Dün İstanbul'un Fethi'nin 565. Yıldönümüydü. Çağ kapatıp çağ açan olay ,29 Mayıs 1453 tarihinde gerçekleştirildi.

Fetih,Türk tarihi açısından bir dönüm noktası olsa da dünya tarihine yön vermesi açısından da büyük öneme sahiptir. 1000 yılı aşkın süredir varolan Bizans İmparatorluğu’nun sonunu getirdiği gibi Avrupa’da hüküm süren Derebeylik (Feodalite) dönemini de tarihe karıştırmıştır.

Batı dünyası açısından bir başka önem de ‘Coğrafi Keşiflerin’ ve Rönesans’ın başlamasına katkıda bulunmuştur. İstanbul’un Fethi ile İpek Yolu’nun Orta Asya’dan Avrupa’ya giden kolunun Osmanlı Devleti’nin eline geçmesi, Avrupalılar’ı yeni ticaret yolları arayışına yöneltti Bu olay ‘ Coğrafi Keşifler’in nedenlerinden birini oluşturdu

İstanbul’un Fethinden sonra İtalya’ya giden bilim adamları, orada eski Yunan ve Roma eserlerini inceleyerek, Rönesans ve Reform hareketlerinin Avrupa'da başlamasında etkili olmuşlardır.

Bizim açımızdan da Osmanlı Devleti Yükselme Dönemi'ne girmiş; İstanbul başkent olmuştur.

Bugüne kadar yüzyıllar geçti ama Batı’nın yeniden İstanbul’u ele geçirme hayali hiçbir zaman kaybolmadı...Ve kaybolmayacak.

Bugünlerde İstanbul’un Fethi yeniden gündemdeyken sosyal medyada paylaşılan bir takım kehanetler dikkatimi çekti.Komik de olsa insanı düşündürüyor.Paylaşıyorum...

Papazın biri İstanbul fethedilirken boğazın kenarında balık kızartmaktadır. Balığın tek tarafı kızarmıştır. Bu esnada papaza şöyle denilir: ‘Osmanlı İstanbul’u fethediyor.’ Papaz gülümser ve der; ‘şu balığın canlanıp denize atlaması ne kadar imkanlı ise bu fetih de o kadar imkanlıdır.’ Cümle biter ve balık denize geri atlar. İşte o balık, yıllar sonra yeniden denizden çıkacak ve papaz balığın diğer tarafını da kızartacaktır. Ve o gün İstanbul yeniden Rumların olacaktır.

Diğer rivayete göre ise; fetih sırasında papazın birisi ayin yapmaktadır. Osmanlı ordusu ayini basar. Papaz o can havliyle duvarı yarar ve içine girer. İstanbul yine Rumların olunca o papaz, sığındığı duvardan çıkacak ve yarım kalan ayini tamamlayacaktır.

Kıssadan hisse...