Ramazan ayı sosyal aktivitelerle doludur.

Akrabalardan başlayıp, eş dost derken fakir fukaraya kadar geniş bir alandan söz ediyoruz.

İftar sofraları...

Yardım çalışmaları ve bayram hazırlığı...

Kahramanmaraş'ta Ramazan ayı çok yoğun ve güzel geçer.

Bu kadar yoğun bir programda dikkatimi çeken bazı aksaklıkları yazacağım.

Yazalım, konuşalım ki daha iyi olup çocuklarımıza örnek olalım.

Yine görgü kurallarına değineceğim.

***

Kahramanmaraş’tayız ve Ramazan ayındayız.

Ramazan ayında yapılan hataları hatırlayalım.

Ben çok kızıyorum.

Bu nedenle sık sık yazıyorum.

Birbirimizi uyaracağız.

Öğrenmek ayıp değil.

Nemelazımcılık ayıp.

Kısacası yanlışlarımızı düzeltmeliyiz.

Hep birlikte doğruları bulmalıyız.

***

Öncelikle, iftar davetine ne zaman gideceğiz?

En az 15 dakika önce iftar yerinde olmalıyız.

Hatta daha erken gidip sohbet fırsatı bulmalıyız.

Önce dua edip şükrederek orucumuzu açmalıyız.

Sabır ve şükür orucun temel unsurudur.

Her zaman olduğu gibi büyükleri beklemeliyiz.

Doğrusu, herkesi beklemektir.

Biz, en son olalım...

Bu da sabır ve saygının ifadesidir.

Genel görgü kuralları burada da geçerlidir.

Sabır, saygı ve terbiye.

***

Kesinlikle yemeğe saldırmayın.

Her zaman yazıyorum.

Orucunuzu açın ve ara verin.

Bir nefes mi olur?

Akşam namazı mı olur?

Yeter ki acele etmeyin.

Acele yenen iftar yemeği orucun amacına ters olur.

Nefis terbiyesi sabırla kazanılır.

***

Gelelim kalabalık iftarlara.

En kızdığım şeyler burada oluyor.

Gürültü ve uğultulu bir ortam…

Ezan sesi bile zor duyuluyor.

Ve arkasından çatal kaşık sesleri…

Sanki yangından mal kaçırılıyor.

Sık sık yazdığım bir nokta daha...

Ağızdaki yemek bitmeden yenisi gönderiliyor.

Bir de ekmek depmeye çabalanıyor.

Avurt, bir taraftan balon yapıyor.

Vay anam vay..!

Bizim adam güya oruç tutuyor.

Lütfen biraz daha yavaş ve saygılı olalım.

***

Çok kızdığım bir durum daha…

İftar sahibi konuşma yapacak.

Sessizlik bekler, ne mümkün.

Konuşması kaşık çatal gürültüsünde kaybolur.

Birisi size hitap ederken kaşık elden bırakılır.

Konuşan dikkatle dinlenir.

Alkış gerekiyorsa alkışlanır.

Kaşık veya çatal tabağa vurulmaz.

Tabağa vurmak protesto manasına gelir.

***

Hele hele çok önemli bir konu daha var...

Lütfen, Kuran okunurken yiyip içmeyin.

Allah kelamı okunurken saygı gerekir.

Huşu ile dinleyin.

Yiyecek ve içeceğe nasıl olsa sıra gelir.

Çayınız soğursa soğusun.

Allah sizlere daha nice çaylar nasip eder.

Saygı ve terbiye, yani görgü, dinimizin temelinde var.

Bu kurallar her zaman geçerli ama…

Ramazan ayında daha dikkatli olmalıyız.

***

Ben Kahramanmaraş’ta gördüklerimi yazıyorum.

Hem de defalarca yazıyorum.

Sonuç olarak Ramazan ayı sevgi ayıdır.

Ramazan ayı hoşgörü ayıdır.

Her ne kadar eleştiriyorsam da...

Yine bu ayın gölgesi altında hoşgörümü de ekliyorum.

Bu tür görgü eksikliklerini eğitimsizliğe bağlıyorum.

Ve zamanla düzeleceğine inanıyorum.

Amaç, başkalarını rahatsız etmemektir.

Dinimiz de böyle emrediyor.

Hayırlı günler.