11 ayın sultanı Ramazan ayının gelmesiyle birlikte tüm İslam coğrafyasında olduğu gibi Kahramanmaraş’ta da geçmişi çok öncelere dayanan ‘Mukabele Kültürü’ yaşatılmaya çalışılıyor. Özellikle Peygamber Efendimizle beraber başlayan ve Osmanlı döneminde çok sık yapılan mukabele kültürü, asırlardır bir gelenek olarak uygulanıyor. Mukabele kültürünün en yoğun yaşandığı illerin başında gelen Kahramanmaraş’ta İl Müftülüğünün koordinesinde aralıksız olarak tüm camilerde, mescitlerde, Kur’an Kurslarında mukabeleler yapılıyor. Mukabelenin içeriğiyle ilgili bilgi veren İl Müftülüğü, Din Hizmetleri ve Din Eğitimi Şube Müdürü İlyas Hennep, mukabelenin çok önemli bir gelenek olduğunu söyledi. Kentin dört bir tarafındaki ibadet yerlerinde mukabele geleneğinin yaşatıldığına dikkat çeken Hennep, mukabelenin hazzının Müslümanları olumlu bir şekilde etkilediğini belirtti.

“TÜM CAMİLERİMİZDE MUKABELE GELENEĞİMİZ SÜRÜYOR”
Hennep, sözlerinin devamında şu ifadelere yer verdi: “Mukabele çok önemli bir gelenek. Biliyorsunuz Ramazan ayı Kur’an ayıdır. Kur’an’ın ilk inzal olmaya başladığı, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa’ya (Sav) ilk inmeye başladığı aydır. Bu bağlamda mukabelede Ramazan ayına atfedilen Kur’an ayı sıfatının bir tezahürü olarak peygamber efendimizden bugüne kadar gelen güzel bir gelenektir. Mukabele karşılık anlamlarına gelir ve asıl mukabelenin kaynağı peygamber efendimizle Hz. Cebrail Aleyhisselamın karşılıklı birbirleriyle Kur’an-ı Kerim’i okumalarıdır. O zamana kadar inmiş olan ayetleri, sureleri, Cebrail Aleyhisselam gelir her zamanda efendimizle karşı karşıya otururlar, birbirlerine karşılıklı okurlar. Mukabelenin kaynağı buradan geliyor. Daha sonra en son Ramazan ayında peygamber efendimiz vefat etmeden önceki Ramazan ayında 2 defa okunmuştur. Peygamber efendimiz buna, “Arza-i Ahire” demiştir. Hatta bu mukabeleye peygamber efendimizin sahabelerinden de iştirak edenlerinde olduğu rivayet edilir. O günden bugüne tüm İslam âleminde tüm camilerimizde, tüm mescitlerimizde hatta tüm hanelerimizde mukabele geleneği sürer.”

“OSMANLI’DA MUKABELEYE ÇOK ÖNEM VERİLİRDİ”
Osmanlı’da mukabeleye oldukça fazla önem verildiğini anlatan Hennep, “Osmanlı devleti zaten temellerini İslam gelenekleri üzerine kurmuş bir devlet olduğundan Osmanlı’da din işlerine çok ehemmiyet verilirdi. Hafızlık geleneği içerisinde özellikle hafızlarımız Osmanlı döneminden bugüne hafızlık öğrencileri camilerde, mescitlerde, medreselerde bu geleneği devam ettirirlerdi. Hatta Osmanlı saraylarında hanımlara mukabelelerin yapıldığı rivayetlerini biliyoruz” diye konuştu.

