Türkiye İstatistik Kurumu’nun 18 Eylül 2017 tarihinde yayınlanan “Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması” verilerine göre, nüfusun yüzde 14,3’ü yoksulluk sınırının altında yer alıyor. Okuryazar olmayanların yüzde 26,2’si, yükseköğretim mezunlarının yüzde 1,7’si yoksul görünüyor. Sıfıra yaklaştıkça gelir dağılımında eşitliği, 1’e yaklaştıkça gelir dağılımında bozulmayı ifade eden ve gelir dağılımı eşitsizliği ölçütlerinden olan Gini katsayısı, 2016 yılı sonuçlarına bir önceki yıla göre 0,007 puan artış ile 0,404 olarak tahmin edildi. Türkiye’de finansal sıkıntıda olma durumunu ifade eden maddi yoksunluk oranı ise, yüzde 32,9 oldu. İşte bu finansal sıkıntının azaltılması ve Türkiye’de yoksulların küçük bir sermayeye ulaşmasını sağlamak maksadıyla, mikrokredi faaliyeti başlatılmıştır.

YOKSULLUĞUN KALICI OLARAK AZALTILMASINA YÖNELİK MİKROKREDİ UYGULAMASI
Eylül 2015 tarihinde yapılan “Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi’nde”, “2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri”, aralarında Türkiye’nin de olduğu 193 ülkenin imzasıyla kabul edildi. Her boyutuyla yoksulluğun ortadan kaldırılması, sürdürülebilir kalkınma için vazgeçilmez bir gereklilik olarak kabul edilmiş ve yayınlanan “17 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri” içinde birinci hedef olarak: “her çeşit yoksulluğu, nerede olursa olsun sona erdirmek” olarak belirlenmiştir. Bütün ülkeler ve paydaşlar, işbirliği içinde hareket ederek, bu planı uygulamaya koyarken, kullanmayı planladıkları en önemli yoksulluğu azaltma stratejisi olarak da, mikrokredi kabul edilmiş ve mikrokredinin dünyadaki öncüsü Prof. Dr. Muhammed Yunus’un içinde bulunduğu danışma kurulu bu maksatla oluşturulmuştur.

ANA STRATEJİ HİBE ŞEKLİNDEKİ YARDIMLAR
Ülkemizde yoksulluğun azaltılmasında uygulanan ana strateji hibe şeklindeki yardımlardır. Hibe şeklindeki yardımlar, çalışamayacak durumda bulunan yaşlı, engelli ve hastalara evlerine kadar gidilerek ihtiyaç duydukları nakdi ve ayni yardımlardır. Ancak, çalışabilecek durumda olan yoksullara hibe yardımları yerine, onların yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmasına katkıda bulunacak şekilde, küçük birer sermaye olan mikrokredi verilerek, kendi kendilerine gelir getirici faaliyetlerde bulunmaları sağlanmalıdır. Türkiye Grameen Mikrofinans Programı (TGMP); Mikrokredi’nin öncüsü ve Nobel Barış Ödülü sahibi Prof. Dr. Muhammed Yunus’un kurduğu Grameen Bank ile birlikte yoksulluğun azaltılmasına katkı sağlamak üzere geliştirilen bir program olup, teminat ve kefalet olmadan, dar gelirli kadınlara gelir getirici faaliyette bulunmalarını sağlayacak şekilde, tamamen güvene dayalı olarak, ancak geri dönüşü olan mikrokredi vermektedir.

TÜRKİYE’DE YOKSUL KADINLARA VERİLEN KÜÇÜK SERMAYE
Nobel Barış Ödülü sahibi Prof. Dr. Muhammed Yunus’un dünyada öncülüğünü yaptığı Türkiye’deki mikrokredi uygulaması; dönemin Başbakanı, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın verdiği ilk çeklerle, Türkiye’de ilk defa Diyarbakır’da 18 Temmuz 2003 tarihinde başlatılmış olup, halen 67 ilde 98 şubede, 162 binden fazla yoksul girişimci kadının mikro girişimci olmalarına yardımcı olacak şekilde, toplam olarak 700 milyon liraya ulaşan mikrokredi verilmiştir. Aile fertleri ile birlikte yararlanıcı sayısı, yaklaşık 600 bin kişidir. Mikrokredi kullanacak yoksul kadınlara, ilk yıl için en fazla bin TL mikrokredi sağlanırken, yıllara göre artarak en fazla 5 bin TL olmaktadır. 2016 yılında 46 bin dar gelirli kadına, taksitlerden yeniden dağıtılmak üzere tahsil edilen ve buna ilave edilen yeni fonlarla birlikte toplam 110 milyon lira mikrokredi dağıtımı yapılmıştır. 2017 yılı sonuna kadar bu rakamın 150 milyon liraya, 2018 yılı için ise 200 milyon liraya ulaşması öngörülmektedir. Hedeflenen mikrokredi dağıtım tutarlarına ve yoksul kadın sayısına ulaşabilmek için, ilave fon bulunması ve bağış desteği çok büyük önem arz etmektedir. Halen 20 binden fazla yoksul kadın kendi işini kurmak veya mevcut işini geliştirmek için mikrokredi almayı beklemektedir. Fon desteğinin arttırılabilmesi durumunda, Türkiye’de iş fikri olan tüm yoksul kadınlara ulaşılması öngörülmektedir. Daha fazla finansman kaynağına ulaşabilmek için; ortak projeler gerçekleştirdiğimiz özel sektör kuruluşları, iş insanları, resmi kurum ve kuruluşlar ile işbirliği içerisinde faaliyetlerimiz yürütülmektedir.

