Her üretim sezonunda fındık fiyatları ile ilgili bir tartışma yaşanmaktadır. Bu yıl (2020) fındık fiyatı ve rekoltesi konusunda başlayan tartışmalar bir milletvekilinin partisinde ihraç edilmesi ile sonuçlandı. Dolayısıyla fındık kabuğunun dolması hiçte sessiz olmuyor.  Bunu şunun için söyledim; dilimizde fındık kabuğunu doldurmaz diye bir deyim vardır. Bununla, “hiçbir önemi olmayan, üzerinde durmaya değmez, değersiz, çok küçük şeyler” anlatılmak istenmektedir. Bu açıklama böyle olmakla birlikte fındık meyvesi içini doldurup hasat başlayınca her yıl fındık tartışmaları büyük bir ses getirmektedir.

Sert kabuklu kuruyemişlerin insan sağlığındaki önemi anlaşıldıkça üretim ve tüketimleri artmaktadır. Ülkemizde yaygın üretilen sert kabuklu meyvelerden biri de fındıktır.

Üretim

Fındık üretimi 2017, 2018 ve 2019 yılında sırası ile 675, 515 ve 776 bin tondur. Bu yıl 600-700 bin ton kabuklu fındık üretileceği tahmin edilmektedir.

Fındık kamuoyunda en fazla tartışılan sert kabuklu bir meyvedir. Fındığın neden bu kadar tartışıldığını anlamak için yeterlilik derecesine bakmak gerekir. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre fındığın 2017 ve 2018’de yeterlilik derecesi % 501.7 ve % 445.5’dir. Yani ihtiyacımız olanın 4-5 kat fazlası fındık üreten bir ülke durumundayız. Anlayacağınız fındık üretim alanlarının genişlemesi ile fındık üretimimiz aşırı arttı.

Geçmiş yıllarda fındık sadece Karadeniz Bölgesi’nde Ordu, Giresun ve Trabzon gibi illerde yamaç arazilerde yaygın yetiştirilmekteydi. Zamanla Batı Karadeniz’e doğru Samsun-Kocaeli arasında kalan illerde ve birazda düz ve sulak yerlerde de fındık yetiştiriciliği yaygınlaştı. Coğrafi yapısı alternatif ürün yetiştiriciliğine izin vermeyen Ordu-Giresun gibi illerde yamaç arazilerde fındık üretimi sürdürülebilseydi bölgenin sosyo-ekonomik durumunun korunmasına katkı sağlayacaktı…

FAO verilerine göre Türkiye, Dünya fındık üretiminin %60-65’ini üretmektedir. Karadeniz İhracatçı Birlikleri verilerine göre ülkemizden yılda 250-350 bin ton kadar fındık ihraç edilmektedir. Fındık ihracatından yılda 2.0 milyar dolar civarında döviz gelir elde edilmektedir. Türkiye’nin fındık ihracatının %40 kadarı Almanya ve İtalya’ya yapılmaktadır. Ayrıca Fransa, Kanada ve Polonya en fazla ihracat yaptığımız ülkeler arasında.

Fiyatlar

Ekonomi ilminde “arz kanunu”, “arz artarsa fiyatlar düşer, arz azalırsa fiyatlar yükselir” şeklindedir. Genelde tarımsal üretimin tamamının piyasaya arz edildiği varsayılır. Üretici kendi tüketimi veya başka nedenlerle ürettiği ürünün tamamını arz etmeyebilir. Bu durumda üreticinin elinde daha fazla ürün bulunması söz konusudur. Sonuçta piyasaya bol miktarda fındık arz edilmesi fındık fiyatlarının düşmesini gerektirir. Bu serbest piyasada fiyat oluşması açısından normaldir.

Ancak Devlet (Bakanlık) fındık üreticisinin aşırı bir zarar görmemesi için bir taban fiyat belirlemektedir. 2020 yılı için fındık taban fiyatının kilosu 22.50 lira olarak belirlendi. Taban fiyat uygulaması kısa vadede sorunu çözmekle birlikte uzun vadede sorun üretim alanlarının genişlemesi ve pazarlama sorunu nedeniyle daha da artıracaktır

Ekonominin kendi kuralları içerisinde değerlendirilmelidir.  Tarımsal üretim ve tüketimin iyi planlanması gerekmektedir. Uzun yıllardan beri yapılan üretimin yanlış planlanmasıdır. Üretim çok halkalı bir zincirdir: Planlama, işleme, taşıma ve pazarlama bunun halkalarıdır. Politikaları (Devleti) eleştirmek yanında üreticilerin, üretimin pazarlama fonksiyonunu dikkate almaması ve spekülatörlerin fırsatçı yaklaşımı da eleştirilmelidir.

Sonuçta bu kadar üretime rağmen iç fındığın kilogramının 70-80 satılması ve tüketicilerin yeterince tüketememesi de bir gerçektir. Fındık fiyatında üretici ve de tüketici memnun değilse yanlış giden bir şey yok mudur?

Son söz: Fazla mal değerlendirilmezsen sorun olur.