Ramazan ayına mahsus olmak üzere, çifte minareli camilerde, iki minare arasına gerilen iplere kandiller veya elektrik ampulleri asılması suretiyle yazılan yazılar olan mahya, her Ramazan’da olduğu gibi bu Ramazan’da da Kahramanmaraş’ın farklı camilerine asıldı. Osmanlı'da ilk olarak Sultan 1. Ahmet döneminde Sultanahmet Camii'ne dini sözlerin yazılı olduğu kandillerin asılmasıyla başlayan mahya geleneği, yaklaşık 400 yıldır her Ramazan ayında minareleri süslüyor. Osmanlı döneminde yağ kandiliyle yapılan mahyalar, Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren ampul, son dönemlerde ise led aydınlatmalarla yapılmaya başlandı. Camilerin gerdanlığı olarak ifade edilen mahyalar, akşam ve imsak vakitleri arasında camilerle birlikte Müslümanların gönüllerini de aydınlatıyor.

MAHYA NEDİR?
Mahya, ilk ortaya çıktığında kandillerle günümüzdeyse elektrikli ampullerle camilerin iki minaresine uygulanan yazılardır. Özellikle Ramazan aylarında camileri süsleyen mahyalarda Kur'an-ı Kerim'den ayetler ya da özlü sözler yer alır.

MAHYA NASIL ORTAYA ÇIKTI?
Mahyanın ortaya çıkışıyla ilgili en kuvvetli rivayete göre; 1616-1617 yıllarında Sultan 1. Ahmed döneminin en önemli hattatlarından Fatih Camii müezzini Hafız Kefevî son derece güzel bir şekilde işlenmiş levhayı padişaha sunar. Bunu çok beğenen padişah ise levhanın ışıklandırılarak kendi yaptırdığı Sultan Ahmed Camii'ne asılmasını ister. Kandillerle ışıklandırılan levha minareler arasına asılır ve ilk mahya ortaya çıkmış olur.

MAHYA YAPIMINDA NE KULLANILIR?
Mahyalar ilk ortaya çıktığı zamanda aydınlatma için kandiller kullanılıyordu. Kandillerin içine de uzun süre yanabilen zeytinyağı koyuluyordu. Bu kandiller ortalama 2-3 saat yanabiliyordu. Elektriğin hayatımıza girmesiyle birlikte ampullerden oluşan mahyalar yapıldı. Son yıllarda ise led mahyalar cami minarelerinde görülmeye başlandı.

Haber: Aziz Çevlik

Editör: Mahmut Beyaz