Kazım Taşkent ismi birçoğumuza yabancıdır… Yakın tarihimize baktığımızda; Türk şeker sanayi ve bankacılıkta, yeniliklerin öncüsü olarak akla gelir. Bir de Türk basın hayatında; Doğan Kardeş ve Hayat dergileriyle, kültür dünyamızda unutulmaz eserler bıraktı. Doğan Kardeş’in hüzünlü hikayesini, gazetedeki köşemde paylaşmıştım. Kazım Taşkent ismini araştırdığımda; Taşkent’in, ülkemize kazandırdığı ilkler dikkatimi çekti. Anlatmadan geçemeyeceğim…

Kazım Taşkent 1891 yılı Preveze doğumlu… Babası, Preveze Adliyesinde mütevazı bir memur… Birçok memur çocuğu gibi, o da ilk ve orta öğrenimini babasının memuriyeti dolayısıyla dolaştıkları çeşitli yerlerde tamamlamış.1. Dünya Savaşında yedek subay olarak önce İstanbul’da, sonra Çanakkale’de, daha sonra da Kafkas Cephesinde görev yapmış. Üstün hizmetlerinden dolayı yurt dışında eğitim görmesi için bursla ödüllendiriliyor. Kazım Bey, İstanbul Mühendislik okulunda üç yıl inşaat mühendisliği öğrenimi görmesine rağmen, Almanya’ya gittiğinde kimya mühendisliği dalını seçiyor. 1925 yılı başlarında Yüksek Kimya Mühendisi olarak yurda döndükten sonra 1930 yılında, Zonguldak Kömür Madenleri Genel Müdür Yardımcılığı’na atanıyor... 1933’te Eskişehir, 1934’te Turhal Şeker Fabrikalarının kuruluşlarında Genel Müdür olarak görev yaptıktan sonra 1935’te hizmete soktuğu bu dört şeker fabrikasının birleştirilmesiyle meydana gelen Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. Genel Müdürlüğü’ne getirilmiş... 

1944 yılı ortalarında, Şeker Fabrikalarındaki görevinden ayrılan Kazım Taşkent, ilk özel girişimi olarak bir sigorta şirketi kuruyor ve bu şirkete genç yaşta yitirdiği oğlunun adını veriyor: Doğan Sigorta… Şimdiki adı Ak Sigorta… Hemen arkasından da Türk bankacılık tarihinin en önemli olaylarından birini teşkil eden ilk özel banka olan “Yapı ve Kredi Bankası” nı kuruyor. 1950- 53 yılları arasında, Manisa Milletvekilliği de yapan Kazım Taşkent,başarılı ve üretim  dolu bir hayatın ardından, 5 Mart 1991 günü yaşama veda ediyor..

Kazım Taşkent’ten güzel bir söz… ‘Herkes altı saat çalışıyorsa, ben on saat çalıştım. Eğer başkalarının yaptıklarından fazla bir şeyler yapabildiysem, bu fazla çalıştığım saatlerin eseridir.’ 
Taşkent’ten, güzel bir dürüstlük örneği… Doğan Sigortanın kurulup çalışmaya başladığı yıl, şirket tarafından sigorta edilen krom yüklü bir ticaret gemisi Boğaz dışında torpillenerek batırılıyor. Sigorta şirketinin ilk anda 800 bin Türk lirası (o günler için çok büyük bir para) ödemesi gerekmekte. Şirketin sermayesi topu topu 200 bin lira. Şirket 800 bin lirayı hasar görenlere hemen ödeyemezse daha işin başında itibar kaybedecek. Kazım Taşkent, kişisel ilişkileriyle, İş Bankası ve Ziraat Bankasından kredi alarak Doğan Sigortanın onurunu koruyor. Hasarı ödüyor.