Sanayicilerin, yatırımcıların ve vatandaşların merakla beklediği Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplantısı bugün gerçekleştirilecek. Türkiye’de enflasyon beklentilerindeki gerileme ve ülke risk primindeki düşüşün yanı sıra, hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülke merkez bankalarının faiz indirim sürecine girmesiyle piyasalarda gözler TCMB’nin bugünkü PPK toplantısına çevrildi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası başkanlık görevine 6 Temmuz’da atanan Murat Uysal, bugün ilk defa Para Politikası Kurulu‘na (PPK) başkanlık edecek. Fiyat istikrarını sağlamak amacıyla para politikası ilke ve stratejilerinin belirlenmesi, para politikası stratejisi çerçevesinde hükümetle birlikte enflasyon hedefinin belirlenmesi, para politikası hedefleri ve uygulamaları konusunda belirli dönemler itibarıyla raporlar hazırlayarak hükümetin ve belirleyeceği esaslar doğrultusunda kamuoyunun bilgilendirilmesi ve hükümetle birlikte Türk Lirasının iç ve dış değerini korumak için gerekli tedbirlerin alınması ve yabancı paralar ile altın karşısındaki muadeletini tespit etmeye yönelik kur rejiminin belirlenmesi amacıyla toplanacak olan Para Politikası Kurulu’ndan çıkacak sonuç merakla bekleniyor. Bugün gerçekleştirilecek olan toplantıyı değerlendiren Ekonomist ve Kipaş Yönetim Kurulu üyesi Hikmet Gümüşer, yeni başkan Murat Uysal’ın 200 ila 250 baz puan arası bir indirim kararı almasını beklediğini belirterek, “bu indirime piyasanın su gibi ihtiyacı var” dedi.

Gümüşer, PPK toplantısı öncesi sorularımızı şu şekilde yanıtladı;

PPK YERLİ PARANIN DEĞERİNİ KORUMAK İÇİN ÇALIŞIR”

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu bugün toplanacak, bu kurulun önemi ve görevleri nedir?

Hikmet Gümüşer: Para Politikası Kurulu, finansal istikrarın sağlanması için ve yerli paranın değerinin korunması hedefler ve bunu sağlamak için çeşitli bağımsız enstrümanlar kullanır. Bu enstrümanların başında bankalara uygulanan faizlerin yukarı aşağı yönlü seyrine karar verilmesi yer almaktadır. Para Politikası Kurulu, yerli paranın değerini korumak adına, yılbaşında belirleyip dönem dönem revize ettikleri enflasyon hedeflerini yerine getirmek için çaba sarf ederler. Talep ya da maliyet yönlü artış gösteren enflasyon, yerli paranın değersizleşmesine sebep olduğu için, yerli paraya ulaşımı zorlaştırarak faizleri yükseltirler. Böylece para arzı aşağı yönlü olur ve piyasadaki yerli para azalır. Azalan paranın değeri yükselir ve enflasyon düşüşe başlar. Bu durumu şu örnekle özetleyebiliriz: 100 kişinin yasadığı bir toplumda 100 tane ekmek üretilse ve piyasadaki toplam para 200 TL olsa, ekmeğin bedeli 2 TL olur. Eğer piyasadaki para miktarı 300 TL’ye çıkarsa ekmeğin fiyatı 3 TL ye çıkar yani enflasyon artar, eğer piyasadaki para miktarı 50 TL’ye inerse ekmeğin fiyatı 0,5 kuruşa düşer yani enflasyon azalır.

200 İLA 250 BAZ PUAN ARASI BİR İNDİRİM KARARI BEKLİYORUM”

Yakın zaman içerisinde Merkez Bankası yönetiminde üst düzey değişiklikler oldu, bu bazı kesimlerin tepkisini de çekti. Yaşanan bu değişiklikle birlikte Para Politikası Kurulu’nun yeni alacağı kararlar da nasıl bir değişim öngörüyorsunuz?

Hikmet Gümüşer: Merkez Bankası başkanının müdahale ile değiştirilmiş olması piyasalar acısından arzu ettiğimiz bir durum değil. Bununla birlikte önceki başkanın iktisatçı olmayıp, yeni başkanın iktisatçı olması piyasa acısından olumlu. Şu anda mevcut başkan devam etseydi de zaten faizleri düşürmek için uygun ortam vardı ama haberlerden öğrendiğimize göre eski başkan Çetinkaya, 300 baz puan gibi sert bir indirim yerine daha güvenli bir indirim arzuladığı için görevinden alindi. Yeni başkanın 200 ila 250 baz puan arası bir indirim kararı almasını bekliyorum ki bu indirime piyasanın su gibi ihtiyacı var.

FAİZLERİN DÜŞMESİ YATIRIMCILAR İÇİN OLUMLU BİR GELİŞME OLACAKTIR”

Ekonomistler, PPK toplantısından yüzde 24 olan politika faizinin Şubat 2015’ten bu yana ilk defa indirileceğini öngörüyor. Yüksek politika faizi döneminin ardından durum nasıl olacaktır, kaç puan düşüşler bekliyorsunuz, tahminleriniz neler?

Hikmet Gümüşer: Faizlerin düşmesi ilk etapta araba, ev alacakların ve bu ürünleri üretenlerin işine yarayacaktır. Ayrıca yatırımcının da yatırım kararları alması acısından ve sanayicinin mevcut işini çevirmesi için ihtiyaç duyduğu kısa vadeli desteği ucuza mal etmesi açısından oldukça olumlu bir gelişme olacaktır. Tek korkumuz faizlerin düşmesiyle birlikte yabancı yatırımcının parasını ülkemiz finansal sisteminden çekmesidir. Bu durum kurların yeniden yükselmesine sebebiyet verebilir ki bu da hem enflasyonu yükselteceği hem de ticari faaliyeti yavaşlatacağı acısından istemediğimiz bir şeydir. Tüm bunlarla birlikte 250 baz puanlık bir düşüş korkulan senaryoya yol açmadan bir normalleşme adimi olarak algılanır kanaatindeyim.

(Röportaj: Ahmet Güneçıkan)

Editör: Mahmut Beyaz