Okulların devam ettiği şu günlerde ödev yapmak istemeyen çocuklara karşılık ailelerin nasıl bir tutum sergilemesi gerektiği hakkında tüyolar veren Yrd. Doç. Dr. Hayati Sınır, öncelikle durumun altında yatan nedenlerin araştırılması gerektiğini belirterek, aile bireylerinin kendi tutum ve davranışlarında değişikliğe gitmesi gerektiğini öngördü.

ÖNCELİKLE AİLELER KENDİ TUTUMLARINI DEĞİŞTİRMELİ

Öncelikle ödev yapmak istemeyen çocuklarda yaş aralığının sınıflandırılarak, sorumluluk bilincinin oluşturulması gerektiğini ifade eden Sınır, “Okul çağındaki çocuklar ödev yapmak istemiyorsa bu durum karşısında yaş aralığına göre farklı davranmamız gerekiyor. Ödev yapmak istemeyen çocuklara karşı ödevin var mı? Diye bir yaklaşım içerisine girmemiz lazım. Zaten bunu öncelikle birinci sınıfa başlayan çocuklarda velilerin takip etmiş olması gerekiyor çünkü çocuklar uzun erimli planlar yapabilecek dönemde değiller. Ödev sorumluluğu gelişmemiştir. Aileler bu durumu takip etmeli ve çocuğunun ödevi var mı yok mu bilmelidir. Dolayısıyla bunu çocuğa teklif etmek yerine ödev saati şeklinde aileler öncül olarak böyle bir uygulamaya başlamalıdır. Bu durum yine ilerlediği zamanda ise daha büyük yaştaki çocuklarda daha farklı şekilde ele alınmalıdır. Yani anne baba oturup televizyon izlerken, dizisini izlerken çocuğa da hadi git ödevini yap dersen sizin de çocuktan alacağınız tepki ödevim yok olur. Ödevim yok söylemi çocukta hangi bağlama göre söyleniliyorsa çocuğun durumuna göre, değerlendirilmesi lazım. Yine bazen çocukta öğrenme güçlüğü de olabiliyor ve dolayısıyla çocuk yapamadığı şeylerden kaçınıyor. Bu durumda elbette aşılabilir. Çocuklarda var olan olumsuz özellikler çocuğun kaderi değildir. Yetişkinler davranışlarını değiştirmekte zorlanırken, çocuklar davranış ve tutumlarını daha hızlı değiştirebilirler. O nedenledir ki uygun davranıldığı zaman bu davranışta hızlı bir şekilde çözülebilir” dedi.

AYRILIK ANTİ ESESİ NEDİR?

Çocuklarda okul reddi ve okul kaygısı gibi durumlar gözlemlendiği zaman da ise neler yapılması gerektiğini anlatan Sınır, “Okul reddi ve okul kaygısı çok yaygın görülen bir rahatsızlıktır. Okul yaşı şimdi geriye çekildiği için dana erken dönemde de artık bu tür belirtileri görmeye başlıyoruz. Temelde okul zamanında yoğun ağlama, hırçınlık, okula gitmek istememe şeklinde belirmekle birlikte daha silik belirtiler dediğimiz, karın ağrısı, baş ağrısı veya herhangi bir vücut belirtisi şeklinde de başka bir hastalığı taklit eder şekilde de ortaya çıkıyor. Şimdi okul reddinin elbette çeşitli nedenleri vardır. Bunlardan en önemli nedenlerden bir tanesi ise bizim ayrılık anti esesi dediğimiz anneden ayrılma ve bu da sadece anneden değil, birincil bakım verenden ayrılma ile birlikte, çocuğun kendini güvensiz hissetmesi, bir şey olacak endişesi yaşaması şeklinde belirip ve kaygı atağı geçirme şeklinde ortaya çıkabilen bir hadisedir. Ayrılık anti esesi bozukluğunun birçok nedenleri vardır ama bunlardan en önemli nedenlerden birisi de anne ve baba tutumları ile ilgilidir” diye konuştu.

EĞİTİM SEVİYESİNE GÖRE EĞİTİM

Sınır açıklamasına şöyle devam etti: “Özellikle koruyup, kollanan anne baba tutumları bu bulguya neden olabilmektedir. Eğer ailede tek çocuk veya genel olarak sülalede tek çocuk ise koruyup kollanmışsa, her isteği yapılmış, üzerine titizlikle durulmuşsa bu çocuklarda ayrılık anti esesi daha sık görülüyor. Bu durum ailenin ilk torunu, ilk erkek çocuğu gibi özellikli çocuklarda daha fazla görülüyor. Bu çocuklar okul zamanlarında tek başlarına kaldıkları zaman, yetilerini, özellikleri, kabiliyetini göstereceği ilk anda da bu tür korku, kaygı ve endişe ile karşı karşıya kalıyor. Esasında okul kaygısı denildiği zaman çocuk, bana ne olacağı endişesi yaşar orada ailenin verdiği korunup kollanan güvenli bir ortamdan, güvensiz bir ortama girmiş oluyor ve bana ne olacak başıma bir şey gelirse ne olacağım tarzı bir korku yaşar ve bunda özellikle anne baba tutumları etkili olmaktadır. Özellikle bu durumda anne baba tutumunun uygun hale getirilmesi anne ve babanın kaygılı endişeli olmaması gerekiyor. Okula başlayan çocuk karşı bak okula gideceğiz ağlamayacaksın değil mi? Korkmayacaksın değil mi? Denildiği zaman zaten çocuğa biz korku veriyoruz. Bu konuda çocuğa sanki hiç bir şey yokmuş gibi, normal gidiyormuş gibi davranmak gerekir ve çocuğa okulda kazanacağı avantajlardan bahsetmek gerekiyor. Yine çocuğa okul başlangıcından öncesi de ön hazırlıklar yapmak gerekiyor. Çocukları sadece okullaştıralım diye okula göndermeyelim çocuklarımızın eğitim seviyesine göre eğitim almasını sağlayalım.”

Haber: Kübra Şimşir

Editör: Mahmut Beyaz