2018 yılının en kötü aylarını yaşadığımız Temmuz-Ağustos-Eylül aylarında gerçekleşen ekonomik büyümeye dair detaylar pazartesi günü açıklandı.

***

Harcamalar yöntemiyle GSYH büyüme hızlarına baktığımızda, devletin ve hanehalkının tüketim harcamalarında ve ihracatta artış; yatırımlar ve ithalatta düşüş gözümüze çarpıyor.

***

3.çeyrekte hanehalkı, yani bizler, geçen çeyreğe göre yalnızca %1,1 oranında tüketim harcamalarını arttırmışız. Bundan önceki dönemlerde hanehalkının tüketiminin yüksek olması GSYH büyümesini destekliyordu fakat bu dönemde hanehalkının tüketim hızınını düşmesi, yıllık büyümenin %1,6 gibi oldukça düşük gerçekleşmesine sebep olan en önemli kalemdir. Hanehalkının tüketimi içerisinde özellikle otomotiv, beyaz eşya gibi kalemlerin yer aldığı dayanıklı tüketim malları grubu %24, yarı dayanıklı tüketim malları ise %4,5 azalmış; hanehalkı yalnızca zaruri harcamalarını gerçekleştirmiştir. Zaruri harcama grubundaki ürünlerin fiyatlarında enflasyon kaynaklı yaşanan artış, az da olsa hanehalkı tüketim grubunda büyüme hızı sağlamış durumdadır.

***

3.çeyrek verilerinde en acı gerçek, 34 çeyrektir pozitif olan yatırım harcamaları grubunun negatife dönmesidir. Geçen çeyreğe göre %3,8 gerileyen yatırımlar, 2019 yılında işsizliğin karşımıza çıkacak en büyük sıkıntılardan birisi olacağını bize işaret ediyor. Yatırımlar azaldığı için mevcut tesislere iş başvurularının sayısında artış bekleniyor. Böyle bir durumda asgari ücretin beklenen yüksek seviyelere gelmesi biraz zor görünüyor (düşük iş arzı – yüksek iş talebi). Öte yandan hayat pahalılığı da hayatın bir gerçeği... 2019 şimdiden ekonomik anlamda iyi sinyaller vermiyor maalesef, umarım başka alanlarda yıldızımız parlar.

***

Büyümeye destek bu çeyrekte ihracattan geldi. Yüksek kurlar ve iç pazardaki iştahsızlık, üreten kesimin gözünü yurtdışına çevirdi. Temmuz-Eylül arasındaki ihracat iştahı şu sıralarda da devam ediyor fakat üreten kesimin topluca ihracata yönelmesi bazı sorunları da beraberinde getiriyor.

***

2017 9 aylık ihracat miktarı ile 2018 9 aylık ihracat miktarını karşılaştırdığımızda, 2018’de %25 artış görüyoruz. Bununla birlikte aynı dönemlerde ihracat birim değer endeksini karşılaştırırsak %2,3 küçülmeye rastlıyoruz. İthalatta ise durum tam tersi şekilde gerçekleşmiş ve ithalat miktarı %20 azalırken, ithalat değer endeksi %2,6 artmış. “Yeter ki döviz kazancım olsun, stoklarım erisin” diyerek kar marjından feragat etme pahasına yapılan ihracat sadece birim değer endeksini düşürmekle kalmıyor, aynı zamanda mevcut ürüne ait mevcut ihraç pazarlarını da bombalıyor. 2019 yılında düşük kar marjlarına karşı şimdiden hazırlıklı olalım.

***

Son söz olarak diyebiliriz ki, 2018 3.çeyrek büyüme rakamı bizi Perşembenin gelişi Çarşambadan bellidir atasözünü hatırlatıyor. 2019 yılında hem özel sektör hem de kamuda gerçekçi planlar ve bütçeler yapmalıyız. Önümüzde sene iç pazarda daralma, finansman musluklarının kapanması, ihracat pazarlarındaki aşırı rekabet ve düşük kar marjları gerçeklerini görmezden gelmemeliyiz ve özellikle maliyet yönetimi konusunda politikalar geliştirmeliyiz. 2019 şimdiden pek hoş gelmedi maalesef.