MİKROKREDİ KİME VERİLİYOR?
Mikrokredi uygulamasında, hiçbir maddi varlığı olmayan yoksul kadınlar, kredi almada diğerlerine göre daima önceliklidir. Kredinin bir temel insan hakkı olması, mikrokredinin temel felsefesidir. Ticari bankalar; teminat ve kefalete, yani sağlanan güvenceye göre kredi verirken, mikrokredi programı ise, sadece bir iş fikri olan yoksul kadınlara kredi verilmesini esas almaktadır. Ticari bankalardan kredi alırken, “ne kadar fazla teminatınız varsa, o kadar fazla kredi alırsınız.” Mikrokredi de ise, “ne kadar aza sahipsen, o kadar fazla önceliğin vardır” anlayışı hâkimdir. Mikrokredi sistemine dâhil edilen yoksullar, otobanda hedefe yönelmiş olarak bir yolculuğa çıkmış gibi görülür. Çünkü sistem içerisindeki her bir dar gelirli, yoksulluk sınırının üzerine çıkıncaya kadar destek almaya devam eder. Mikrokredi uygulama modelinde, “beş kişilik grup dinamiği” uygulanmakta olup, yoksul kişinin beyanı dışında hiçbir evrak istenmemektedir. Sistemde müteselsil kefalet yoktur. Grubun oluşturulmasının temel sebebi, gruptaki kişilerin birbirlerine yardımcı olmalarını ve dayanışmasını sağlamaktır. Mikrokredi kullanan yoksul kadınlara yaptıkları işin durumuna ve gelişimine göre kredi desteği sağlanmaktadır. Mikrokredi kullanan yoksul kadınlar, 5 bin TL’ye kadar kredi desteği alabilmektedir. Verilen mikrokredi, yoksul kadınlardan evlerine her hafta gidilerek çalışanlarımız tarafından NFC elektronik tahsilat sistemi kullanılarak tahsil edilmektedir. Yapılan tahsilatların teyidi için, yoksul kadınlara yapılan tahsilat miktarını ve kalan borçlarını ihtiva edecek şekilde kendilerine tahsilattan hemen sonra otomatik olarak SMS gönderilmektedir.

YOKSUL KADINLAR İÇİN MİKROKREDİ SÜREÇLERİ VE İŞ FİKİRLERİ
Türkiye Grameen Mikrokredi Programı’na kredi başvurusunda bulunacak olan fakir kadının aklında mutlaka yapmayı planladığı, gelir getirici bir faaliyet için bir “iş fikrinin” (ticaret veya üretim) olması gerekir. İlk defa mikrokredi alacak olan fakir kadınlar, bir yıl vadeli ve haftalık taksitlerle ödeyecekleri şekilde, maksimum bin TL kredi kullanabilir. Mikrokredi uygulamasının bir mahallede veya köyde yapılabilmesi için, gelir getirici bir iş fikri olan 5 kadından oluşan bir grubun oluşturulması gerekir. Grup; bir müteselsil kefalet için olmayıp, sosyal dayanışma ve dostluk ile işbirliğinin pekiştirilmesi içindir. Mikrokredinin dünyadaki öncüsü olan Nobel Barış Ödülü sahibi Prof. Dr. Muhammed Yunus’un geliştirdiği bu grup dinamiği içinde, fakir kadınlar kendi aralarında iş fikirlerini paylaşırlar, birbirlerine cesaret verirler, örnek olurlar, kendi aralarında istişare ederler, birbirlerine destek olurlar ve birbirlerini gelir getirici faaliyetler için motive ederler. Grupta yer alan kadınlar, bir menfaat grubu oluşmaması için, yakın akraba olamaz. Mesela, anne ve kızları veya kardeşleri bir menfaat ilişkisi veya geri ödemelerinde sıkıntı yaşanmaması için, aynı grupta yer alamaz. Böyle fakir kadınlar varsa, farklı gruplarda yer alabilirler. Mikrokredi uygulaması; bir grup dinamiği içinde, takip edilmesi gereken süreçleri olan, dünyaca kabul görmüş ve Nobel Barış Ödülü almış bir yoksulluğu azaltma stratejisidir. Beş fakir kadının yer aldığı bir grup oluşturulduktan sonra, 3 gün devam eden eğitimlerde; Gelir getirici faaliyetlerde bulunmanın önemi, Ticaret veya üretimde bulunarak para kazanmanın hem kendisi, ailesi ve toplum için önemi, Mikrokredi faaliyetinin süreçleri, Kredi geri ödemesi hakkında bilgi verilmektedir.

