Dini  kavramlarda anlam daralması yaşanıyor.Çok geniş bir alanı kuşatan din bu yüzyılda fikir  mücadeleleri  ve temsil sorunu meseleleri  yüzünden  farklı  alanlara mahkum edildi.

Din  hayatın  çerçevesidir!

Tarifte çok geniş bir alanın göz önüne alınması  bazı farklı  düşünceleri  peşi sıra   getirebilir.Din fıhıkla anlaşılır  ve  yaşanır.Bu gün için islam hukuku manasına  gelen  fıkıh  peygamberimiz  döneminde  dini en ince ayrıntılarıyla kavramak  ve dinin ilkeleri çerçevesinde  düşünme kabiliyetine  sahip  olmak ,bu konuda  meleka  kazanmak  demekti.Zihne  ve  ruha  uyanıklık veren kişiyi ahlaki olgunluğa ulaştırıp  sosyalleştiren  fıkıh  aynı  zamanda imanı da güçleştiren bir etkendir.

Fıkıh  için Mecelle de şu tarif yapılır;"ilmi fıkıh mesaili şeriyyeyi amaliyeyi  bilmektir".Din  insan ile Allah arasında ki münasebetleri  de düzenleyen  bir müessedir.Bütün bu ilişkilere ait olmak üzere Kuran  ve Sünnetten  elde edilen bilgilerin  adı  olan fıkıh iman ve ibadetten sosyal  nizama ve ahlaka kadar bir çok bilgiyi içine alır.Fıkıh ilminin konusunu  şöyle sıralayabiliriz;

1-İbadetler ;namaz,oruç,hac,zekat,dua,zikir vb.

2-Şahıs  ve  aile hukuku.

3-Medeni  ve borçlar hukuku.

4-Esas teşkilat ve idare  ve kısmen ceza hukuku.

5-Devletler  umumi ve kısmen hususu hukuk.

6-Ahlak  ve  günlük  görgü  kuralları.

Görüldüğü  gibi   bu  alan farklı  değerlendirmelere  sahiptir.Sözüm ona  "İslamcılık" diyerek  bu  geniş  alan  politize  edilmekte  milletimizin  fertleri n de  zihinsel   kırılmalar meydana getirilmektedir.
İslam dinini  mevcut   yaşayan dinlere  bakarak  tanımlamak "Kızıl Elma"  ve  "Nizamı  Alem "  ülküsünden  vazgeçme tir.Sözüm ona  ilmi  hokkabazlıklar  elbet  bitecek gönüle  dönüldüğünde  vicdanlar da yaşayan  islamın  değerleri  anlaşılıp dinin hayat zemini  olduğu  görülecektir.Din de normal hayatın içinde bizimle varlığını  sürdürüp ila nihaye  var olacaktır.
Peygamberimizin  şu  sözüne dikkat çekmek istiyorum ; "Haya ,iffet , kalbine  değilse de diline sahip olma ve fıkıh(dini derinden anlama) imandandır.Bunlar  dünyevi  kazançları  eksiltseler  bile ahirette kişiyi  zenginleştirecek  hususlardır.Ahirette sağlayacakları  kazanç çoktur.Kötü söz ,kabalık ve cimrilik nifak  alametleridir.Kişiyi dünya da zenginleştirseler de ahirette yoksullaştıran hususlardandır.Ahirette  kaybettirdikleri   daha  çoktur." (Süneni   Darimi 518)
Fıkhın  bilim olarak öğrenilmesi ilk dönemlerden beri süre gelmiş farklı  fıkıh  ekolleri  ortaya çıkarak  insanların  dinini  yaşamalarına rehberlik  etmişlerdir.
Günümüz  Türkiyesinde  din fıkıhtan   öğrenilmek  yerine  edebiyattan  öğrenilmeye  çalışıldığından  dinin  anlam ve  anlatımında  destani  ütopik  ifadeler ,edebiyat  vecizeleri  ,atasözleri  daha bir revaçta  tutulmakta  ilkeler  yerine  ne olduğu  tanımlanmayan hoşgörü  zemini  üzerinden din  tebliğ  yapılarak  fıkıh ve otorite göz ardı edilerek müslüman  şahsiyetin de psikolojik ve sosyolojik  kırılmalara  yol  açılmaktadır.Özellikle görsel alanda meydana getirilen anlam daralması ciddiyeten uzak din anlatımı ve komik algılar üzerine bina edilen ifadeler her gün biraz daha bizi zora sokmakta  olup bitenleri  gülerek seyretmenin acıları  hepimizi  üzmektedir  , fıkralarla din nereye kadar gider  Allah aşkına dedirmektedir. 
İlmi olan dinin  kendine  ait değer  ve mantığı  bilinmedikçe  din ve  fıkıh üzerinde oyunlar oynanmaya devam  edecektir.