Ramazan ayı nerdeyse yarı oldu…

Virüs telaşından nasıl geçti anlamadık...

Ömür de böyle hızlı geçiyor.

Ölümlü dünya hızla dönüyor.

Başka bir deyişle “Hayat devam ediyor.”

Korona virüs salgını, geçim derdi, fitre, zekât…

Bu telaşlarınızı bir kenara bırakıp sakinleşin.

Nefes alın.

Ve şükredin.

***

Ramazan ayında daha sakin olmalıyız.

Allah'ın ipine tutunma fırsatı devam ediyor.

Sık sık uyarıyorum.

Fark edin nimetleri”

Ot gibi yaşayıp gitmeyin.

Allah’ın nimetleri sonsuz…

Fark etmeye ömür yetmez.

Çok fark edin, çok şükredin.

***

Bütün bu sıkıntılı durumları bir kenara bırakın.

Etrafınıza bakıp nimetleri görmeye çalışın.

Dostlarınızı arayın hal hatır sorun.

Sokağa çıkmıyoruz ama hatırlatmakta fayda görüyorum…

Örneğin bu mevsimde Ahır Dağı’na doğru yola çıktığımız zaman neler gördüğümüzü hatırlayalım.

Yol kenarları sedir ve akasya ağaçlarıyla dolu...

Muhteşem manzaralar görüyorduk...

Şehre yukardan bakmanın keyfini anlata anlata bitiremiyorduk.

***

Sokağa çıkmak biraz rahatlarsa ilk fırsatta akasyalara ulaşmaya çalışın.

Haziran sonuna kadar akasya çiçekleri açmaya ve kokmaya devam eder.

Mutluluk kapınızın önünde…

Cennet burnunuzun dibinde…

İster zengin ol ister fukara.

Yeter ki nimetleri fark et...

Ömür sınırlı...

Sayılı gün çabuk geçer.

***

Tekrar ediyorum;

Ramazan ayının huzuru içinde fırsatları kaçırmayın.

Hayır yapmak, bir yoksulu doyurmak veya ilgililere duyurmak fırsatlarını kaçırmayın.

Böyle huzurlu ve manevi ortamında daha fazla şükretmeliyiz.

İnsan olmanın yolu buradan geçer.

Ot bile rüzgârda sallanarak şükreder.

Halindeki en ufak değişiklikle mutlu olur.

Biz ot gibi yere bağlı değiliz.

Öyleyse biz daha fazla şükretmeliyiz.

Özgürlüğümüzü insanlığa faydalı olarak değerlendirmeliyiz.

***

Yüreğimizdeki hamiyet duygularını bu şekilde canlı tutalım.

Hayır yaparak mutluluğu yakalayalım.

Belki de bu oruçlu günler son şansınızdır.

Zamanınız ha bitti ha bitecek...

Yine bir sala veriliyor...

Kulak verin bakalım kim gitmiş?

Hayırlı iftarlar.