“HER YIL YAKLAŞIK 150-200 KİŞİ ARASINDA HAFIZ YETİŞTİRİRİZ”
Her yıl Kur’an Kurslarında yaklaşık 150-200 kişi arasında hafız yetiştirdiklerini ifade eden Hennep, şöyle konuştu: “3 aylar girdiği zaman sadece Kahramanmaraş’ta değil, tüm İslam aleminde özellikle Türkiye’de mutlaka Kur’an ile haşır neşir olma vardır. Bu duygu 3 ayların son ayı olan Ramazan ayında tavan yapar. Bu bağlamda hem ülkemizde hem de Kahramanmaraş’ta çok önemli mukabeleler olur. Kahramanmaraş’ta 20 tane hafızlık kursumuz var. Bin 500 tane öğrencimiz var ve bu öğrencilerimizden her yıl yaklaşık 150-200 kişi arasında hafız yetiştiririz. Bu hafızlarımız hafızlığını yeni tamamlamış olanlar yakın camilere dağılırlar ve 2’şer, 3’er kişilik gruplar halinde cemaatin karşısına geçerler, orada bir sıra oluştururlar, sırasıyla 5’er sayfalık ezbere Kur’an okurlar, vatandaşımızda onları Kur’an-ı Kerimlerinden takip ederler. Bu çok önemli ve güzel bir gelenektir.”

DİN GÖREVLİLERİMİZ TARAFINDAN HER CAMİ YADA MESCİTLERİMİZDE MUKABELE YAPILIYOR”
Hennep, son olarak sözlerine şunları ekledi: “Camilerimizde mutlaka her din görevlimiz tarafından köy camisi olsun, sokak arasındaki mescit olsun veya büyük camilerimizden birisi olsun oralarda mukabeleler yapılır. Hatta bazı camilerimizde sabah namazından önce yapılır, birde öğleden önce veya ikindi namazından önce yada sonra yapılır. Bine yakın Kur’an Kursu öğreticilerimiz var. Bu Kur’an Kursu öğreticilerimizin her biri mutlaka hem kendi kursuna gelen öğrencilere mukabele yaparlar hem de hatim saati başladığında mevcut öğrencilerin 2 katı, 3 katı mahallelerden hanım kardeşlerimiz toplanırlar ve bu gelen hanım kardeşlerimizde mukabelelerini yaparlar.”

MUKABELE NEDİR?
Mukabelenin sözlük anlamı karşılık vermek, karşılıklı okumak, yüz yüze olmaktır. Halk arasında ise İslam dininin kutsal kitabı olarak kabul edilen Kur’an-ı Kerim’i ezberden ya da yüzüne bakarak okuyan bir kişiyi takip etmenin adı, mukabeledir.

MUKABELE NASIL YAPILIR?
Ramazan ayı boyunca gerçekleştirilen bu gelenek, iki kişiyle yapılabileceği gibi kalabalık bir grupla da yerine getirilebilir. Mukabele esnasında Kur’an-ı Kerim’i dinleyen kişilerin sessiz olmaları ve okuma esnasında saygılı bir şekilde dinlemeleri gerekir.

MUKABELE NASIL ORTAYA ÇIKTI?
İslam’ın son peygamberi olan Hz. Muhammed’e inen vahiy 610 senesinden 632 senesine kadar yavaş yavaş ve kademeli olarak gelmişti. Yirmi üç yıl boyunca devam eden bu vahiy gelişi süresince vahyi getiren melek olan Cebrail, Peygamber Hz. Muhammed’e Kur’an ayetlerini okudu. Cebrail’in okuduğu ayetleri dinledikten sonra kendisi de tekrar eden Hz. Muhammed de Cebrail tarafından dinlendi. Böylelikle bir taraf Kur’an-ı Kerim’i okurken diğeri dinledi ve karşılıklı olarak Kur'an-ı Kerim okumuş oldular. Bu şekilde Kur’an ayetlerinin unutulmasının önüne geçildi.

MUKABELE GELENEĞİ
Müslümanlar tarafından devam ettirilen mukabele Ramazan’da bir gelenek haline gelmiştir. Bu geleneğe ortak olmak isteyenler, ramazan ayı için bir mukabele grubu bulur ve bu gruba katılırlar. Böylelikle mukabeleye katılanlar ramazan sonunda hem Kur’an’ı hatmetmiş hem de tamamını dinlemiş olurlar. Mukabele grupları pek çok farklı şekilde oluşturulabilir. Bir araya gelerek aynı ortamda yüz yüze mukabele yapılabileceği gibi mukabelelerin yapıldığı camilere giderek ya da televizyon programlarında gerçekleştirilen mukabelelere eşlik ederek de aynı gelenek devam ettirilebilir.

Haber: Emre Akkış

Editör: Mahmut Beyaz