AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, ahde vefayı, sadakati, hizmeti, sabretmeyi çok iyi biliyor. Ne yapılan iyiliği, ne kötülüğü…

Ama bir tarafa yazar, unutmaz! Tükenmez kalemle…

Önce gözden düşürür, sonra yükseltir, onurlandırır. Sayın Erdoğan’ın yapısı, siyaset anlayışı bu demek. Birlikte yola çıktığı isimleri zaman zaman test eder. En önemli görevlere getirdiği kişileri, bir bakıyorsunuz hiç beklenmedik bir zaman ve anda görevden alıyor. Ki geçmişte büyük illerin belediye başkanlarını hatırlayın. Görevden alınanlar da ‘Vay beni niçin görevden aldınız!’ demeyip, herhangi bir eleştiride bulunma cesaretini gösteremediği gibi, de sabrediyor.

Biliyor ki, bir gün hak ettiği yere gelecek, Sayın Erdoğan onu mutlaka onurlandıracaktır.

Hadi daha fazla sizi yormak istemiyorum, birkaç örnek vereyim, yakın tarihte bugün milletvekili olan Sayın Ahmet Özdemir. Geçmişte başına nelerin geldiğini, nelerin yaşandığını biliyorsunuz, temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp önünüze getirmek istemiyorum.

Siyasi darbeye maruz kalmış, ayak oyunlarının hedefi olmuştu. Bir gecede alaşağı edilişi siyaset tarihine unutulmaz bir gece olarak geçmişti. Ama yanlış hesap REİS’ten dönmüş, arkadaşları ile birlikte olduğu bir ortamda, ‘Galiba biz Ahmet’e yanlış yaptık!’ cümlesini kullanmıştı.

Şimdi…

Yerel siyasetin zirvesi. Sonra zirveden iniş, bekleme odası ve nihayetinde milletvekili… Şimdi yerel siyasetin yükselen değeridir Sayın Özdemir.

Neredeydi, nerelere geldi.

*

Bir örnek daha mı, hadi bakalım, buyurun… Veysi Kaynak, bu şehrin bir değeri. Belediye başkan vekilliği, AK Parti il başkanlığı, milletvekilliği, derken bitiş, sonra hatırlanış, Adalet Bakan Yardımcılığı, Başbakan yardımcısı, derken yine güya bitiş! Aa, o da ne bir de bakmışınız bankacılıktan anlamayan Sayın Veysi Kaynak, Ziraat Bankası Yönetim kurulu Başkan Vekili oluvermiş. Yani REİS bitti demeden hiçbir şey bitmiyor.

Dikkat edin, partiden ayrılan ve gemileri yakanlar dışında, kimse sağda solda çıkıp da Sayın Erdoğan ve partisi hakkında uluorta konuşmuyor, eleştirmiyor. Biliyor ve anlıyor ki, günü ve zamanı geldiğinde, değerlendirmeye alınacak, hakkı teslim edilecek, partide sadakat var, ahde vefa varsa ki var olduğunu bilenler bekliyor, ama ağızlarındın çıt çıkmıyor, çıkamıyor, çıkartamıyor!

Bekleme odasında, sessiz bekleyiş sürerken, bir de bakmışsınız, hooop, aşağıdan yukarıya yükseliş dönemi.

Eğer partiye emeği sindiyse, sürekli sahada olduysa, mutfaktan gelen biriyse, REİS onu ya milletvekili, ya il başkanı, ya ilçe başkanı, ya bakan, başbakan yardımcısı ya da bir yere yönetim kurulu üyeliğini veriyor.

Emek, sabır karşılıksız kalmıyor yani.

*

Kesmediyse bir örnek daha vereyim: yok şöyle oldu, yok böyle yaptı denildi, partiden dışlandığı bile söylendi, yanlış ata oynaması sebebiyle bir daha partide görev alamayacağı yorumları bile yapıldı.

Ama bir şeyi unuttular, REİS’in ahde vefasını, mağdurları değerlendirmesi, düşünmesi, ödüllendirmesini…

Tabi ki dünün gençlik kolları, sonra da Onikişubat ilçe başkanı olan, lakin ters ve yanlış atılan bir adım sonrası dinlenmeye çekilen Fırat Görgel’den söz ediyorum.

Çünkü REİS, Görgel’den sızlanma, şikâyet duymadı. Sustu ve bekledi. Sabretti, sebaat etti ve hak ettiği İl Başkanlığına layık görüldü.

Ne demiş atalarımız, sabır ile koruk helva olur! Ki yüce Rabbim, sabreden, kanaat eden ve itaat eden kullarını çok severmiş.

Çiçeği burnundaki İl Başkanı Sayın Fırat Görgel de Allah’ın sevgili kulu!

Şimdi yerel siyasetin patronu O…

Rabbim bahtını ve yolunu açık etsin!