Paranın bir güç olduğunu bilmeyecek kadar salak olmasam da, namaz kılan ile rakı içeni aynı masada buluşturabileceği hiç aklıma gelmemişti.

Derler ki, paranın dii imanı ırkı, mezhebi, memleketi, soyu sopu yok! Para ile  imanın kimde olduğu belli olmaz diyenler de çoğunlukta.

Para, anayı kızdan ayırır diyenler de o kadar çok ki…

Para bütün kapıyı açar da derler.

“Para güçtür, para insanı söz sahibi yapar, para insanı konuşturur, para insanı her platformda, havada ve karada haklı çıkartır!” şeklinde cümle kuranlar da olmuyor değil.

Hepsine eyvallah da, beş vakit namaz kılan ile beş vakit rakı içenlerin aynı masada buluşabileceğine dair kuşkularım var mı, emin değilim.

Rakı içmediğim için bu meselede yorum yapmayı kendime hak saymam!

*

Ama başlıktaki iddiayı ileri sürenlerin bir bildiği vardır mutlaka diye düşünürüm!

Ünlü Fransız komutanı Napolyon bile ‘para, para, para…’ dememiş mi?

Şehir efsanesi diye anlatılır hani, galip geldikleri savaş sonrası Alman Komutan, Fransız komutanı Napolyon’a dönerek, “Sizde haysiyet, itibar var ve şeref var, oysa bizde para var, para!” diyerek paranın güç olduğunu ima etmesi karşısında Napolyon’un verdiği cevap meşhurdur: “Her millet kendinde olmayan şey için can atar!”

Tutmuş, Alman toplumunu itibarsız, haysiyetsiz ve şerefsiz olmakla itham etmiş açıkçası.

*

Rakı içeni kınamam, ayıplamam. İçiyorsa cebinden içiyor, sağlığını hiçe saydığını düşünmese de, kendi bedenine zarar veriyordur.

Namaz kılan da kendi borcunu ödüyor yüce Yaradan’a karşı. Herkes İslam’ın beşe şartından biri olan namazı kılar veya kılmaz! Kişinin kendi inanç sistemine bağlı tamamen. Kılıyorsa borcunu ödüyordur. İçki içenin, rakı yudumlayanın günahı kendine ise, namaz kılanın da sevabı kendine yazılıyor.

Günümüz çıkar dünyası. İnsanoğlu, çıkarı için, iki kuruşluk menfaati için zıt yaradılış ve inanç sahipleri ile bir araya gelir mi, bunu gelenlere sormak gerekiyor!

*

Çıkarlar ortak ise, her ikisi de önce cüzdanını, sonra vicdanını düşünüyor ise, dürüstlük, inançlar, etik kavramlar, milli ve manevi değerler, temiz ahlak, memleket severlilik, şahsiyet ve itibar para ve rakı’nın önünde duruyorsa, Allah o insanı, insanlara akıl fikir versin!

Allah onları ıslah etsin!

*

Bunu neden yazma gereği duydum?

Son günlerde, şehrimde gelişen üzücü, ısrarla, sürekli tekrarlanan, bir o kadar da sıkıcı, ki artık kabak tadı veren olaylar, insanlar ve tarihler beni hem şaşırttı, hem üzdü.

Bu şehrin gündemi bunlar olmamalı…