GELİR GETİRİCİ BİR FAALİYETTE BULUNMASI ZORUNLU
Eğitim sürecinin tamamlanmasından sonra, mikrokredi alarak gerçekten kendi kendine gelir getirici faaliyetlerde bulunacağına kanaat getirilenlere mikrokredileri verilir. Akında bir iş yapma fikri olmayan kişilere ise, asla başka borçlarını kapatmaları için mikrokredi verilemez. Mikrokredi alan kişinin, mutlaka gelir getirici bir faaliyette bulunması zorunludur. Gelir getirici faaliyetlerde bulunup bulunmadıklarını tespit etmek üzere, mikrokredi alan fakir kadınların her hafta gelir getirici faaliyetlerinin kontrolü yapılır. Fakir kadınlar, gelir getirici faaliyetlerde bulunmadan ve bunun sonucunda bir gelir elde etmeden mikrokredi borcunu ödeyemez. Bu bakımdan, gelir getirici bir faaliyette bulunmayan kişiye, mikrokredi verilmesi de kredilendirmenin ana prensibine aykırıdır. Gelir getirici faaliyeti olmayan fakir kadından, bir geliri olmadığı için, kredinin tahsilatı da yapılamaz. Ayrıca, bir gelir getirici faaliyeti olmayan kişiye; bakkal borcunun ödenmesi, elektrik veya su borcunun ödenmesi için mikrokredi verilemez. Bir merkezde; ödeme yapan bütün fakir kadınlar mutlaka aynı mahalle veya köy sakini olmalıdır. Aynı mahalle veya köy içerisinde ikamet eden fakir kadınların toplu bir şekilde merkez evlerinde tahsilatlarının yapılarak, varsa işleri veya mikrokrediyle ilgili sorun veya şikâyetlerine çözüm bulunması da sağlanır. Mikrokredi şube personeli, tahsilat için merkez evlerine gelerek, hiç zaman kaybetmeden tahsilatları yapıp, fakir kadınların günlük faaliyetlerine devam etmesi de sağlanmaktadır.

DAR GELİRLİ KADINLARDA EL İŞİ ÜRÜNLER AĞIRLIKLI
Mikrokredi şube personeli, merkez evlerinde tahsilatları eksiksiz olarak yaparak, toplantı sonunda mikrokredi kullanan kişilerin iş ve işyeri kontrolünü de yapar. Tahsilatların, grupların oluşturduğu merkez evlerinde yapılmasının sebebi; zamandan, personel ve ulaşım masraflarından tasarruf ederek, daha fazla kaynağın daha fazla dar gelirli kadına mikrokredi olarak verilmesini sağlamaktır. Tahsilatların her mikrokredi alan için kapı kapı dolaşılarak yapılması, hem çok masraflı hem de dünyanın birçok ülkesinde uygulanan grup dinamiği sayesinde, başarıyla uygulanan temel mikrokredi prensiplerine aykırıdır. Mikrokredi kullanan yoksul kadınların tahsilatlarının yapıldığı merkez evlerinde; kadınların ihtiyaç duyduğu sağlık, ev ekonomisi, çocuk gelişimi ve eğitimi gibi sosyal konular hakkında da şube personeli tarafından kısaca bilgilendirme yapılmaktadır. Mikrokredi uygulamasında dar gelirli kadınların, çoğunlukla kendi ev işleriyle ilgilenmekte olup, kendi kendine gelir getirici bir faaliyette bulunmasına imkân tanıyan el işi ürünleri üretiminin ağırlıklı olduğu görülmektedir.

Haber Merkezi


 


 

Editör: Mahmut Beyaz