Yeditepe Üniversitesi Eğitim Görevlisi ve ekonomist Prof. Dr. Veysel Ulusoy, Türkiye İstatistik Kurumu’nun yayınladığı 2019 yılının Kasım ayına ait sanayi üretim istatistiklerini değerlendirdi. İstatistiklerde sanayi üretiminin arttığını fakat büyümenin kalıcı olması için verilerin dikkatle incelenmesi gerektiğini kaydeden Ulusoy, sanayi üretimindeki artışı yatırım, istihdam ve işsizlikle beraber ele almak gerektiğini söyledi.

“KALICI İŞ YARATMA ETKİLERİ”

Artışın istihdam piyasasında yarattığı kalıcı iş yaratma etkileri ile ele alınması gerektiğini dile getiren Ulusoy, “Türkiye istatistik Kurumu 2019 yılının Kasım ayı sanayi üretim istatistiklerini yayınladı. Buna göre, sanayinin alt sektörleri (2015=100 referans yıllı) incelendiğinde, 2019 yılı Kasım ayında madencilik ve taşocakçılığı sektörü endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre %7,2 ve imalat sanayi sektörü endeksi %5,3 artarken, elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi %1,2 azaldı. Sanayi üretimindeki artış temel olarak olumlu bir trendin başlangıcı gibi gözükebilir. Ülkenin kalkınması, yeni teknolojilerin adaptasyonu ve istihdam piyasasında yarattığı kalıcı iş yaratma etkileri ile öncelikle ele alınması gereken bir göstergedir” dedi.

“DERİN FARKLILIKLAR GÖRÜYORUZ”

Ulusoy konuşmasına şu şekilde devam etti, “Öte yandan, büyümenin kalıcı bir seyir takip etmesi için de verileri dikkatlice incelememiz gerekmektedir. Özellikle devamlı olmayan, her ay davranışı değişebilen bir sanayi üretimi bu gelen olumlu rakamlara ihtiyatlı yaklaşmamıza neden olmaktadır. Öncelikle grafikte görüldüğü üzere, sanayinin alt bölümlerine baktığımızda davranışlarda farklılıklar, hem de oldukça derin farklılıklar gözlemliyoruz. Örneğin dayanıklı tüketim ürün arzında %13.1’lik bir azalışa karşı ileri teknolojiye sahip sanayi ürünü (bu daha çok askeri alanda gerçekleşiyor) %17.7’lik bir artış gerçekleşmiş bulunuyor. Yine elektrik, gaz ve buhar sanayiinde küçülmeye karşı sermaye ve ara malı üretiminde %6-7’lerde bir büyüme görüyoruz.

Bu oynaklık ya da farklılıkların gözlemlendiği bir sanayi üretiminde kararlı bir davranış beklemek için daha birkaç çeyrek verilerin seyrine bakar ekonomistler. Diğer bir ifadeyle, tüm alt grupların davranışları aynılaşana kadar sanayi üretimi verilerine bakarak ekonomik türbülanstan çıkıyoruz demek biraz erken ama yine de bu büyüme kıpırdanması iştahları artırmak için bir neden olabilir.

“BU TUZAKTAN ÇIKMAK GEREKİR”

Mevsim ve takvimden arındırılmış veriler bu iştahı azaltır niteliğe sahipler. Zira grafikte verilen alt sanayi dallarında Ocak 2019’dan bu yana bir ay iyi olan büyüme rakamları maalesef diğer ay olumsuza dönüşmekte, ekonomik politikaların uygulanması bakımından da kafa karıştırıcı bir durum ortaya koymaktadır. Sanayide gelen bu rakamları kesin bir karşılaştırma ile yatırım, istihdam ve işsizlikle beraber ele almak zorunluluğu vardır. 10 Ocak 2020’de açıklanan Kasım 2019 dönemi verilerine göre, istihdamda 527 bin azalma ile işsizlerde 608 bin artışı sanayi verileri ile değerlendirdiğimizde önümüze önemli bir soru çıkıyor. Acaba sanayi üretimindeki kıpırdanmaya karşı işsizlik neden azalıyor, istihdam neden düşüyor? Diğer bir yaklaşımla, sanayi üretimi neden istihdam yaratamıyor? Sanırım yanıtı yatırımlardaki %10’nun üzerindeki bir düşüşle ve ihracattaki artışın sadece daha fazla mal satarak daha az kazanmada aramak lazım. Bu son gösterge “fakirleşerek büyüme”dir ekonomide. Bu tuzaktan çıkmak gerekir!”

(Haber: Sefa Deveboynu)

Editör: Mahmut Beyaz