Cuma günü, Ulu Câmi’de, önce namazdan sonra Çin zindanlarında şehit edilen Müslüman Türkler adına gıyabî cenaze namazı kılındı. Akabinde, Seyit Tümtürk tarafından Maraş’tan Türkiye ve bütün dünyaya seslenen bir basın açıklaması yapıldı. Nihayet ayni günün akşamı da Baro Salonunda, Şube Başkanı Av. Kemal Yavuz’un açış konuşmasının ardından,  adı geçen konferans gerçekleştirildi.

Seyit Tümtürk, akşamki konferansta, Türk adının ilk defa kullanıldığı bu coğrafyada, dünyanın gözü önünde 35 milyonluk Müslüman Türk'ün ezilmeye ve asimile edilmeye çalışıldığını, sözde özerk olan bütün bir ülkenin esir kampına çevrildiğini, inançlarının, namus ve iffetlerinin ayaklar altına alındığını, dönem dönem D. Türkistan dâvasına sahip çıkan Türkiye'nin de - karşı karşıya olduğu beka meselesi dolayısıyla olmalı - üzülerek söylemek gerekirse şu anda bir ses çıkaramadığını, Türkiye'nin bu sıkışık durumunu istismar eden Çin'in ise D.Türkistan'daki zulüm ve işkencelerini giderek artırdığını, sözde eğitim kampı dediği kamplarda insanları düpedüz ideolojik arındırmaya tabi tuttuğunu, bunlara karşı çıkan aydın ve din adamlarının işkenceler altında öldürüldüğünü, kızlarının Çinli erkeklerle zorla evlendirildiğini, bu zamana kadar insanlığın tanımadığı yöntemlerle, sözde" kardeş aile projesi" adı altında, kocaları kamplara sürülmüş ailelerin içine Çinli erkeklerin yerleştirildiğini, bütün bunlara karşı insanlığın BM. eliyle bu zulümlere dur demesi gerektiğini anlattı.

Bir soru üzerine Tümtürk, Çin'in, D. Türkistan'da önce İslami din eğitimini yasaklayıp, cami ve medreseleri kapatarak gençleri dinsizliğe teşvik ettiğini, sonra da baskı altında inançlarını kaybetmiş bir kısım gençlere yabancı ülkelerden radikal din adamları getirerek onlara radikal İslami din eğitimi verdirdiğini, bu suretle gençlerin IŞİD ve benzeri akımlara katılmalarını bizzat Çin İstihbaratının hazırladığını; bu oyun ve hilelere kanmamaları, kendi Maturidî eksenli İslâm anlayışlarının böylesi din anlayışına karşı olduğunu izah edip gençleri uyarmak isteyen bir kısım din adamlarını da zindanlara atarak öldürdüğünü, yani dünyaya terörist diye ilân ettiği bir kısım D. Türkistanlı radikal gençleri o yollara sürükleyenin de bizzat Çin istihbaratı olduğunu açıkladı.

Her parti, görüş ve kanaatten dinleyicinin yoğun ilgi gösterdiği konferans geniş açıklamalı soru-cevaplarla son buldu.

(Haber Merkezi)

Editör: Mahmut Beyaz