51-Fransız işgalinden, harbin başlamasına kadar geçen süreçte (30 Ekim 1919-21 Ocak 20) Maraş’ta hangi asayiş olayları gerçekleşmiştir?

Cevap: Fransızların gelişi ile birlikte şehirde asayiş olayları da başlamış ve bir türlü sonu gelmemiştir. Uzunoluk Hadisesinden, harbin patladığı 21 Ocak tarihine kadar gerek şehir içinde, gerekse dışında hadiseler eksik olmamıştır. Genel olarak Ermenilerin kışkırtma ve saldırıları ile gerçekleşen saldırılar gerilimi daha da artırmış, iki tarafın birbirine diş bilediği bir sürecin yaşamasına sebep olmuştur. Şehir dışındaki büyük çatışmaları ayrı bir başlık altında inceleyeceğimiz için bu soruda sadece münferit eylemleri göreceğiz. Bunlar;

3 Kasım 1919-Önceki yıllarda Karaküçük ailesinin gelini olarak Müslüman olmuş Ermeni kızı, İngiliz işgali sırasında Ermeniler tarafından götürülmüş ve Hristiyanlığa dönmesi için yapılan işkenceler sırasında ölmüş idi. Gelininin feci ölümünün üzüntüsüne dayanamayan Karaküçük Mehmed Efendi vefat eder. Cenazesinin Şeyh Adil’e götürülmesi sırasında, cemaatin yolu Ermeni Kasap Babuş ve bir grup Ermeni tarafından kesilir. Babuş, Mehmed Efendinin kendisine borcu olduğu ve bu borç ödenmediği takdirde cenazeyi gömdürmeyeceği iddiasıyla kargaşa çıkartır. Çıkan kargaşada Babuş ahali tarafından dövülerek hırpalanır. Babuş bir müddet karakolda tutulduktan sonra salıverilir.

13 Kasım 1919 (Bazı kayıtlarda 3 Kasım)-Fransızlar tarafından el konulan Kışla yakınındaki Osmanlı silah deposundan Ermenilere gizlice silah dağıtımına başlandı. Kuyucak-Kümbet yönüne taşınan bu silahlar Haydarlı’dan geçerken fark edildi. Müdahil olan polis memuru Suphi’yi yaralayan Ermeniler, silahların bir kısmını bırakarak kaçtılar. Kaçarken Çiçekli civarında Aşık Mustafa oğlu Ökkeş’i de şehîd ettiler. Ermenilerin bıraktığı silahların, kışla deposundaki silahlar olduğu görülür. Böylece Fransızların Ermenileri silahlandırdıkları ve depolardan Türk silahlarını aşırdıkları kesinleşmiş olur.

13-14 Kasım 1919- Gece vakti Ermeniler tarafından Mercimek Tepe’de 40-50 el silah atılır. Silah sesleri üzerine bölgeye giden jandarmaya da silah sıkılır. Ermeniler daha sonra gece karanlığından yararlanarak kışla tarafına doğru kaçarlar. Amaçları asayişin olmadığı havası oluşturularak, Fransızların Türklere müdahalesini çabuklaştırmaktır. Bu hadiseden sonra Fransız ve Türk jandarması ortak devriye gezmeye başlar.

16 Aralık akşam vakti Çukuroba Camii’ne Ermenilerce bomba atılır, müezzine kurşun sıkılır. Herhangi bir ölüm ve yaralanma olayı yaşanmaz.

28 Aralık-Ahır Dağı’na odun kesmeye giden Mağralı Mahallesi’nden Çömezoğlu Mehmed ve Haydar Ahmet oğlu Mehmed, kışla yakınlarında silahlı Ermenilerce katledilir. Bu şehirde galeyana sebep olur, Ermeni evleri işaretlenmeye başlanır.

31 Aralık-17’lik Çuhadar Ali, Mercimek Tepe mezarlığında kendini sıkıştıran üç Ermeni’den ikisini öldürür, birini yaralar. Şehirden kaçarak, Muallim Hayrullah Bey çetelerine katılır. Harp başladıktan sonra da şehre gelerek Evliya Efendi çeteleri içinde çatışmalara katılır, Bayazıtlı Mahallesi’nde (Yörükselim) yaralanarak şehîd olur.

Aynı 31 Aralık akşamında Kuyucak’ta jandarma süvari başçavuşu Mehmed Efendi komutasında devriye gezen Türk jandarması üzerine Yağcı Ziro’nun çardağından içi ateş dolu mangal atılır. Ardından da Ziro ve Hırlak Agop evlerinden 5-10 el silah sıkılır. Birkaç jandarma eri yaralanır.

1 Ocak 1920-Deliklitaş mevkiinde Fransızlar yakaladıkları odunculara eziyet edip, yüzlerine idrarlarını yaparlar.

Ermeniler, çoğunlukta oldukları Kuyucak Mahallesi’nde serkeşlik ederek yoldan geçenlere ve kahvehanelerdeki Müslümanlara hakaret ve sataşmalara başlamışlardı. Neticede çıkan arbede sonucu Türkler dükkânlarını kapatarak bölgeden uzaklaşmaya başlarlar. Kargaşayı yatıştırmaya çalışan Elbistanlı polis komiseri Hacı Salih Efendi Ermeniler tarafından tartaklanır. Bu arada Divânlı’da, kahvede nargile içmekte olan Mıllış (Keke) Nuri olayı duyar duymaz tabancasını çekerek “Fransızına da, Ermenisine de” diye naralar savurup, tabancasını ateşleyerek duvarları kendine siper ede ede Kuyucak’a gelir. Mıllış Nuri’den korkan Ermeniler kaçar. Komiseri, silahını kullanmayıp, acizlik gösterdiği için azarlayan Mıllış Nuri, Kuyucak’ta nargile yaktırıp içer. O, orada olduğu müddetçe Ermeniler meydana çıkamazlar.

