım çünkü. Sonra o vatandaş yine “Sela okunursa insanlar toplanır’’ dedi. Bana mantıklı geldi sonrasında o zaman ki il müftümüzü aradım ve bana “Bunun için valimizden izin almamız gerekiyor’’ dedi. Valimizin şuan da onların elinde olup olmadığını bilmiyoruz ki eğer bunu okumak doğru bir şey ise bunu yapalım dedim ve müftümüz de böyle bir şeyin geçmişte yaşanmış olduğunu söyledi. Valimizi aradım ve valimiz de bunu yapalım dedi. O vatandaşımız bize bunu söyledi ve onun söylemi sonrasında biz sela okuttuk sonrasında televizyonlarda gördük ki Türkiye’nin her yerinde okunuyor. Burada ben “Türkiye’de ilk biz sela okuttuk’’ demek istemiyorum yanlış anlaşılmasın zaten şuan da onu düşünecek durumda değilim. Bir vatandaşımızın önerisiyle biz bunu yaptık ve o selalar bütün Türkiye’de duyulunca evinde kimsenin rahat oturduğunu zannetmiyorum herkes sokağa dökülmüştür.

Editör: Mahmut Beyaz