Ve nihayet beklenen gün geldi. Büyük ses sanatçılarımızdan Deniz SEKİ, Türk adaletinin kendisine kesmiş olduğu 36 aylık hapis cezasını tamamlayarak tahliye oldu.

E ne olmuş, suç işlemiş, cezası infaz olmuş, bilahare tahliye edilmiş.

Evet normal şartlar altında sıradan bir uygulama. Ancak suçun işlenişi, cezanın infazı ve tahliye aşamasında iki konu dikkat çekiyor.

Sanat, istenildiği kadar çalışılsın, okulları okunsun, emek verilsin, herkesin başarıp “sanatçı” unvanını elde edebileceği bir kulvar değil. Doğuştan gelen yetenek, onun yıllar içerisinde harmanlanıp çok çalışma azim ve gayreti ile insan ancak sanatçı olabilir. Ülkeye mal olmak, tüm Türkiye’ye ismini duyurabilmek ise sizin yaptığınız sanat dalında kayda değer mesafe aldığınızın ispatıdır. Deniz Seki gibi.

Sanatçı bir ülkenin önde gelen insanı, örnek şahsiyeti, parmak ile gösterilen kişiliğidir. Yada öyle olması gerekir. Çocukların, gençlerin örnek aldığı, saçlarını onlar gibi kestirdiği, onlar gibi giyindiği, onlar gibi olmaya çalıştığı kişilerdir.

Deniz SEKİ, pasif içici, çeşitli sebeplerden dolayı, yada sanatçılığın getirmiş olduğu ağır baskı yada yaşamış olduğu travmalar neticesi uyuşturucu belasına alışmış, bir nevi acınacak yada tedaviye muhtaç bir uyuşturucu bağımlısı, kullanıcısı değildir. Yada sırf suçu bununla sınırlı değildir. “Uyuşturucu madde ticareti yapmak” suçundan göz altın alınmış, bilahare yargılanmış, suçu sabit görülerek Yüce Türk Adaleti tarafından yaptığı suça karşılık gelen 36 ay hapis cezasına mahkum edilmiştir.

Olayın iki boyutu var demiştik. Birinci boyutu, zaman zaman verdiği kararlar toplum vicdanı le bağdaşmayan Türk adalet sistemi, bu kez verdiği karar ile yargılama sürecinden alnının akı ile çıkmıştır. Verilen mesaj çok açıktır. Sen sıradan bir insan da olsan, Türkiye’ye mal olmuş, ismini tüm Türkiye’ye duyurmuş bir sanatçı da olsan, işlediğin suçun mutlaka bir karşılığı vardır. O suçun cezasını çekeceksin.

Nitekim çekmiştir.

Olayın diğer boyutu ise Türkiye ye mal olmuş, “sanatçı” unvanı ile Türkiye’ye ismini duyurmuş ama maalesef kendisi gibi “sanatçı” namı ile anılan diğer şahıslara uyuşturucu temin etmekten, uyuşturucu ticareti yapmak gibi yüz kızartıcı bir suçtan hüküm giymiş bir şahsiyetin cezaevi çıkışı konfetiler ile karşılanması.

Basın ve sanat dünyasının bu şahsiyeti el üstünde tutması. Artık imajının yerlerde sürünmesi gereken Deniz SEKİ’nin İmaj ve itibarının artarak aramıza dönmesi.

Sizce de garip değil mi.