Ramazan ayına mahsus olmak üzere, çifte minareli camilerde, iki minare arasına gerilen iplere kandiller veya elektrik ampulleri asılması suretiyle yazılan yazılar olan mahya, her Ramazan’da olduğu gibi bu Ramazan’da da Kahramanmaraş’ın farklı camilerine asıldı. Osmanlı'da ilk olarak Sultan 1. Ahmet döneminde Sultanahmet Camii'ne dini sözlerin yazılı olduğu kandillerin asılmasıyla başlayan mahya geleneği, yaklaşık 400 yıldır her Ramazan ayında minareleri süslüyor. Osmanlı döneminde yağ kandiliyle yapılan mahyalar, Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren ampul, son dönemlerde ise led aydınlatmalarla yapılmaya başlandı. Camilerin gerdanlığı olarak ifade edilen mahyalar, akşam ve imsak vakitleri arasında camilerle birlikte Müslümanların gönüllerini de aydınlatıyor.

MAHYA ŞEVK VE AŞK VERİR”
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Saçaklızade Vakfı Başkanı Ali Demirdöğen, şu ifadelere yer verdi: “Mahya’nın aslında dini bir kaynağı yok. Mahya kültürel bir şeydir. Yani dinin temeli vardır. Nedir? Kur’an’dır, sünnetdir. Ama mahya bir kültürdür. Mahya Selçuklu’dan ve Osmanlı’dan bugüne kadar gelen güzel bir kültürdür ve o mahyaları gördükçe insanlarımız sevinirler. Neden? Ramazan-ı Şerif’in girdiğini anlarlar ve idrak ederler. Dolayısıyla Selçuklu’dan ve Osmanlı’dan günümüze kadar gelen mahyalar bize bir bakıma güzel bir şevk verir, aşk verir. Bu sevinçten dolayı da Allah’ü Teâlâ bizlere sevap yazar. Dolayısıyla bin seneye yakın bu mahya kültürümüz devam ediyor ve devam da edecektir. Şimdi bakıyoruz camilerimize minarelerde pırıl pırıl ışıklar yanıyor. Gelecek nesillerimize ahlaki, kültürel olarak güzel şeyler bırakmalıyız. Bugün bizim çocuklarımız yerli dizilerden ziyade Amerikan dizilerini izliyorlar. Bunlar kötü şeyler. Çocuklarımızın kültürünü öldürüyoruz. Hatta çocuklarımız kültür kitaplarını okumuyorlar.”

Haber: Emre Akkış


 


 

Editör: Mahmut Beyaz