Öncelikle bir eğitimci olmadığımı, yaşadıklarımdan ve gördüklerimden alıntı yaparak bu yazıyı kaleme aldığımı hatırlatırım.
    Yıllar önce ÖSS ve ÖYS vardı. Üniversiteye girebilmek için yapılan öğrenci seçme sınavı ve öğrenci yerleştirme sınavı. Öğrenci seçme sınavında 120 puan ve üzeri aldığın zaman ÖYS sınavında ter dökmeye hak kazanırdınız. Bu kadarında sorun yok, sorun ÖYS sınavında geçer not aldığını farz ederek, sana daha ulaşmamış sınav puanına göre tahmini bir tercih hazırlıyor olmandı. Yani sınav sonucu gelmeden geleceğine dair çok önemli bir tercihi tahminlere göre yapardık ve birçok insanda yıllarca böyle üniversiteye girdi ya da giremedi. Tabi ki , belki kazanabileceği çok daha iyi yerler varken azına razı olarak veya yüksek puan  alacağını düşünüp tercih yaptığında beklediğinden düşük bir puan alıp açıkta kalırdı öğrenciler. Ben bu durumu bizzat yaşadım.
    Sonra halkın yoğun itirazları neticesinde bu sorun kısmen çözülüp sınavın sonucuna göre tercih yapabileceğiniz yüksek öğretime geçiş ve o sınavı geçersen gireceğin lisans yerleştirme sınavı olarak adı değişti. Bizde bir şey değişeceği zaman adının değişmesi bile yetti bazen. İçeriğinin doldurulup doldurulmadığını kimse sorgulamadı. Sorgulasalar bile duvarlara çarpıp geri döndü. 
    Üniversite sınavına kadar eğitim düzeltilmezken, yine devletin yaptığı üniversite sınavlarında başarılı olabilmek için mutlaka dershaneye gitmek gerekti. Çünkü üniversiteyi kazanabilmek için devlet okullarındaki eğitim yetersizdi. Bu yetersizlik bilinmesine,  şu eğitim sistemini düzeltelim, veliler dershane parası yükünden, öğrencilerde çok değerli zamanlarından olmasınlar demedi hiç kimse.    
    Şimdi de 2013-2014 eğitim döneminde SBS yerine getirilen TEOG kısa isimli temel eğitimden orta öğretime geçiş sınavı uygulandığı 4 yılın ardından Sayın Cumhurbaşkanı’nın talimatıyla kaldırıldı. Daha yerine nasıl bir sistem geleceğine dair çalışmalar sürüyor. 
    Lafı çok uzatmaya gerek yok. Devletimizden gençliğimizi bu sınav çıkmazından mantıklı, uzun vadede uygulanabilir sistemlerle kurtarmasını bekliyoruz. Uzun uzun araştırmalarla, ülkemizin demografik yapısına uygun bir eğitim sisteminin mevcudiyeti gelecekte de şimdi olduğu gibi dünya sahnesinde rol alacak Türkiye’nin elini fazlasıyla güçlendirecektir. 
Ekonomide, sağlıkta, ulaşımda, savunma sanayiinde ve daha sayamayacağımız bir çok alanda ülkemize çağ atlatan Hükümetimizin eğitim problemini bir an önce çözmesi gerekiyor.