90 yaşında ulu bir çınar; şair Ali Bakırcıoğlu…1926 Kahramanmaraş,Hartlap Köyü doğumlu…İlkokul mezunu. Bir asrın gelenek ve değerleriyle dolu dizelerinde, yaşamın gizemi saklı

‘Bir kitap okudum hayatım değişti.’ sözü onda gerçekleşti, çocukluğunda eline geçen Karacaoğlan’a ait bir şiir kitabını okuyunca kendisi de şiirler yazmaya başladı. Çeşitli dergi ve gazetelerde şiirleri yayınlanmış.

 İnsanları yakından tanımanın bir yolu da ticaret yapmaktır. Nur yüzlü dedemiz uzun yıllar Andırın ’da esnaflık yapmış. Mısralarında,  esnaflar için kullanılan ‘insan sarrafı’ deneyimlerinin de izleri var.

Şairimizin bir asırlık yaşam hikâyesini anlatan şiirini paylaşıyorum…        

DOKSAN YILLIK ÖMÜR

Nasip, doksan oldu bu sene yaşım

Rahat yaşadığım günler az oldu

Hiç huzur bulmadı çilekeş başım

Baharı tatmadan, hemen güz oldu

            Yedi çocuğum var, kırk beş torunum (1)

            Hiç eksik olmadı bir gün sorunum

Hep mutlu sanıldım, dıştan görünüm

Her gün arttı çilem, yüzde yüz oldu

Dün çocuktum ben, ne zaman büyüdüm

Emeklerken tuttum kalktım yürüdüm

Telaş, yarış doksan yılı sürüdüm

Yıllar aydan, aylar günden tez oldu

Daha dün dünyaya gelmiş gibiyim

Henüz uykulara dalmış gibiyim

Rüyayı yarıda bölmüş gibiyim

Bitti koca ömür, birden toz oldu  

        

Bazen yokuş çıktım bazen de iniş

Olsun isterim ki mezarım geniş

Allah kısmet etsin imanla dönüş

Umarım yollarım, belki düz oldu

            Hatasız kul olmaz, hata da ettim

            Allah kısmet etti hacca da gittim

            Çıktım Arafat’a bin tövbe ettim

            Makamı İbrahim, bana haz oldu

Hayat mücadele savaş ve barış

Hep koşturma, telaş, zamanla yarış

Zorluklarla geçti doksana varış

Bana görev, koca ömrü yaz oldu

            Bir ömür boyu koşturdum durdum

            Muhasebe ettim, nefsime sordum

            Nefsimin sesine şu notu verdim

            Kötü notlar, iyisinden az oldu

Geçti Bakırcı oğlu, koca bir ömür

Altın sandıklarım kötü pik demir

Bu dünya çirkefli, kirli bir çamur

Doğruyu söylesem, kötü söz oldu

(1)  Kırk beş torun derken kastettiğim,  torunlarım ve torunlarımın çocuklarıdır.