‘İnsan anda yaşayamaz’ demiş biri. Şimdi unuttum kim.
Demiş ki, bu insan denilen iki ayaklı düşüngeç, geçmişine basarak geleceğe zıplamaya çalışır sürekli.
Şu anda durup bakmaya, yaşayıp sindirmeye programlı değil ki.
Birkaç yüz bin yıldır kafası böyle çalışmış.
Nedenleri sonuçlara taşıyıp durarak.
Hatıralarını hayallerine bağlamaya çalışarak.
“Şimdi tutmuş, ‘çocuk gibi şimdiyi yaşasak keşke’ diye kitaplar yazıyorsunuz, olacak iş mi” demiş. Belki haklı. Olmayacak duaya amin diyoruz belki.
Size deneyimlerimle kanıtladığım bir şeyi söyleyeceğim.
Emin olmasam buraya yazmazdım bunu.
İnsanın kurguladığı gibi olmuyor gelecek. Bırakın yılları, yarın bile düşündüğümüz gibi çıkmıyor.
Sizi bilmem, ben bugüne kadar kurduğum dekorları, yazdığım hikayeleri ve diyalogları gerçekleşmiş bulmadım.
Hep başka şey oluyor. Aynısını yaptığın şey bile, başka tepki veriyor bu sefer.
Hayat sürekli, ‘plan-la-yıp-dur-ma’ diyor. Hem de heceleye heceleye. Sen hâlâ kurgulayıp duruyorsun hem de geceleye geceleye.
Şimdi hayali bir makas aldım elimde.
Ne zaman kafamdaki örümcek geleceğe ağ atıp, oraya doğru ev kurmak isterse, kesiyorum ipi.
Umutsuz olalım demek değil bu. Kurmayalım demek.
İçimizde geleceğe dair güzel bir his olsun, onu karnımızda taşıyalım. Geleceğin kitabını yazmayalım bugünden. Demek istediğim bu.
Öyle bir yoldayız ki, önümüz sis.
Yarın güneşli de olsa, yağmurlu da olsa, yürümeye devam edeceğiz.
Peki siste ne yapılır?
Siste yanındakine, dibindekine, kendi ellerine, ayaklarına bakılır.
Yapacağımız bu kadar basit aslında.
Önümüzde hep bir sis hayal edelim. ‘Bilmiyorum ki’ deriz, ‘Eee peki ne olacak’ diyenlere.
Bilmemek, tahmin bile yürütmemek ayıp mı?
‘Olunca görürüm’ demek bu kadar zor mu?
Bir sihir daha var.
Şu an yaptıkların büyü.
Şu an yaşadığın şey, geleceğe fısıltı, rüzgar, yön.
Bu benim batıl inancım. Ben şu ana hakkını verenin, geleceğinde o hakkıyla yaşayacağını düşünüyorum.
Gelin şu hikayelendiren çok bilmiş kafamıza bir sus basalım.
Önümüze belli belirsiz bir sis basalım.
İleriyi görmeye çalışmadan, sadece ona dair sıcacık bir duyguyla yürümeye devam edelim.
Haksız çıksın şu lafı eden de.
Ha, makası unutmayın.
Aklınızın ağları ne zaman ileriye ağ atsa, kesiverelim.
O kurgudan yakalanacak sineğin tadı yavan olur.