Bu feryat, Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki’ye ait... Muhatapları, afet riskine karşı duyarsız kalan belediyeler ve vatandaşlar...

Özhaseki,’ Şimdi yasalar çıkarıyoruz. Kentleri değiştirmeye dönüştürmeye çalışıyoruz. Devlet olarak trilyonlar harcıyoruz ama birçok belediye başkanı arkadaşımız işe bile başlamadı. Birçok şehri, ‘Yakında şehrinizde deprem olacak. Bakın bilim adamları söylüyor. Deprem olduğunda da şu kadar bina yıkılacak, altında şu kadar insan kalacak, biraz hareketlenin lütfen’ diye uyarıyorum ama rahatlar, kıpırtı yok. Çok rahatlar, relaks adamlar. Çiçekle, böcekle, sosyal tesisle, şarkıcı, türkücülerle uğraşmaya devam ediyorlar.’Doğru mu? Evet,yerden göğe kadar.

Ülkemizin neredeyse tamamı deprem kuşağında... Felaket kapıda ... Hazırlıklı olmak ve önlem almamız gerekiyor ama maalesef seferberlik içinde olmamız gerekirken, kaplumbağa hızında adımlar atıyoruz..

Cennet memleketimiz büyük acılara gebe...Ülke genelinde yüzbinlerce konutun depreme dayanıksız olduğu ve olası bir depremde çok büyük yıkımlara neden olacağı yönünde bilimsel tespitler var.

Bu durum bile, ne belediyelerimizi ne halkımızı uyandırıyor...Aynı alışkanlıklara devam ediyoruz... Ne zaman depremle yüzleşeceğiz o zaman aklımız başımıza gelecek.

Devlet tarafından geliştirilen çözümler, yavaş ilerliyor veya işe yaramıyor.Burada insanımızın da kabahati var...Depreme dayanıksız binalarda otururken; kentsel dönüşüm tekliflerinde, kaç daire fazla alırım diye rant peşinde koşuyor. Yani bir bakıma canını bir tarafa bırakmış, malın derdine düşmüş.

Yeni konut , işyeri alırken veya kiralarken de alışkanlıklarımızdan vazgeçmiyoruz...Görüntüye aldanıp,depreme dayanıklığını sorgulamıyoruz.

Veya kaç kişimiz DASK sigortası yaptırıyoruz?

Sonuç olarak:Yaşadığımız acılardan ders çıkararak, belediyelerimiz ve vatandaşlarımız ele ele vererek kentsel dönüşüm projelerine hız vermeli;depreme karşı hazırlıklı olmalıyız. Başka çıkış yolu yok!