Tarihçi Yazar Mustafa Armağan, "Osmanlı bitti, battı, dağıldı, artık teslim oldu denildiği bir anda Maraşlılar kendilerini halifenin, padişahın, sultanın, Osmanlı'nın yerine koyarak bu duygularla ayaklandılar ve hiç değilse kendi şehrimizi kurtaralım derdine düştüler" dedi.

 

Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı Kültür ve Turizm Şube Müdürlüğü tarafından, Tarihçi Yazar Mustafa Armağan ve Yavuz Bahadıroğlu'nun katılımı ile ‘Derin Tarih’ söyleşisi gerçekleştirildi. Mehmet Akif Ersoy Kültür Merkezi'nde düzenlenen programda konuşan Tarihçi Yazar Mustafa Armağan, Kahramanmaraş'ın Türkiye'ye İstiklal Savaşına nasıl bir model olduğunu anlattı.

 

"BU MODELİ HAKİKATEN ÇOK İYİ ANLAYIP DEĞERLENDİRMEK LAZIM"

Armağan, "Maraş müdafası Osmanlı'nın son zaferi yeni kurulacak olan Türkiye Cumhuriyeti'ne giden yolda alınan ilk zaferdir. Dolayısı ile Osmanlı bitti, battı dağıldı, artık teslim oldu denildiği bir anda Maraşlılar kendilerini halifenin, padişahın, sultanın, Osmanlı'nın yerine koyarak bu duygularla ayaklandılar ve hiç değilse kendi şehrimizi kurtaralım derdine düşüyorlar. Dolayısı ile burada yeni bir çizgiyide başlatmış oluyorlar. Oda nedir, ondan sonraki milli mücadeleye daha Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılmasına üç ay varken, daha Millet Meclisi açılmamış, daha Millet Meclisi ordusu kurulmamışken kendi kendilerini kurtararak bütün Türkiye'ye İstiklal Savaşına bir model olmuştur. Bu modeli hakikaten çok iyi anlayıp değerlendirmek lazımdır. Necip Fazıl'ın o elindeki büyük doğuda yayınlanmış olan şu Maraş'ın kurtuluşu konuşmasında söylediği gibi diğer yerlerde büyük ölçüde kaybettiğimiz bu ruhu Maraş nasıl taşıyabilir, nasıl o ruhu temsil edebildi ve bunu hem savaşı ile, hemde savaştan sonraki dönemde yetiştirdiği o altın kalpli, altın yürekli, altın kalemli insanları bize emanet etti, bunu gerçekten üzerinde durmamız gerekiyor" dedi.

 

"UYDURMA BİR TARİH ÖNÜMÜZE KOYDULAR"

Tarihçi Yazar Armağan sözlerini şöyle sürdürdü: "Bir insana kimsin diye sorduğumuzda kendisine bakılır ve ben falancanın oğluyum, falancanın kızıyım yada annesini, babasını memleketini, dedesini yada ninesini söyler. Bütün bunlar bir insanın kim olduğu yani kimliği onun tarihinde yatmaktadır. Tarihinden bağımsız bir kimliğimiz olamaz. Olamaz ama her nasıl olduysa 1923'de başlayan süreç bize siz tarihsiz bir milletsiniz, sizin tarihiniz şu yakındaki Osmanlı döneminde değil, Orta Asya'da, Sibirya'da, Moğalistan'da oralarda bir yerlerde sizin tarihiniz orada diye bizim geçmişimizle bağlantımızı koparmak için böyle bir kurgusal, uydurma bir tarih önümüze koydular. Elbette oradan gelindi buraya ama, Yahya Kemal'in dediği gibi; "biz tarihimizi Malazgirt'le başlatmak durumundayız." Çünkü bu İslam toprakların İslam medeniyetiyle, İslam kültürüyle şereflenmesi Malazgirt'le gerçek anlamda mümkün oldu. Malazgirt'le başlayan Anadolu'yu vatan yapma mücadelemiz var. Bu mücadele halen devam ediyor. Dolayısı ile Osmanlı'nın çökertilmesi, Osmanlı'nın yıkılması batı için kaçınılmaz bir gereklilikdir."

Tarihçi Yazar Yavuz Bahadıroğlu'da, "Kahramanmaraş ilklerin memleketidir, dondurması ile değil insanı ile anılmalıdır. Çünkü anılmaya değer çon insan yetiştirdi. Kahramanmaraş'ın kültürel katkısı olmasa idi, Türkiye biraz daha boşlukta kalırdı. Özellikle şiir alanımız boşalırdi diye düşünüyorum" şeklinde konuştu.

Düzenlenen programa, Vali Mustafa Hakan Güvençer, Büyükşehir Belediye Başkanı Fatih Mehmet Erkoç, Vali Yardımcısı Turgay İmamgiller, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Ziver Çetinkaya, Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Mehmet Fethi Yanardağ ve çok sayıda vatandaş katıldı.

Haber: Mahmut Beyaz

Editör: Mahmut Beyaz