Son günlerde macera filmlerini aratmayacak cinsten kur hareketleri yaşıyoruz. Döviz ile ilgili yapılan tahminlerin biri diğerini tutmuyor. İlk başta mantıklı gelen yorumlar, küresel bir olayın etkisiyle tepe taklak oluveriyor.

***

Ülkemizde Dolar ve Euro’nun, Türk Lirası karşısında izlediği seyiri belirleyen yöntemlerden birisi miktar yöntemidir. Yani miktarı çok olanın değeri düşük olur, az olanın değeri yüksek olur. Dolayısıyla döviz ile ilgili son gelişmeleri yorumlamak için döviz miktarının nasıl oluştuğuna değinelim biraz.

***

Ülkemizdeki döviz girişi ihracat, turizm ve fon hareketleri ile sağlanmaktadır. Turizm ve ihracatın nasıl döviz girdisi sağladığını biliyoruz. Burada asıl üstünde durulması gereken, fon girişi kalemidir.

***

Fon girişleri ağırlıkla iki kısımdan sağlanır. Birincisi doğrudan yabancı yatırımlarla sağlanan döviz girdisi (Ör: Bosch beyaz eşyaları grubunun Türkiye’de üretim yapması), ikincisi ise portföy yatırımlarından sağlanan döviz girdisidir. Portföy yatırımları dediğimizde, hisse senedi alım satımı ve çapraz para ticareti (carry trade) gelir.

***

Ülkemiz, ihracattan sonra en çok döviz girdisini fon hareketlerinden elde etmektedir. 2017 yılı ilk 6 aylık döneminde toplam 22,5 milyar dolar yabancı fon sağlanmıştır. Bu yabancı fonların sadece %22’sini direkt yabancı yatırımcı oluştururken geriye kalan kısmını portföy yatırımları oluşturmaktadır.

***

Yabancılar neden paralarını ülkemize getiriyorlar?

2014 yılından itibaren dolar basmayı kesen Amerikan Merkez Bankası, bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde büyük bir dolar kıtlığı oluşmasına sebep oldu. Üzerine 2015 terör olayları, 2 tane seçim, 1 referandum ve 2016 darbe girişimi gibi kendi içimizde yabancı yatırımcı açısından risk teşkil edecek olaylar yaşayınca döviz uçtu gitti. Daha önceki yazılarımda da bahsettiğim üzere yükselen döviz, enflasyonun yükselmesine ve paramızın değerini kaybetmesine sebebiyet verdi. Bu amaçla dövizin alevini söndürmek için Merkez Bankamız kollarını sıvadı ve faiz arttırım düğmesine bastı. Yükselen faiz, yabancı yatırımcı için oldukça cezbedici bir ortam sağladı. Bunu şöyle bir örnekle açıklayalım:

100.000 usd’si olan bir Amerikalı yatırımcı parasını Türkiye’ye getirir ve 3,49’dan TL’ye döndüğünde eline 349.000 TL geçer. Bu yatırımcı, parasını %12 gibi yüksek bir faizden 3 ay Türk bankalarının birinde tuttuğunda, eline 3 ay sonunda toplam 359.470 TL geçer. Bunu da 3 ay sonra yine 3,49’dan usd’ye çevirdiğinde eline 103.000 usd geçmiş olur. Eğer bu yatırımcı parasını Amerika’da tutsa eline çok daha küçük bir rakam (ilave 750 usd kadar) geçecekti.

***

Bu örnekte görüldüğü üzere yabancı yatırımcı parasını bize getirdikçe döviz miktarı bollaşıyor ve döviz geriliyor. Yüksek faizin ceremesini bizim yatırımcımız, ev – araba almak isteyen vatandaşımız çekiyor ama döviz de bir yandan geriliyor.

***

Peki son zamanlardaki yükselişin sebebi nedir?

Bu sorunun aslında bir çok cevabı var. Bunlara kısaca değinelim:

1) Yukarıdaki örnekte yer verdiğimiz yabancı yatırımcı için en önemli risk kur riskidir. Yani parasını bozduğu kurdan geri almak ister. Kurdaki ani bir yükseliş eline geçecek doların miktarını düşürür. Son zamanlarda, hükümetin Kuzey Irak ile ilgili söylem ve tutumları yabancı yatırımcı için risk teşkil etti ve paralarını Türkiye’de değerlendirmekten çekindiler.

2) Amerikan Merkez Bankası faiz arttırım ihtimalleri yükseldi. Böylece yatırımcılar, güvenli liman olan dolara talep göstermeye başladı. Dolar piyasadan çekilmeye başladıkça miktarı azaldı, değeri arttı.

3) “Bilanço küçültme” diye adlandırılan, Amerikan Merkez Bankası’nın doların musluğunu kısacağı beklentileri yükseldi. Eğer bu durum gerçekleşirse bizim gibi gelişmekte olan ülkelere dolar akışı yavaşlayacak. Bunun korkusu bile yatırımcıları dolar almaya teşvik etti. Piyasada dolar azalınca değeri yükselmeye başladı.

4) Kuzey Kore’nin yaşatmış olduğu korkular, yabancı yatırımcılar için bir risk algısı oluşturdu. Yeni yatırım kararları almakta çekindiler ve para iştahı azaldı. Bu durum yine dolar miktarını düşürdüğü için bir yükselişe yol açtı.

***

Durumu özetlersek, ülkemizde hem faizler yüksek hem de döviz. Dövize yatırım yapanların son zamanlarda siyasilerin söylemlerini dikkate almalarını tavsiye ederim. Uzun dönemde artan politik riskler dövizin daha da fırlamasına sebebiyet verebilir. Herkese hayırlı kazançlar dilerim.