2 Ocak 1920- Bir Katolik papazı, Şeyh Cami yakınında Karaküçük Abdi’nin evinin yanından geçerken duvar üzerinden düşen bir taşla yaralanır. Şehir karışır. Fransızlarca evi basılan Karaküçük Abdi’nin çocukları tutuklanarak kiliseye götürülürse de, bazı Ermenilerin şahitliği sonucu serbest bırakılırlar. Olayın olduğu yerde dam aktarmakta olan Musa Efendizâde Abdullah ve arkadaşı Arifi oğlu Tevfik tutuklanarak kiliseye götürülüp, feci şekilde dövülürler. Bu zavallılar, araya Türk jandarmasının girmesiyle feci şekilde hırpalanmış bir halde ancak kurtulurlar.

5 Ocak 1920-Bu hadisenin intikamını almak isteyen Ermeniler gece vakti Şeyh Camii civarında Ağa Mehmed’in işlettiği bir Türk kahvesine el bombası atarlar. Ölen ve yaralananlar olur.

19 Ocak-Fransızlar sıkıyönetim ve gece sokağa çıkma yasağı ilan ederler. Ahali üzerinde tesiri olmaz. Gençler sokaklarda ve damlarda narâlar atarak düşmana gözdağı vermeye devam ederler.

Yine aynı günlerde General Keret, kaleyi işgal için bir müfreze gönderirse de, Evliyâ Efendi’ye bağlı Acemli çetelerince engellenerek, geri döndürülürler. Evliyâ Efendi kaledeki kuvveti takviye eder. Böylece harp başlamadan evvel çok stratejik bir nokta olan kalenin düşman eline geçmesi engellenmiş olur.

20 Ocak günü, General Keret cebren hükümete el koyma gayesiyle Binbaşı Morbiyo’yu hükümete gönderirse de, başta Evliyâ Efendi olmak üzere hükümeti doldurmuş olan Maraşlı buna müsaade etmez. Binbaşı çaresiz geldiği gibi geri döner.

52-Şehir dışında çatışmalar ne zaman ve hangi bölgelerde başlamıştır?

Cevap: Maraş’ta harp başlamadan yaklaşık 2 kadar önce şehir dışında çatışmalar başladı. Fransızlar çekilene kadar da aralıklarla devam etti. Çatışmaların ana sebebi, Fransızların Maraş’a asker ve malzeme nakli yapmasının önüne geçmektir. Bu çatışmalar genel olarak iki bölgede meydana gelmiştir. Antep üzerinden gelen Fransız kuvvetleriyle Pazarcık bölgesinde ve İslahiye üzerinden gelenlerle de Eloğlu (Türkoğlu) bölgesinde gerçekleşmiştir.

Maraş’taki Fransız askeri kuvvetlerinin takviye alabilmesi ve tabir yerindeyse nefes alabilmesi için mutlaka açık tutulması gereken bu güzergâhlar, bu dönemde çok stratejik bir konuma yükselmiştir. Bölgede aralıklarla ve oldukça şiddetli geçen çatışmalar; Maraş istiklâl Harbi’nin şehir dışında da cereyan ederek, harbin kaderi üzerinde birinci derecede etkili olduğu anlamına gelmektedir. Şehir dışında başlayan bu çatışmalar, Maraş Harbi’nin öncü çarpışmalarıdır. Bu çarpışmalarda Fransızlara önemli ölçüde zayiat verdirilerek, yıpratılır. Ancak bölgelerde şehit ve yaralıların yanı sıra, çok ciddi ölçüde maddi kayıplar da yaşanır. Her iki bölgede toplam beş altı yüz kadar çete bu mücadeleyi yürütmüştür.

Bunların dışında başta Yenicekale olmak üzere, bölge Ermenileriyle irili ufaklı bir kısım çatışmalar da yaşanmıştır.

53-Pazarcık bölgesinde millî mücadeleye kimler liderlik yapmıştır?

Cevap: Pazarcık bölgesi İstiklâl Harbi boyunca bir ordugâh manzarası arz eder. Pazarcık; Maraş-Antep ulaşımının en rahat ve kısa yolu olması sebebiyle stratejik olarak büyük önem kazanır. Bu durum, bölge insanının hareketlenmesinde ve Fransız nakliye kollarıyla şiddetli çatışmaların yaşanmasında belirleyici olur.  Atmalı Aşireti Reisi Yakup Hamdi Ağa, Sinamili Aşireti Reisi Tapo Ağa, Ali Rıza Pişkin, Boynuyoğunoğlu Memik Ağa, Yamaç Obalı Dede Ağa, Karayılanoğlu Mehmed, Göynüklü Çerkez Uzun Yusuf Ağa, Ufacıklı, Batumlu Ali (Muhacir Ali) gibi şahsiyetler bölgenin miilî mücadelede öne çıkan isimleri olur. Ayrıca Sivas’tan gönderilen ve Maraş bölgesi Kuva-yı Millîye Komutanlığına atanan Kılıç Ali (Yüzbaşı Ali Asaf) 30 Kasım’da Pazarcık’a gelerek karargâh kurar ve bölgedeki çetelerin sevk ve idaresini üzerine alır. Arslan Bey’le temas kurarak, Sivas’ın verdiği yetki üzerinden talimatlar verir. Maraş’taki Fransız komutanlığına zaman zaman telgraflar çekerek, çeşitli tehditlerle baskı altına alır.