Son günlerin en çok konuşulan konulardan biri de Almanya Başbakanı Angela Merkel’in giderayak tarihi itirafı oldu...

‘...Almanya'nın göç ülkesi olduğu gerçeğini geç anladık .Bazıları küreselleşme boyutunda, toplumsal çeşitliliğin artı bir güç olduğunu hâlâ anlayamadı. Bu bağlamda uyum konusunda konuşabilmemiz, açık olabilmemiz ve öz eleştiri yapabilmemiz de çok zaman aldı. Ayrıca ekonomik perspektiften bakacak olursak, her vasıflı insan bizim için önemlidir. İleride yine dışarıdan gelecek nitelikli iş gücüne ihtiyacımız olacak. Bu nedenle dış ülkelerden nitelikli iş gücü alımı yasası konusunda çalışıyoruz. Aydan Özoğuz (eski Göç, Mülteci ve Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanı) toplumsal çeşitliliğin herkesin eşit şans eşitliğine sahip olmasıyla mümkün olacağını söylemişti. Doğrusunu söylemek gerekirse bunu henüz tam olarak başaramadık. Uyum konusunda çok yol kat ettik ama hâlâ yapılması gereken çok şey var. Göçmenleri ve toplumumuzun bir parçası olmak isteyen mültecileri her alanda desteklemeye devam edeceğiz.’

Bu sözlerin sahibi Merkel, 2005’ten bu yana Almanya Başbakanı ve yüzyılın en güçlü kadınlarından biri..

Bir papazın kızı olan Merkel, aslen Polonya kökenli... 51 yaşında Almanya tarihinin en genç, ilk Doğu Almanyalı ve aynı zamanda ilk kadın başbakanı...

Bilindiği gibi Avrupa'nın ‘Demir Leydi'si Merkel ,siyasete veda ediyor.Artık parti başkanlığına ve başbakanlığa aday olmayacak.

Şimdiden de varisi belli: Annegret Kramp-Karrenbauer..

Ani bir kararla siyasete elveda demesinin arkasında bir metal yorgunluk yaşadığı dile getiriliyor.Ama ne olursa olsun sonuçta yarının Almanya'sında artık Merkel ismi yok.

Ülke Almanya,konu da göçmen olursa tabi ki bu öz eleştiri en çok bizi ilgilendiriyor. Almanya’da 2 milyon 797 bin Türkiye kökenli yaşıyor. Bunun 1 milyon 369 bini Alman vatandaşı.

Son yıllarda yaşanan ırkçı hareketlerin de en büyük hedefi de Türkler...

Avrupa’da yayılan yabancı düşmanlığı gerçeğini görüyoruz.Özellikle Almanya’da yaşanan olaylar insanı daha da ürkütüyor. Neredeyse bir devlet nüfusuna sahip bir nüfus, o topraklarda yaşıyor.Bu gerçek hiçbir zaman göz ardı edilemez.

1960 yılından beri Alman ekonomisinin büyümesine ve kalkınmasına katkı sağlayan bir halk yok sayılamaz.